Bugün yüreklerin kan ağladığı, 11 günde 16 kınalı kuzunun toprağa verildiği, anaların gözyaşlarının kurumadığı, babaların ise sadece “Vatan Sağolsun” diyebildiği ender günlerden bir tanesini Çivril ilçemizde yaşadık. Gencecik fidan, hayatının baharında onbinlerin tekbir sesleri eşliğinde toprağa verildi.
-Neredeyse sıfır terör olarak devir aldığı- AKP iktidarının 13 yıllık döneminde “açılım süreci” başta olmak üzere; polis ve TSK’lerine verdiği “dokunmayın, İlişmeyin” emrinin ardından palazlanan ve büyükşehirler dahil Türkiye’nin her kesimine yerleşen ve “canları istediğinde” eylem yaparak halkımızın canlarına, mallarına kasteden terör örgütünün, bugün geldiği nokta gözler önündedir.
Sözde silahlar bırakılacak, şehidler gelmeyecek, analar ağlamayacaktı. Belki, iyi niyetle ortaya çıkılmıştı. Ama 30 yıl boyunca –bebekler dahil- insanların kanını içen bir örgütün birden bire “barışsever, kardeş havarisi” kesilmesini iktidar anlayamadı. Anlayanları ile düşman ilan etti. Kendilerine “Terör örgütü ile pazarlık yapılmaz” diyenleri yandaş medyanın “vatan haini” ilan ettiği bir dönemden, Türk Milliyetçilerinin “Keşke yanılmış olsaydık” serzenişlerine varan bugünkü ortama geldik.
MHP lideri Devlet Bahçeli, başından beri HDP ‘lileri yok saymıştı. Bütün kesimler yüzde 13 oy almış bir partiyi yok saymasını hep eleştirdiler. Ülkemizin entelektüelleri, yazarları, çizerleri, kendilerine sanatçı süsü veren cahil insanları “Bırakın yasal zeminde siyaset yapsınlar, barış olsun” düşüncesiyle MHP liderini hep eleştirdiler. Acımasız eleştiri oklarını ülkücüler üzerine çevirdiler.
Çivril’de şehidimizi toprağa verirken, son günlerde ardı ardına verilen şehidlerimizin acıları Türkiye geneline dalga dalga yayılırken; şehid cenazelerinin ardından Demirtaş ve avanesinin tek satır açıklaması gelmedi. Ne zaman PKK inleri bombalanmaya başladı. İşte o zaman gırtlakları yırtılıncaya kadar bağırmaya, barışsever nutukları atmaya başladılar. –Bana göre- Bunların barışacağı falan yok. Barışmaya niyetleri bile yok. Tek amaçları ülkeyi bölmek, zayıflatmak. Eğer yasal zeminde demokratik siyaset yapan bir parti olsalardı, askerimiz polisimiz şehit edildiği zaman göstermelik bile olsa, bir kınama mesajı yayınlarlardı.
PKK inleri bombalanmaya başlanınca, “Konuşarak çözmeyeceğimiz hiç bir sorunumuz yok” demeye başladılar. Büyüt Devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük(!) ve güçlü (!) iktidarı AKP senelerdir konuşuyor sizinle. Türk halkı da, “kendi vatanında azınlık durumuna düşmesine rağmen” Çözüm süreci yürüsün, barış bozulmasın diye dişini sıktı. Bütün yapılanlara katlandı.
Ya sizler ne yaptınız?
Köpekleriniz sokaklardan hiç eksik olmadı, onlara “alan tutun” dediniz. Seçim zamanı saz çalıp millete sevimli göründünüz. Gittiğiniz her yerde, “Türkiye’nin partisi olacağız” dediniz. Sırıttınız, kırıttınız. Millet de sizi adam sanıp bir şans verdi.
Bunun karşılığı ne oldu?
Biz barış dedikçe siz “alan tutun” dediniz. İş adamlarından haraç aldınız. Yol kesip kamyonları, iş makinalarını, tırları, yolcu otobüslerini yaktınız. Bayrağımızı yerlere attınız.
Biz “barış” dedikçe bütün kutsallarımıza saldırdınız, şımardıkça şımardınız.
Evinde uyuyan polisleri katlederken “savunma hakkınızı” mı kullanıyordunuz?
İstanbul sokaklarında kaleşnikof silahlarla, yüzleri peçeli “korkak” militan müsvetdeleri ile gösteri yaparken, esnafın işyerlerinin camlarını, pencerelerini indirirken “barış mı” yapıyordunuz?
İşte, Devlet Bahçeli, sizi yok saymakta yerden göğe kadar haklıymış. Kılıçdaroğlu’nun “yüzde altmışlık blok” önerisini Bahçeli kabul etseydi ve bu blok hükümet kursaydı halimiz ne olurdu acaba? Düşünsenize, HDP hükümette, PKK polisleri, askerleri öldürüyor!
Kılıçdaroğlu bu teklifi yaparken bunları düşünemedi mi acaba? Gerçi HDP’ye oy veren CHP’lileri içinde barındıran bir parti için, ne önemi var ki?
Devlet Bahçeli sizi yok saymakta sonuna kadar haklıymış. Ülkücüler için, “MEVZUBAHİS OLAN VATAN’sa, GERİSİ TEFERRUATTIR”
“Önce Vatan” diyen ülkücülerin ortak sesi olarak diyorum ki; 13 yıldır baktığınız, zemin hazırladığınız, dağlarda beslenmesine göz yumduğunuz teröristlerin, silahlarını bir gün size döndüreceğini hesaplamadan yaptığınız hatalar yeter!
13 Yıldır vatan evlatlarının şehid edilmesinde “Büyük devlet”, “sabrımızı sınamasınlar” masallarını artık demeyiniz!
“Yol yapmayı, girdi çıktı köprüleri, makyaj yapmayı hizmet olarak sunan, konuşan ama icraat yapamayan” büyük iktidarınızın marifetlerini gördük. 13 yıldır konuşuyorsunuz, artık bir susun da; Türk Millet’i konuşsun.
Şehidlerimize gani gani Rahmet diliyorum. Toprakları bol, mekanları cennet olsun. Başta aileleri olmak üzere Türk Milleti’nin başı sağolsun.