Mahmut Oğuz müdürün, yaştan dolayı emekli olmasından bu yana geçen zaman zarfında Denizli Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dışardan ve içerden 44 kişi “müdür olmak” için müracaat etmiş veya siyasilerin kapısını aşındırmış. Artık her şeyin ayyuka çıktığı bu zamanda “liyakat” meselesini dert etmiyoruz da, hiç olmazsa Denizli Milli Eğitimi'ni kırıp dökmeyecek, adam gibi yönetecek birisini aramanın derdine düştük.
Her şeyden önce, Milli eğitim camiasının kendi patronu için mücadele vermesi yada bakanlığın yaptığı bir anket sonucu ortaya çıkan bir ismi müdür olarak atayacağı yerde, siyasiler işlerini güçlerini bırakmışlar Denizli Milli Eğitim Müdürlüğü’nü müdür arıyorlar. Siyasilerin aradığı müdür, “itaatkar, biatçı ve devrin adamı” olmaktan öteye geçmez. Liyakat diye bir şey olmaz.
O zaman da siyasilerin her istediği rica, emir telakki edilerek ilimizde eğitim camiasında olmadık yanlışların ortaya çıkmasına vesile olurlar. Şu ana kadar 4 isim ön plana çıkmaya başladı. Yinede siyasi iktidarın adamları olan bu müdür namzetleri, bulundukları mevkiyi küçük görüyor olmalılar. Oysa arkasında “dayısı olmayan” o kadar başarılı isimler var ki, kendilerine sıra gelmeyecek diye “mahzun ve hüzünlü” köşelerinde gelişmeleri takip ediyorlar.
Şimdi gelelim kulislere…
Siyasi kulislere göre; İlimiz iktidar milletvekillerinden bir tanesi, ilimizle ilgisi olmayan, hiçbir bağlantısı veya Denizli Milli Eğitim camiasını tanımayan İstanbul’da görev yapan bir ismi, “bizimle cemaat bağlantısı var” diye ilimize getirmek istiyormuş. O’nun için Denizlili olmak veya Denizli’de görev yapmak önemli değil.
Hoş, kendisinin de ilimiz milletvekili olmasına rağmen Denizli ile ilgili yok. Ama bu dışardan adam devşirme sevdası ilimiz milli eğitimini çok büyük sıkıntıya sokar diye düşünüyorum. Ama bu vekilimizin bu konuda hassasiyeti olduğu düşünülemez. Bereket ki, diğer vekillerin araya girmesiyle bu işten şimdilik vazgeçilmiş. Zaten iki vekilimizin bu konuda herhangi bir görüşü veya düşüncesi yok. Onlar, diğerlerine tabi geçinip gidiyorlar.
Diğer bir eski vekil ve siyasetçimiz de, kendi hemşerisini, akrabasını müdür yapmak için kulis yapıyormuş.
Cumhurbaşkanlığı külliyesinde görev aldıktan sonra tekrar kıymete binen Nihat Zeybekci başta olmak üzere Ankara’da Ak Parti yetkililerine gidip geliyormuş. Ak Parti iktidar olduğunda siyasi kadrolarını kendisi kuran bu vekilimiz, şimdi yeğenini müdür yapmak için çabalıyor. Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Şube Müdürü olarak görev yapan bu kişi, (benim tahminlerime göre) yine o göreve eski vekil tarafından getirilmiş olmalı ki, silik sicili ile ön plana çıkmış durumda. Bunun adı liyakatsizliktir, Biatçılıktır.
Ön plana çıkan diğer bir isim ise; ilçe müdürlüğü yapan bir zat-ı muhterem. Kendisi daha yeni ilçe müdürü olmasına rağmen, Mahmut Oğuz beyin görevini bırakır bırakmaz, İl Milli Eğitim Müdürü olmak için çalışmalara başlamış durumda. Galiba kısa zamanda yükselen ve geldiği yeri benimsemeyen, çalışmalarında henüz başarı sağlamayan bu zat, koltuk ihtirasını Eğitim Bir Sen ile yükselterek çabalıyor. Bunun neresi liyakattır, anlamıyorum.
Cemaatle, vakıfla ilintisi bulunanlar galiba kendilerini şanslı görüyorlar. Öyle ya, “iki yıllık okul mezunu olacaksın. Akademi mezunu olacaksın” ve siyasi ağaların desteği ile büyük başarılara imza atan nice 4 yıllık lisans mezunu kimseleri geride bırakarak, müdür olmak için çabalayacaksın. Her şeyden önce müdür olacak insanın geçmişinde şaibesi olmayacak. Çoluk çocuğuna iltimas geçmeyeceksin. Yakınlarına kurumda kayırmacılık yapmayacaksın.Ama oluyor işte..
Siyasi kulislerde ismi geçen bir diğer eğitimci de; bir başka kurumda müdür olmasına rağmen, gizliden gizliye siyasiler ile irtibata geçerek “illaki Milli Eğitim Müdürlüğünü” isterim diye kişi. Gerçi, liyakat ve oligarşi bakımından oldukça mahir bir kişi. Milli Eğitim Müdürü olursa, bütün kesimleri idare edebilecek demogojiyi yapabilecek kapasitede insan. Milli Eğitimi mükemmel yönetir. Ve benim konuştuğum pek çok eğitimci de O’nu istiyor gibi…
Bakalım neler olacak?
Şimdiye kadar Müdürlük için ismi geçen Bakanlık Müfettişi Musa Dinç, Milli Eğitim şube müdürlerinden Süleyman Ekici, Milli Eğitim Müdür vekili Hüseyin Başgün ve Kültür Turizm Müdürü Turhan Veli Akyol kulislerde yarışıyor gibi. Her şeye rağmen bu isimlerin ön plana çıkması sevindiricidir. Kazanan Milli Eğitim Müdürümüz olsun. Pandemi başta olmak üzere, pek çok sorunu derinden yaşayan eğitim camiasının durulmaya ve düze çıkmaya ihtiyacı var.
Esen kalın.