Bir aylık aradan sonra Merhaba…
Seçimin arefesinde ve sonrasında yazı yazmak istemedim. Yazmadan beni suçlayanlar, yazsaydım neler derlerdi tahmin bile edemiyorum.
Ama büyüklerim bana üç şey öğrettiler;
“Küçük taşla k. silinmez”
“Biz fosoptik çukuruna taş atmıyorsak, pisliğin üzerimize sıçramasını önlemek içindir”
“Savunduğu davayı yaşamayanın sözüne itibar edilmez”
Bende, bu düsturlar çerçevesinde “Söz Gümüş ise, Sükut Altındır” diyerek, hem tatil yapar gibi yazmadım, sustum; hem de başarısız olduğu halde, başkalarını suçlayanların ne hale geldiklerini ve bundan sonra da neler olacağını ibretlik bir film gibi seyrediyorum.
Neyse… Geçelim bunları.
Yaz ayları ile birlikte sokaklarımız adeta “Itır” kokulu bahçelere dönüştü. Yollarda, Parklarda –girdi, çıktı- köprülerde Büyükşehir Belediyesi tarafından mevsimlik çiçekler ekiliyor. Arada bir sulanıyor ve mis gibi kokusu yaz aylarının şu sıcak günlerinde, bayıltırcasına ciğerlerimize siniyor.
Bütün bunlar iyi güzel de…
Siz hiç, koca şehrin göbeğinde tuvalet esansı ile otobüs beklediniz mi?
Cevabınız hayır ise; Özel İdare karşısındaki otobüs duraklarının olduğu yerde 5 dakika beklemenizi tavsiye ederim.
Eski Endüstri Meslek Lisesi yanından hiç geçtiniz mi bilmem. Hani eski öğretmenevinin yıkılmasıyla yapılan parkın, Otobüs duraklarının bulunduğu yol.
Kış aylarında pek belli olmuyor ama, şu sıcak günlerde “Tuvalet Kokulu” Esansların karışımı bir koku ciğerlerinizin dibini buluyor. Öylesine kasvet, öylesine iğrenç bir koku ki, insanlarımızın tabiri ile; “Burnumuzun direkleri sızlıyor”
Bana, konuyu aktarmalarının hemen ardından bir gün akşam otobüs bekler gibi, durakta bekledim. Camları kırık, kapıları sökülmüş eski atelye binalarının içersine gençlerin birisi giriyor, diğeri çıkıyor. Belle ki, tuvalet yapılmış bu binalar. Öyle yeni zamanda değil, galiba metruk duruma düştüğü tarihlerden itibaren olsa gerek ki, tuvalet esansı artık ortaya çıkmış durumda.
O sırada duraklarda bekleyenler, benim dikkatlice metruk binalara baktığımı fark etmiş olacaklar ki,
-“Abi bu eski binaları insanlar tuvalet gibi kullanıyorlar. Kimse de bir şey demiyor. Belediye ekipleri parklara, bahçelere çiçek dikiyorlar ama, şehir içindeki bu binalara bakmıyorlar. Biz şikayetçi olmamıza rağmen bir yetkili gelip de, kontrol etmiyor. Kapıları, pencereleri kapatmıyorlar. Alenen tuvalet gibi kullanıyorlar. Akşam hava karardıktan sonra kim bilir neler oluyor. Binanın içi bira kutuları ile dolu. Gençler bu binaları her türlü işlem için kullanıyorlar. Yetkililerin artık buraları temizlesinler” serzenişinde bulundular.
Gerçekten yetkililer;
Müze yapılacak denilen, toplumun tepkisinden çekinilerek yıkılmayan bu metruk binaların tuvalet gibi kullanılmasından hiç rahatsız olmuyor musunuz?
Gece karanlığında başkaca işlerin de yapıldığı belirtilen, bira kutularının ve şarap şişelerinin atıldığı mekanlar haline gelen ve Turizm beldesi bir büyükşehir’in tam göbeğindeki bu binaların kaderine terk edilmesinden rahatsız olmuyormusunuz?
Değerli yetkililer,
Klimalı araçlarınızdan inerek lütfen Valilik önünden Babadağlılar çarşısının önüne kadar yürüyün lütfen. Bu şekilde, size oy verenleri de selamlarsınız. Ve, insanların burunlarının direklerini sızlatan Tuvalet kokularını da duyarsınız belki.
Mübarek Ramazan ayının iftar sofralarında siyaset yapacağınıza, azıcık da kentin genel sorunları ile ilgilenin lütfen.
Parklara, indi, çıktı köprülere çiçekler dikeceğinize, sivrisinek yuvalarını öldürmek için şehir dışındaki merkezlere ilaçlama yapacağınıza; kötülüklerin ve sivrisineklerin, karasineklerin merkezi olmuş olan bu eski Endüstri Meslek Lisesi binaları ile ilgilenin, insanların buraya girmemesi için tedbirlerinizi alın.
Halka baş olmak; onları dertleri ile baş başa bırakmak, iftar sofralarında boy göstermek, mahkum ettiğiniz daracık sokaklarda akrobasi yaptırmak değildir. Halkın parası ile Çarşaf Çarşaf afişler yaptırmak değildir.
İdarecilik; Hz. Ömer misali, “Fırat’ın kenarında bir koyun kaybolsa” sorumlusunun kendisi olduğunu bilmektir.
Eğer sizde, kendinizi böylesine sorumlu ve yükümlü hissediyorsanız, lütfen bu soruna çare bulunuz.