Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğüne atananRektör vekili Hüseyin Bağ üzerinden bazı çevreler “tu kaka” yaparak Üniversiteye yüklenmeye başladı. Kimileri eski hesapları açıyor, kimileri de Rektör adayı olduklarından dolayı, kendi meslektaşlarını yazıları ile vurmaya çabalıyor. İlimizin gözbebeği Üniversitemizin ilim, irfan yuvası olması için çabalayan güzide insanların, koltuk uğruna meslektaşlarına böyle saldırmalarını aklım almıyor. Halbuki, Denizlili olan herkesin üniversiteye sahip çıkması, “kol kırılır yen içinde kalır” misali hareket ederek; atama yapıldıktan sonra da yüzyüze bakacakları arkadaşlarını rencide etmeden atama dönemini tamamlamalarını isterdim.
Üstelik, son zamanlarda “Cumhurbaşkanlığı sistemine” destek veren MHP revaçta olmaya başlayınca, geçmişte Milliyetçi kesime sıcak bakmayanlar, ülkücü kuruluşlara adımlarını bile atmayanlar, rutin haldeki (ülkücü oldukları bile belli değil) insanlar bile, son zamanlarda “Ülkücüyüm” demeye başladı.Bir ülkücü olarak, koskaca bilim adamlarının siyasi görüşlerini deklare ederek kendilerine koltuk aramalarını bir türlü çözemiyorum.
İşte Ülkücü bir kesim ile bir sohbet toplantısında Üniversitedeki rektörlük seçimi konusunda konuşurken, Prof. Ceyhun Karpuz’un sosyal medya paylaşımları konuşuldu. Bu sohbet sırasında ben, başka bir köşe yazısına hazırlık yaparken, sayın Prof. Karpuz’un kendi sosyal medya üzerindeki paylaşımlarını görünce şaşırdım. Şaşırdım diyorum; çünkü son zamanların revaçta konusu olan ve Rektör atamalarında puan getireceği hesaplanan FETÖ’cü karşıtı görüşleri derinlemesine ele alması, MHP’nin referandum sürecinde AKP’ye destek verdiğini ima eden paylaşımlarda bulunmasının Rektör ataması gibi ilmi bir işle ne ilgisi olabilir diye düşündüğüm için şaşırdım.
Sayın Prof. Karpuz’un kendi sosyal paylaşım sitesinde ar-ge çalışmalarından güneş enerji panellerine, İlimize ikinci üniversitenin kurulması gerektiğine kadar yazdığı bütün yazılarını hayranlıkla okudum. Rektör olduğu taktirde yapacaklarına katılmamak elde değil. Bunların hepsi alkışlanacak mesele..
Ancak sayın Karpuz’un da günümüz şartlarına uyarak, FETÖ ve MHP üzerinden koltuk peşine düşmesini yadırgadım. Üstelik,Ükücü bir gazeteci olarak, kendisini bugüne kadar ülkücü kuruluşların hiçbirisinde görmedim. Ülkücü kuruluşların düzenlediği hiçbir etkinlikte görmedim. Yanılmıyorsam, bir kez rektör adaylarının tanıtımı konusunda Türk Ocakları’nda düzenlenen toplantıda gördüm. Ve bu toplantıya katılması da, tanıtım için olduğundan Ülkücü olduğunu göstermez!
Kendisinin “Ben Lidere ve Teşkilatlara rağmen ülkücüyüm” dediği ileri sürülüyor. Son zamanlarda Ülkücü taban tarafından istenmeyen lider olarak göze batan Devlet Bahçeli’yi istemeyebilir. Ancak teşkilatlara rağmen ülkücü olmasını anlamadım. Ülkücülük ya Ülkü ocakları bünyesinde olur, ya da ülkücülerin diğer kuruluşlarında bulunmakla olur.“Ülkücüyüm ama falan partiye oy veriyorum” diyen eski lakabını alarak, kendilerini Ülkücü kuruluşların ve partilerin üstünde gören, ama aslında bir hiç olan mankurtlar gibi ülkücülük olamaz!
Ve üzülerek belirteyim ki; sayın Ceyhun Karpuz hocam hakkında Ülkücü kuruluşlarda yaptığım araştırmalarda, kendisinin karşılığının bulunmadığını gördüm. Ülkücü olmamak eksiklik değil elbette, ama Ülkücülüğü kullanmak olmaz. Yanlış anlaşılmasın, Ülkücülük benim tekelimde değil, lakin davamı kullananlara da elbette iki çift sözümüz olacaktır.
Yine, sayın hocamın FETÖ terör örgütü ile ilgili derinlemesine yazdıklarını dikkatle okudum. Takip ettim. Taktire şayan yazılar. FETÖ terör örgütünün her türlü faaliyetinden uzun yıllar haberdar olduğu yaptığı çalışmalardan anlaşılıyor. Hatta bir yazısında, 2011 yılında yazdığı bir makale de bu terör örgütüne dikkat çektiğini de not düşmüş. Ancak, devlet ve siyaset kurumunun bile milat olarak kabul ettiği 17-25 Aralık 2013 sonrası farkına vardığı bu tehlikeyi yıllar önce tespit etmiş ve arşivlemiş olmasına rağmen, çocuklarının FETÖ okullarında okuduğu, hatta 2016 yılında bu okullardan mezun olduğu iddia ediliyor. Eğer doğru ise bu ne yaman çelişkidir?.
Kısacası, İlimizin göz bebeği Üniversitemize Rektör olmak için çabalayan insanların bilim ve fikirleri ile ön plana gelmesini isterdim. Şurada 6 ay gibi kısa süre önce atanan Hüseyin Bağ üzerinden göndermeler yapmak, FETÖ ve MHP üzerinden birilerine mesaj göndermek bence çok yakışıksız.
Sayın Hocam, bu yazı sizi karalama, küçük düşürme yazısı değildir. Sadece ilimizin göz bebeği olan Üniversitemiz bünyesinde siyaset değil, artık bilgisi, tecrübesi ile konuşulan bilim adamlarının siyaset üstü bir şekilde karalama yapılmadan yarışmaları ve üniversitemizin yara almadan yoluna devam etmesi arzusu ile yazılmıştır.
En derin saygılarımı sunuyorum.