Geçtiğimiz Pazartesi günü Ak Parti 7. İl Kongresini yaparak, genç bir insana dümeni teslim etti. Partinin gençlik kollarından başlayarak, ilçe başkanlığına yükselen, başarılı bir ilçe başkanlığı sonrasında ise birçok taliplisi olmasına rağmen, genel merkezin teveccühünü alarak il başkanlığına layık görülen Yücel Güngör; kongre günü Ak Parti’nin Denizli ekabir takımının da salonda bulunması ve kendisine destek vermesi “12’den vurdu” denilen bir tabirle, Ak Parti tarafından ilimizde tam isabet yaptığı kişi olmuştur.
Bu açıdan ele alındığında, Ak Parti Denizli, diğer illerin aksine toparlanmak ve bünyesinden yetiştirdiği gençlerin önünü açmak uğruna Bakanlık yapmış kişilerin bile sesini çıkarmadığı, tam destek verdiği kişi olmuştur. Ve kongre günü gördüğüm tablo, Denizli’nin kenetlenmiş olduğunun ispatıdır.
Aylardır “Ben gidiyorum, aday olmayacağım” diyen İl Başkanı Necip Filiz’in parti içerisinde meydana getirdiği panik ve hüzün ile, parti içinde hizipçilik yaptığı gerekçesi ile gözden düşen bazılarının İl başkanı olmak için kulis yapmalarına rağmen, sessiz ve derinden yaptığı siyasi çalışmalar, efendi duruşu, güler yüzü ile Yücel Güngör, arkasındaki Denizlili duayenlerin hem duası hem de kefilliği ile il başkanlığını alan kişi olmuştur.
Ve yönetimine baktığım da; 20 yıldır takip ettiğim Ak Parti’nin gerçekten gençleşme ve metal yorgunluğunu yenerek, geleceğe kucak açan kişilerin Yücel Başkan ile birlikte siyasete damga vurmaya geldiklerini, hazır olduklarını gördüm. Çoğunluğunu ismen bile tanımadığım bu şahıslar, belli ki “Haydi, sizin döneminiz başlıyor" işaretini bekleyen, “Ak Parti bitti, adam bulunamıyor” denildiği bir ortamda birbirlerine kenetlenerek; Yücel Güngör başkanın ardında dimdik durarak ortaya çıktılar.
Pandemi sürecinde dikkat etmeleri gereken hususlar varken, zor günler geçirilirken, kongreyi izleyen delege ve partilileri coşturarak, ”Ak Parti Gençleşiyor. Kaldığımız yerden devam” mesajı veren pırıl pırıl bir yönetim olduklarını göstermişlerdir. Elbette tecrübeli siyasetçilerden öğrenecekleri çok şey vardır. Özellikle başta Nihat Zeybekci, Osman Zolan ve niceleri arkalarında olduğu müddetçe, bu ekibin Denizli’de çok işler başaracağına inanıyorum.
Pandemi yasakları, hijyen, mesafe, maske üçleminin hakim olduğu salonda partilileri bu denli idare etmek kolay değildi. Hele hele, insanların ekonomik sıkıntılar yüzünden, virüse yakalanmamak için çaba sarf edilen bir zamanda o koskoca kongre salonunda bu denli coşku olması manidardır. Orada maddi ve manevi sıkıntılar içinde olan çok insanı gördüm. Onlar, her şeye rağmen partilerine sahip çıkkmak için gelmişler ve destek vermişler.
Ancak. Bu partinin en görkemli günlerinde “mangalda kül bırakmayan” kişileri görememek beni şaşırtmadı. Onları da görmek isterdim. İster gözden düşsün, isterse partiden dışlansınlar; o gün kongre salonunda bulunmaları gerekirdi. Kendileri hiç yoktan siyasetçi kimliğini kazandıran bu partinin saflarında olmaları gerekirdi. Lakin gelmediler. Görünmediler.
Anladım ki, bu insanlar bu gençlere ayak uyduramazlardı. Bu yüzden de salonda bulunmamaları, gelmemeleri –bana göre- eksiklik olarak da görülmedi. Kimsede eksikliklerini hissetmedi.
Bu vesile ile başta Yücel Başkan olmak üzere, vazife gömleğini giyen Ak Partili bu gençlere başarılar diliyorum. Allah utandırmasın.
Esen kalın…