Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Yüce Rabbimizin:
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostudurlar. Onlar iyiliği tavsiye ederler, kötülüklerden sakındırırlar.” (Tevbe-71) öğüdü doğrultusunda, Kur’an ölçeğinde Müslüman mezarlarının nasıl olması gerektiği hususuyla ilgili bu yazıyı kaleme aldım. Bu konuda belki daha önce çok şeyler yazılmış, çok şeyler söylenmiştir. Ama olsun. Bir de biz iyiyi ve doğruyu tavsiye edelim, inşallah faydası olur. Bildiğiniz gibi bu dünyada yaşayan her insan ve her canlı Rabbimizin kendileri için takdir ettiği ömrü yaşar ve Rabbimizin Kur’anda:
“Her nefis (canlı) ölümü tadacaktır.” (Enbiya-35) buyruğu doğrultusunda ölüm vakti gelince, yani eceli gelince ölümü tadar, ruhunu teslim eder ve ölür. Bu, Allahın her canlı için takdir ettiği bir durumdur. Ancak ölen insanların bedenlerinin ne yapılacağı konusunda insanlar tarih boyunca çeşitli uygulamalar yapmışlar. Bazı toplumlarda ölen insanın bedeni yakılmış, külleri suya veya havaya savrulmuş, veya bu küller bir kutuda saklanmış, bazı toplumlarda ölen insanlar çürümesin diye mumyalanarak kaya mezarlara veya toprağa gömülmüş… v.s. Bunların çoğu da o toplumların inanışlarına göre yapılmış. Tevhid inancında ise ölen insanın bedeni Rabbimizin öğretisiyle ilk insan ve ilk peygamber Hz.Âdemden bu yana toprağa gömülür, mevtanın gömüldüğü yere de “Mezar” veya “Kabir” denir.
Bu mezarlar sade ve basit olur. Üstü çiğnenmesin diye mezarın üstü küçük deve hörgücü şeklinde azami 10 cm yüksekliğinde toprakla tesviye edilir. Baş ucuna da bir taş konur. Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhisselamın uygulaması da böyleydi.
Ancak peygamberimizden sonra zaman içerisinde müminler diğer toplumlardan ve diğer inanışlardan etkilenerek kendi uygulamalarını terk ederek, kabirlerini-mezarlarını bazı putperest toplumlar gibi lüks ve gösterişli yapmaya başlamışlar. Bu da mezarların farklı ve düzensiz olmasına neden olmuş.
Halbuki ölen ölmüştür artık, gösterişli ve süslü dünyevi mekanların ve zîynetlerin ona bir faydası yoktur. Dolayısıyla betonarmeden, mermerden veya daha gösterişli ve süslemeli malzemelerden yapılan görkemli, gösterişli ve lüks mezarların da ölüye bir faydası yoktur. Sadece o mezarı yaptıranlar için dünyevi bir övünç vesilesi olur o kadar!. Tam aksine bu tür davranışa tevessül edenler bu sayede bid’ate, kibre, israfa ve gösterişe yöneldikleri için günah kazanırlar.
Birçok insan bunu iyi niyetle yapar ama yaptıkları gösterişli mezarların Allahın rızasına uygun olmadığının farkında olmazlar ve hayır yapayım derken günah kazanırlar. Çünkü Allah israfı, kibri, böbürlenmeyi ve gösterişi sevmez.. Ayrıca israf ederek yaptırılan o gösterişli mezarların altında yatan ölülerin hepsi zaman içerisinde çürüyüp giderler ve o gösterişli mezarlar boş birer mekandan ibaret kalırlar.
Bazı Müslümanlar da sevdikleri insanlardan ölenlere kutsallık ve saygınlık yüklemek için mezarlarını türbe olarak inşa etmişlerdir. Hatta geçmişte yaşayıp ölen peygamber ve irfan sahibi kişiler için bile bu tür mezarlar inşâ ederek oraları kutsallaştırarak onları şefaatçı kılarak putperestliğe özenmişler. Halbuki bu konuda Allah bizi şöyle uyarır: “Allah dışında yakardıklarınız, hiçbir şey yaratamazlar.
Onların kendileri birer yaratıktır. Onlar yaşamayan ölülerdir.. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.” (Nahl-21) Mezar ve mezarlık konusunda son olarak şunu ifade edelim; Müslüman mezarları yaşayan insanlara ders ve ibret verecek sadelikte ve basitlikte olmalı ki, mezarlığa gelenler o mezarlardan ders ve ibret alsınlar. Müslümanın mezarı, sade, tabii ve mütevazi olmalı, üzerinde topraktan başka bir örtü olmamalı.
Mezarlar aynı safta namaz kılan müminlerin safları gibi sıra sıra olmalı, kefenlerinin beyaz, sade ve basit bir bez olduğu gibi müslümanların mezarları da birbiriyle aynı sadelikte ve eşitlikte olmalı. Müslüman mezarlığı, ihtişam ve gösterişten uzak, sadeliği, tabiiliği, temizliği ve intizamı ile örnek olmalı. Mezar yapımında bu eşitliği bozan şeylere izin verilmemeli. Mezarlığın içi ve çevresi temiz ve düzenli olmalı. Ölçüyü bozmamak kaydıyla mezarlıklar yeşil bitki örtüsüyle dizayn edilmesinde bir sakınca olmaz.
Geçmişte olanlar olmuştur artık, ama bundan böyle gerek mümin kardeşlerimiz ve gerekse yerel yöneticilerimiz birlik olup mezarlarını ve mezarlıklarını Müslümanın imanına yakışır şekilde sâde, temiz ve mütevazi olarak ihdas etmeliler ki, Allahın sevgisi ve rızası kazanılmış olsun. Şunu iyi biliniz ki; Ölüye yapılacak en güzel hizmet ve iyilik; onun için yapılan güzel duâlardır. Peygamberimiz öyle yapardı. İmanınız kavi ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun. Amiiin
Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.