Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Abdest Esnasında Söylenecek Söz 133. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
"Ey Ebû Hüreyre, abdest aldığın zaman "Allah'ın ismiy¬le, Allah'a hamd olsun" de. Eğer abdestini bozmama konu¬sunda kendini tutabilirsen o abdestini bozuncaya kadar sana sevap yazılır."[497]
Hayber Yahudilerinin Cezalandırılması
334. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Hayber'i toprak ve hurma mahsulü¬nün yarısı karşılığında yerlilerinin elinde bıraktı.[498]
124 numaralı hadiste Resûlullahın Medine ve civarında bulu¬nan Yahudilerle Medine'yi müşterek düşmanlarına karşı korumak üzere antlaşma yaptığını, Kurayzaoğulları Yahudilerinin bu ant¬laşmayı bozduğunu, bununla da kalmayarak müşriklere yardım ederek Müslümanları arkadan vurduğunu, Resûlullahın da Al¬lah'ın emri ile onları cezalandırdığını ifâde etmiştik.
Medine'de bulunan ve Resûlullah ile yaptıkları antlaşmayı bo¬zan Yahudi kabilelerinden birisi de Hayber Yahudileri idi. Hayber, Yahudilerin adetâ bir kalesi hüviyetindeydi ve tehlike gün geçtikçe artıyordu. Hayber Yahudileri, Mekke müşriklerine bir heyet göndererek şöyle bir teklifte bulunmuşlardı:
"Muhammed'in işini bitirinceye kadar biz de sizin yanınızda bulunacak, sizinle birlikte iş birliği yapacağız. Muhammed'e düş¬manlık ve onunla çarpışmak hususunda sizinle antlaşma yapa-lım."
Bu teklif müşriklerin çok hoşuna gitmiş, hemen bir antlaşma yapmışlardı. Aynı heyet oradan da Gatafan kabilesine gitmişler, onları da peygamberimize karşı savaşmak hususunda kışkırtmışlardı. Karşılığında Hayber'in bir yıllık hurma mah¬sulünü vermeyi teklif etmişlerdi. Sonra da çevredeki bütün Arap kabilelerine uğramışlar ve hepsini Peygamberimize karşı kışkırtmışlardı. İşte bütün bu gayretler neticesinde müşrikler 131 numaralı hadisin izahında yer verdiğimiz gibi, on bin kişilik bir ordu ile Mekke üzerine yürümüşlerdi.
Peygamberimiz Hendek Savaşında müşrik ordusunu hezimete uğratır uğratmaz onlara yardım eden, Müslümanlara ihanette bu¬lunan diğer bir Yahudi kavmi olan Kurayzaoğullarını cezalandır¬mıştı. 124 numaralı hadisin izahına bakınız.) Bu durum Hayber Yahudilerini fazlasıyla korkuttu. Sıranın kendilerine geldiğini çok iyi biliyorlardı. Bir araya geldiler, durum değerlendirmesi yaptı¬lar. İçlerinden Sellâm bin Mişkem şöyle bir teklif sundu:
"O bizim üzerimize yürümeden biz bütün Hayber Yahudileriyle onun üzerine yürüyelim. Teyma, Fedek ve Vadilkurâ Yahu¬dilerini de yanımıza alalım. Yurdunun ortasında onunla eski ve şimdiki hıncımızla savaşalım."
Hayber Yahudileri bu teklifi yerinde buldular, "İşte yerinde olan görüş budur" dediler.
Peygamberimiz onların bütün bu faaliyetlerinden haberdardı. Onları cezalandırmayı istiyordu. Fakat Hayber Yahudileri Kureyşlilerle bir antlaşma yapmışlardı. Bu antlaşmaya göre Peygam¬berimiz Hayber Yahudilerinin üzerine yürüdüğünde Mekke müş¬rikleri Medine üzerine baskın düzenleyeceklerdi. Mekke müşrik¬leri üzerine gittiğinde de Hayber Yahudileri Medine'ye baskın düzenleyeceklerdi. Bütün bunlar Hayber'de toplanan Yahudilerin gün geçtikçe Medine'de kurulan İslâm devleti için ne büyük bir tehlike teşkil ettiğini açıkça gösteriyordu. Bunun için Peygamber¬imiz müşrikler tarafını garantiye almadan Hayber üzerine yürü¬meyi uygun bulmuyordu.
Nihayet Yüce Rabbimiz bunu Resulüne nasib etti. Peygambe¬rimiz Hudeybiye'de müşriklerle bir antlaşma yaptı. Bu antlaşma¬nın bir maddesinde on yıl müddetle Müslümanlarla müşriklerin birbirlerine saldırmayacakları şartı vardı. Takip ettiği ince siyâset¬le böylece müşrik tehlikesini bertaraf eden Peygamberimiz Hay¬ber Yahudilerini rahatlıkla cezalandırabilirdi.
Bu arada Üseyr isimli bir Yahudi Gatafanları Müslümanlara karşı savaşmaya ikna etmiş ve onları Hayber kalelerine yerleş¬tirmişti. Yaptığı konuşmada Yahudileri Peygamberimize karşı iyi¬ce kışkırtmış, onları Medine üzerine hücuma hazırlamıştı.
Peygamberimiz Hayber Yahudilerini kışkırtan Üseyr'e kendi¬sini Hayber'e vali yapmayı, böylece kan dökülmesini durdurmayı teklif etti. Üseyr başlangıçta buna taraftar göründü ise de sonra¬dan reddetti.
Bundan sonra yapılacak tek şey kalmıştı: İslâm devleti için gün geçtikçe büyük bir tehlike olmaya devam eden Hayber Yahudilerini cezalandırmak. Peygamberimiz Sahabîlere savaş için hazırlanmalarını emretti. Hazırlıklar tamamlanınca da Hayber üze¬rine yürüdü. Kendilerini güçlü kuvvetli gören Yahudiler korku¬larından kalelerine sığındılar, dışarı çıkmadılar. Neticede Yahudi¬lerin son kalesi olan Hayber Sahabîler tarafından fethedildi. Pey¬gamberimiz Hayber Yahudilerini sürgün etmek istiyordu. Yahu¬diler ziraati iyi bildiklerini, izin verilirse topraklarında kalıp işlet¬mek istediklerini bildirdiler. Haybere yerleştireceği kimse olmadı¬ğından Peygamberimiz (s.a.v.) bu teklifi kabul etti. Yahudileri el¬de edecekleri mahsulün yarısını vermek şartıyla Hayber'de bırak¬tı.[499]
İşte izah ettiğimiz hadis bunu ifâde eder. 380 umarak hadise de bakınız.[500]
[488] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/207-208.
[489] Ahzâb: 33/9. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/208-209.
[490] Müslim, Salat: 265; İbni Mâce, İkâme: 38; Ebû Dâvud, Salat: 109; Nesât, Kıble: 7; Müsned, 5:194. (21316); Dârimî, Salat: 128. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/209.
[491] Müslim, Salât: 254-256; Ebu Dâvud, Salat: 109; Buhari, Salat: 90; Nesâî, Kıble: 7; İbni Mâce, İkâme: 38; Muvatta, Sefer: 38; Dârimî, Salat: 129.
[492] Müslim, Salât: 258-259; Ebu Dâvud, Salat: 114; Buhârî, Salat: 90; Nesâî, Kasâme: 48; İbni Mâce, İkâme: 39.
[493] Müslim, Salât: 267-269; Ebu Dâvud, Salat: 112; Buhârî, Salal: 22; Nesâî, Taharet: 119; İbni Mâce, İkâme: 40; Müsned, 6:37, (24081.)
[494] Resûlullahın hanımı Ümmü Seleme'nin önceki beyinden olan kızı.
[495] İbni Mâce, İkâme:38.
[496] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/209-211.
[497] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/211.
[498] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/211.
[499] İbni Hişam, Sîre, 3:225, 230, 231, 257, 266, 332, 351, 352, 371; İbni Sa'd, Tabakat, 2:92.
[500] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/212-214. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.