Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Selam verirken, selamın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye dua etmeye niyet etmelidir! Sünnet olduğu düşünülmeden, alışkanlık halinde, şuursuzca selam verilince, sevap olmaz. Bir yere girerken de, çıkarken de selam verilir. Dinimizde selamın önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Müslümanın müslüman üzerindeki altı haktan biri de selam vermektir.) [Müslim]
(Bir yere girerken oradakilere selam vermek borç olduğu gibi, çıkarken de selam vermek borçtur.) [Beyheki]
(Bir yere, bir meclise giren oradakilere selam versin. Oradan kalkıp giderken yine selam versin.) [Tirmizi]
(Bir kimse ayrılırken, selam verirse, onların hayırlı işlerine ortak olur.) [Rüzeyn]
(İnsanların en âcizi dua etmeyen, en cimrisi de selam vermeyendir.)[Taberani]
(İnsanlara güler yüzle selam vermek sadakadır.) [Beyheki]
(Bir eve girince, ev halkına selam verin. Çıkarken de selam verin.) [Beyheki]
Selam ne demektir
Selam, emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara gelir. Selam vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duadır. Selam, (Ben müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamettesin) manasına, selamet üzere ol, müslüman olarak öl manalarına da gelir. Gayrı müslimlerin hidayete kavuşmaları niyetiyle, ihtiyaç olduğu zaman onlara selam vermek, hidayete kavuşmaları için dua etmek caizdir. (R.Nasıhin, Redd-ül Muhtar)
Selamlaşırken eğilmek günahtır. Hadis-i şerifte, (Karşılaştığınız zaman birbirinize eğilmeyin, kucaklaşmayın) buyuruldu. (Berika)
Eshab-ı kiram, yolculuktan döndükleri zaman kucaklaşırlardı. Şu halde, uzun yoldan gelmiş veya uzun zamandır görülmeyen bir arkadaşla kucaklaşmak caiz olur.
Selamün aleyküm diye selam vermek caiz ise de Esselamü aleyküm demek daha iyidir.
Selamün aleyküm denince, Ve aleyküm selam demek farzdır. Esselamü aleyküm denince de, Ve aleykümüsselam denir. Her ikisinde de "ve" harfini söylemelidir! (Ve aleyküm...) deki "ve", (dahi) manasındadır. Yani, (Allah’ın selamı bizim üzerimize olduğu gibi, sizin de üzerinize olsun!) demektir. Sadece (Aleyküm selam) ise, sanki (Selam bize değil size olsun) gibi uygunsuz bir manaya gelebilir.
Selamı düzgün verip düzgün almak iyidir. “Ve” söylemeden de almak caiz ise de, ve'li söylemelidir.
Verilen selamı daha güzeli ile almak da farz değil ise de, çok sevaptır. Peygamber efendimiz, (Selamün aleyküm) diyen için, (On sevap kazandı) buyurdu. Başka biri, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi) dedi. (Yirmi sevap kazandı) buyurdu. Bir başkası da, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü) dedi. Bu kimse için de, (Otuz sevap kazandı) buyurdu. Bu sırada orada oturanlardan biri selam vermeden çıkıp gitti. Resulullah efendimiz, (Arkadaşınız [selamın faziletini] ne tez unuttu) buyurdu. Daha sonra, (Bir topluluğa gelince de, ayrılırken de selam verin! Birinci selam, ikincisinden daha mühim değildir) buyurdu. (Taberani)
Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Müslümanların yanına girerken, çıkarken, karşılaşınca, ayrılırken mutlaka selam vermelidir! Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Mümin kardeşine selam vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek, aradaki sevgiyi pekiştirir.) [Taberani]
(Darlıkta infak eden, rastladığı müslümana selam veren, kendi aleyhinde de olsa adaletli davranan, iman hasletlerini toplamış olur.) [Ebu Nuaym]
(Yirmi müslümana selam veren bir mümin Cenneti hak eder.) [Deylemi]
(Tatlı dilli olmak, selamlaşmak ve yemek yedirmek, Cennete götürür.) [Hakim]
(Selam, kelamdan öncedir.) [Tirmizi]
(Selam vermeden söze başlamayın. Selam vermeden konuşana cevap vermeyin.) [Hakim]
(Mümin, önce selam vermek için atılır; münafık ise önce kendisine selam verilmesini bekler.) [Dare Kutni]
(Önce selam veren, Allah’a ve Resulüne daha yakındır.) [Ebu Davud]
(Allahü teâlânın rahmet ve affına en layık olan, önce selam verendir.) [Ebu Davud]
(Önce selam veren kibirden uzak olur.) [Beyheki, Hatib]
Selamlaşmayı yaymak çok sevaptır. Birkaç hadis-i şerif meali:
(Selamlaşmayı yayarsanız Cennete girersiniz.) [Taberani]
(Selamlaşmayı yaygınlaştırın, yemek yedirin, [salih] akrabayı ziyaret edin, gece herkes uykuda iken namaz kılın, sonra selametle Cennete girin.) [Darimi]
(Yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Birbirinizi sevebilmenin yolu, aranızda selamlaşmayı yaymaktır.) [Tirmizi, İ.Ahmed]
(Amellerin en iyisi, selamlaşmayı yaymaktır.) [Eşiat-ül-lemeat]
(Yalnız tanıdıklara selam vermek kıyamet alametidir.) [Taberani]
(Karşılaştığınız arkadaşa selam verin. Eğer aranıza ağaç, duvar, yahut taş gibi bir engel girip de, sonra karşılaşırsanız tekrar selam verin.) [Ebu Davud, İbni Mace]
(Gece gündüz şeytandan uzak kalmak isteyen, evine girerken selam versin.) [Taberani]
(Evine girerken selam veren, Allah’ın himayesinin garantisi altındadır.) [Ebu Davud]
(Bir eve girince, ev halkına selam verin. Çıkarken de selam verin.) [Beyheki]
(Bir yere giren oradakilere selam versin. Oradan kalkıp giderken yine selam versin.) [Tirmizi]
Selam veren mi, alan mı?
Selam veren alandan daha çok sevap alır deniyor. Selam vermek sünnet almak farz olduğuna göre selam veren nasıl çok sevap alıyor?
Bu bir istisnadır. Selam veren, karşıdaki Müslümana farz sevabı işletiyor. Bir sevaba sebep olana da aynı sevap verilir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Hayra delalet edene [yol gösterene, o hayra sebep olana], o hayrı işleyen kadar sevap verilir.) [Buhari, İ. Ahmed, Ebu Ya’la] . Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.