Geçtiğimiz günlerde kadim dostlar Abdi Baklan ve İsmail Ağar ile birlikte parkta dondurma yedik. Çay içtik.Pandemi yüzünden uzun süredir bir araya gelemediğimiz için koyu bir sohbete daldık. Konu her zamanki gibi, dönüp dolaşıp siyasete gelince; bu duayen siyasetçilerden her konuştuğumuzda, her telefon açtığımızda çok öğrenecek şeylerimizin olduğunu idrak etmişimdir. Kendileri ile yıllardır tanışmışlığımız, kadim dostluğumuz sürüyor. Bana karşı tek kötü sözlerini hiç duymadım. Ama bana çok şey öğrettiler.
Yıllarca Özel İdare Müdürlüğü bünyesinde çalışkan ve iş bitiriciliği ile tanınan ve bu yüzden de siyasilerin hep yardım istedikleri kişi olan Abdi Baklan, emekli olduktan sonra siyasi arenada hep ilkeli bir şekilde boy göstermiştir. İl Genel Meclisi üyeliği, parti delegeliği derken, son yıllarda da İyi Parti bünyesinde siyasete devam ediyor.
İsmail Ağar, bildiğiniz gibi yılların hakimi, İlksan’ı kurtaran kişi olarak bilinir. DYP çizgisinden sapmadan bugünlere gelmiş, o da İyi Parti bünyesinde siyaset yapıyor. Onların yaptığı siyaset anlayışı eskilere dayansa da, kendilerini tazelemesini bilen şahsiyetler. Yani bugünün siyasi çamurluğu içinde entelektüel bir anlayış çerçevesinde siyasi adap ve terbiyesini asla bozmadan yollarında yürüyorlar. Gençlere yol verip, düşünceleri ile onları destekliyorlar.
İşte bu iki kadim dost ile gece yarılarına kadar sohbet ederken, Abdi Baklan’a bir kendini bilmez densizin “Prostatlı” küçümsemesi ile sosyal medyada yorumlar yaptığını; Abdi Baklan’ın gülümseyerek anlatımı ile öğrendim. Bir siyasi partimizin yöneticisi olan kişi, “iler ki günlerde köşemin mevzusu olacak” konu yüzünden eleştirmek için hakaretvari yorumlar ile güya, kendince Abdi Ağa’yı aşağılamak istemiş.
Hayatı boyunca ciddi sağlık sorunları olmayan, sadece yıllardır eşinin hastalığı yüzünden İstanbul-İzmir-Denizli arasında mekik dokuyan Abdi Baklan’a “sende prostat var mı” diye sordum.
Gülümseyerek, “ben 74 yaşındayım. Bu yaşıma kadar yıllık kontrollerimi yaptırmama rağmen prostat bir hastalık olarak belirmedi. Böyle bir derdim de yok” cevabını verdi. Anlaşılan, kendisinden emin olan ve “ekşi yemedim karnım ağrısın” misali bu tür alaylı yorumlara bile tebessüm ile bakabilecek kadar sosyal medyayı iyi tanıyan birisi olduğunu da öğrenmiş oldum. Öyle ya, 74 yaşına kadar ilkeli bir şekilde gel, küçük bir olay yüzünden çocuğu yaşındaki, üstelik aynı partinin bir yöneticisi tarafından alaylı yorumlara konu ol. Bu olacak bir şey mi?
Ama oldu işte. Dün gittiği yolda, yol arkadaşlarını satarak kulvar değiştiren bir siyasetçinin yorumları ile yeni düzen siyasetin ilkesizliğini de gördü Prostatlı Abdi Ağam. Üstelik bu alaylı yorumlara kimse de sesini çıkarmadı. İktidara yürüdüğünü belirten bir siyasi partinin insanları, çok eleştirdikleri ve küfür olarak nitelendirdikleri, eleştirdikleri karşıt partinin sözlerini hiç utanmadan kendi partidaşlarına söyleyebiliyor. Üstelik babası yaşındaki bir insana hakaret etmek için söylüyor bunu.
Abdi Baklan bu sosyal medya paylaşımlarını gülerek, olgunluk içinde karşılıyor. Çünkü o, geçtiğimiz yıllarda da (DYP’li) partidaşı ünlü bazı isimlerin şikayetleri ile karşılaşmış bir kişi olduğundan, bu tür siyasi atmosferin getirdiği gerginliği ve insanların ruh halini iyi biliyor.
“Küçük insanlar, küçük işlerle uğraşırlar. Sabahları evden çıkarken aynaya bakmadıklarından, kendi sülietlerini başkalarında görmeye alışmışlar” diyerek, boş ver diyor.
Bende, O’nun gülümseyerek ve olgunlukla; normal bir olaymış gibi anlattığı bu olayın ardından biraz şakavari; “Olsun be Ağam..! Varsın seni yeni yetmeler prostatlı diye takdim etsinler. Biz senin Abdi Ağa olduğunu, üç kişi ile İl Genel meclisi bünyesinde kazandığın zaferleri biliyoruz. Bu olgunluk içerisinde bırak yeni nesiller Prostatlı Abdi Ağa olarak bilsinler” deyiverdim..
Eee, reklamın iyisi kötüsü olmaz. Ama bilin ki, birilerini yerin dibine batırır, birilerini de göklere çıkarır. Önemli olan her şeye rağmen dürüst, ilkeli, kendini bilerek emin adımlarla geriye dönmeden ileriye bakabilmek, Adaletli ve ahlaklı bildiğin yolda eğilmeden, bükülmeden yürüyebilmektir.
Esen kalın…
Saygılar sunuyorum.
Sayın İbrahim Abim öncelikle Çok kıymetli Saygıdeğer Abdi Bak*** Amcam a destek olduğun için ve sözüm ona kendisinin hiç bir emeği olmadan başkalarının emeği çabası ve güveni üzerinden mevki ve makama gelen o ne idiği belli olmayan zavallı zaat için Bu küçümseyici ve çok çirkin düşünce ve zihniyetli insan bile olmasını beceremeyen kişi için düşüncelerini ziyadesiyle köşende belirttiğin için teşekkür ederim İbrahim Abim kalemine yüreğine sağlık. Saygılarımla ellerinizden öperim...