Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Dünyada meydana gelen corona virüs salgını, depremler, sel ve çığ felaketleri, çekirge ve karınca istilalarının ardından kıyamet alametleri bir kez daha gündeme geldi. Çekirge, karınca istilası ve corona virüs salgını kıyamet alameti mi?
Afrika ülkelerinde görülen karınca istilası, Kur’an-ı Kerim’de de geçiyor. Allah’u têâlânın mahşer gününden önce insanlara göstereceği kıyamet alametleri, son zamanlarda yaşanılan olayların ardından daha bir merak uyandırıyor. Peki gerçekleşen kıyamet alametleri nelerdir? Kıyamet alametlerinden hangileri yaşandı? Koronavirüs kıyamet alameti mi? İşte detaylar…
UMMAN’DA KARINCA İSTİLASI
Son zamanlarda Hindistan, Doğru Afrika ülkeleri, Irak ve Pakistan gibi birçok bölgede rastlanılan çekirge sürülerinin Umman'da boy gösterdiği açıklandı. Türkiye'yi etkileyip etkilemeyeceği konusuyla ilgili herhangi bir veri bulunmuyor...
KARINCA İSTİLASI KUR'ANDA GEÇİYOR MU?
132. ayet
Ve dediler ki: "Bizi büyülemek için ne işaret getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz." (ARAF 132)
133. ayet Biz de açık seçik mûcizeler olmak üzere onların üzerine tûfan, çekirge, haşarat, kurbağalar ve kan gönderdik. Yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim olmakta direndiler.
Daha önce (130. âyette), kuraklık sıkıntısından söz edilmişti. Anlaşıldığına göre bu bir ilk uyarıydı. Ne var ki Firavun ve çevresi, bundan ders alacakları yerde, inkâr ve inatlarını daha da pekiştirdiler; bu uğurda bütün sıkıntılara katlanmaya hazır olduklarını açıklayarak âdeta Allah’a karşı meydan okudular. Yüce Allah da onları 133. âyette özetle bildirilen felâketlere mâruz bıraktı.
Kur’ân-ı Kerîm’de Firavun ve Mısırlılar’ın inkârları, İsrâiloğulları’na karşı haksız tutumları ve onları serbest bırakmamaktaki ısrarları yüzünden başlarına türlü felâketler geldiği özetle anlatılmış; ibret alınması için bu kadarı yeterli görülmüştür. Tevrat’ta ise, Firavun’u İsrâiloğulları’nı serbest bırakmaya mecbur etmek için, daha çok Hârûn’un değneği vasıtasıyla gerçekleştirilen ve İsrâiloğulları’na isabet etmeyen çeşitli felâket mûcizelerinin gerçekleştirildiği bildirilmiştir.
Mısırlılar’ın hayat damarları olan Nil sularının kana dönüştürülmesi, bütün ülkenin ve evlerin kurbağalarla dolup taşması, önce tatarcık, ardından at sineği (kımıl) istilası, hayvanların kırılması, insanların ve hayvanların vücutlarını çıban kaplaması, dolu felâketiyle dağdaki insanların ve önceki felâketlerden artakalan hayvanların kırılması, büyük bir çekirge sürüsünün yeri göğü kaplaması şeklinde sıralanan mûcizelerden hiçbiri Firavun’u yola getirmeye yetmemiş; o, her felâket vuku bulduğunda, Mûsâ’ya kendilerini bu felâketten kurtarması halinde İsrâiloğulları’nı serbest bırakacağına dair söz vermiş; fakat felâket geçince sözünden dönmüştür.
Nihayet “Rab,... Mısır diyarında bütün ilk doğanları vurdu... Ve Mısır’da büyük feryat vardı; çünkü içinde ölü olmayan bir ev yoktu.” Artık bu son felâket üzerine Firavun, erkeklerinin sayısı 600.000’i bulan İsrâiloğulları’nın 400 yıldır kalmakta oldukları Mısır’dan çıkmalarına izin verdi (Çıkış, 5-12).
KIYAMET ALAMETLERİ NELER?
Hadis şerhleriyle “melâhim” ve “fiten” türü kitaplarda kıyamet alâmetleri ile ilgili çeşitli rivayetler Hazreti Peygamber’e atfedilir. Bu rivayetlerde dinî-içtimaî hadiselere, ahlâkî bozuluşa ve tabiat olayları ile ilgili oldukça ayrıntılı veriler vardır.
Nakledilen metinlere göre kıyamet alâmetleri şöyledir:
Kur’an’ın önemi insanlar tarafından unutulacak, emanete riayet edilmeyecek, namaz kılınmayacak, seviyesiz ve şahsiyetsiz kişiler yönetici olacak, faiz helâl sayılacak, ebeveyne isyan edilip beyler hanımların emrine girecek, toplumlar geçmişlerine lânet okuyacak, yöneticiler insanlara zulmedecek, akşam mümin olarak yatan kişi sabah kâfir olarak kalkacak, ticareti dürüst olmayan gruplar ele geçirecek, şerrinden korkulan kimselere itibar edilecek, erkekler erkeklerle, kadınlar da kadınlarla yetinecek, mescidler süslenmekle birlikte ibadete önem verilmeyecek, cihad ve irşad faaliyetleri terkedilecek, kadınlar sosyal konum bakımından ön plana çıkarılacak ve erkekler kadınlara benzemeye çalışacak, hayasızlık çoğalacak, açıklık yayılacak, kader inkâr edilecek ve yıldız falına inanılacak, sadece din dışı ilimler öğrenilecek, âni ölümler çoğalacak, liderliğe elverişli kimseler azalacak, akrabalık bağları kesilecek, cahiller, aynı zamanda dürüst olmayan zâhid ve sûfîler türeyecek, kitapların sayısı artacak, yalancılar tasdik edilip doğru konuşanlara itibar edilmeyecek, yağmurlar ve yıldırımlar çoğalacak, madenler yok olacak.
(İbn Kesîr, I, 21, 178-179; Berzencî, s. 70-75; Hammûd b. Abdullah et-Tüveycirî, II, 78, 293; Yûsuf b. Abdullah el-Vâbil, s. 179-235).
Çoğu zayıf ya da uydurma olan, toplumdaki içtimaî, dinî ve siyasî gelişmeleri yansıtan bu rivayetlerde paylaşılan alâmetlerin sayısı yetmişi geçiktir.
KIYAMET ALAMETLERİ NELERDİR?
Kıyamet alâmetleri önemine göre büyük ve küçük diye de sıralanıyor. Küçük alâmetlere dinî hayatın zayıflayıp kötülüklerin yayılmasına dair olaylar dâhil edilirken büyük alâmetleri kıyametin kopmasından kısa bir zaman evvel meydana gelecek vak‘alar oluşturur. (M. Selâme Cebr, s. 20; Yûsuf b. Abdullah el-Vâbil, s. 77, 239)
KÜÇÜK ALÂMETLER
Ahlâkın bozulması ve dinî emirlerin ihmal edilmesi gibi insan iradesine bağlı olarak büyük alâmetlerden çok evvel yaşanabilecek olaylardır.
Hadislerde de kıyamet alâmetleri eşrâtü’s-sâa tabiriyle belirtilir. Bu hadislerde bildirildiğine göre Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed, kıyametin kopuş zamanını bilmediğini söylemiş, fakat kopmasından evvel vuku bulacak bazı olayların onun yaklaştığının alâmetleri sayılacağını haber vermiştir.(Buhârî, “Îmân”, 37)
Âhir zaman peygamberi ve son nebî olması vesilesiyle kıyamete yakın bir zamanda gönderildiğini paylaşan Resûl-i Ekrem’in (Buhârî, “Ŧalâķ”, 25, “Riķāķ”, 39; Müslim, “Fiten”, 132-135) kıyamet alâmeti olarak zikrettiği rivayet edilen olayların başlıcaları şunlardır:
1-Peygamberimiz’in gönderilmesi ve onunla peygamberliğin sona ermesi,
2-Şarap içme ve zinanın açıkça yapılır olması,
3-İlmin ortadan kalkıp bilgisizliğin artması,
4-Adam öldürme olaylarının artması,
5-Ehliyetsiz insanların söz sahibi olması,
6-Zekât verecek fakirin bulunmaması,
7-Dünya malının bollaşması,
8-Köle kadının efendisini doğurması,
9-Zinanın alenî hale gelmesi,
10-Aynı davayı güden iki büyük topluluğun birbiriyle savaşması, çobanların zenginleşerek bina yapmakta yarışması,
11-Müslümanların kıldan ayakkabı giyen,
12-Küçük gözlü ve geniş yüzlü insan gruplarıyla savaşması,
13-Elli kadına bir erkek düşecek şekilde kadın nüfusunun artması, insanların hayatlarından bıkarak ölülere gıpta etmesi
14-gibi olaylar kıyametin küçük alâmetlerinin bazılarıdır. (Buhârî, “Tefsîr”, 79, “Hudûd”, 20, “Fiten”, 25; Tirmizî, “Fiten”, 34; İbn Mâce, “Fiten”, 25; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 15). (Buhârî, “Fiten”, 4-5, 22, 24, “‘Itķ”, 8, “Cihâd”, 95, “Nikâĥ”, 110; Müslim, “‘İlim”, 8-10; İbn Mâce, “Fiten”, 25-36; Tirmizî, “Fiten”, 35, 42-43).
Hadislerde paylaşıldığına göre kıyametin kopuşu ansızın vuku bulacak, bu esnada yemek yiyenler lokmasını ağzına götüremeden, alışveriş yapanlar işlerini bitiremeden, devesinin sütünü sağan kimse bunu misafirine ikram edemeden ve havuz yaptıran kişi havuzuna giremeden kıyamet kopacaktır. (Buhârî, “Fiten”, 25)
BÜYÜK ALÂMETLER
Asıl kıyamet alâmetleri büyük alâmetler olarak kabul edilen kozmik değişikliklerdir. Kıyametin kopuşu öncesinde gerçekleşeceğine inanılan başlıca hârikulâde olaylar mehdînin zuhuru, deccâlin ortaya çıkışı, Ye’cûc ve Me’cûc’ün görünmesi, Hz. Îsâ’nın gökten inmesi, gökten insanları bürüyen bir dumanın inmesi, Hicaz bölgesinde büyük bir ateşin çıkışı ve dâbbetü’l-arzın yerden çıkmasından ibarettir.
Bunlardan duhân, dâbbetü’l-arz, Ye’cûc ve Me’cûc konusu Kur’an’da zikredilmektedir. Deccâl, mehdî ve nüzûl-i Îsâ inançları ad yalnızca Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'e atfedilen rivayetlere dayanır.
Kur’an’ı Kerim'de kıyamet alâmetlerinin nelerden ibaret olduğuna dair bilgi verilmemiş, yalnızca Ye’cûc ve Me’cûc’ün gelişinden (el-Enbiyâ 21/96), dâbbetü’l-arzın çıkışından (en-Neml 27/82), göğün insanları saracak bir duman (duhân) yayacağından (ed-Duhân 44/11-12) ve ayın yarılacağından (el-Kamer 54/1) bahsedilmiştir.
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed bir hadislerinde, “Kıyametten evvel on alâmet görmediğiniz sürece dünyanın sonu gelmez” buyurmuş ve bu alâmetleri şu şekilde sıralamıştır (Müslim, “Fiten”, 39; Ebû Dâvûd, “Melâhim”, 11; İbn Mâce, “Fiten”, 28):
KIYAMET ALAMETLERİ DUMAN ÇIKMASI
Müminleri nezleye tutulmuş gibi bir duruma getiren ve kâfirleri sarhoş eden bir dumanın çıkışı ve bütün yeryüzünü kaplaması.
Kıyametin büyük alametlerinden dumandır bu duman hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Göğün, insanları bürüyerek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle! Bu, elem verici bir azaptır. (İşte o zaman insanlar):−Rabbimiz! Bizden (bu) azabı kaldır, doğrusu biz artık iman edenleriz. (derler)” (Duhân 10, 12)
KIYAMET ALAMETLERİ DECCAL
Hz. Peygamber’e atfedilen rivayetlerden hareketle kıyametin büyük alâmetleri arasında zikredilen hârikulâde olaylara dair benimsenen inançlara göre âhir zamanda deccâl adı verilen ilginç bir insan ortaya çıkacak, ulûhiyyet niteliklerine benzer özelliklere sahip olup ilâhlık iddiasında bulunacak ve büyük bir fitne kopararak insanları hak yoldan saptıracaktır (Buhârî, “Fiten”, 26-27; Müslim, “Fiten”, 100-110; Nevevî, XVIII, 58).
Deccâlin ardından Sünnîler’e göre asıl adı Muhammed b. Abdullah, Şiîler’e göre ise Muhammed b. Hasan olan ve Ehl-i beyt soyundan gelen mehdî zuhur ederek deccâli öldürdükten sonra İslâm dinini kısa sürede yayıp yeryüzünde hâkim kılacak ve bütün kötülükleri ortadan kaldırıp adaleti tesis edecektir (İbn Kesîr, I, 24-32).
Mehdînin zuhurunun ardından Hz. Îsâ âdil bir hakem ve yönetici olarak gökten inecek, haçı kırıp domuzu öldürecek, vergiler koyup zenginlik sağlayacak, mehdînin arkasında namaz kılıp ona yardım edecek (İbn Mâce, “Fiten”, 33; İbn Kesîr, I, 52, 145-146), aynı dönemde ortaya çıkarak yeryüzünü fesada boğacak olan Ye’cûc ve Me’cûc onun yapacağı dua sayesinde Allah tarafından bir anda helâk edilecektir (Hammûd b. Abdullah et-Tüveycirî, III, 174).
Ebû Hüreyre (r.a)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) söyle buyurmuştur:
“Yedi sey gelmeden evvel, sâlih ameller islemekte acele ediniz! Yoksa gerçekten siz;
1. (İbadeti, haram ve helâl hudutlarını) unutturan fakirlik,
2. Azdıran zenginlik,
3. (Her seyi) bozup perisan eden hastalık,
4. Aklı ve idrâki zaafa uğratarak saçma-sapan konusturan ihtiyarlık,
5. Ansızın geliveren ölüm,
6. Gelmesi beklenen seylerin en serlisi Deccâl ve,
7. Kıyametten baska bir sey mi beklediğinizi sanıyorsunuz? Kıyâmet ise, belâsı en müthis ve en acı olandır.” (Tirmizî, Zühd, 3/2306)
İnsanlar onu bilsinler ve sakınsınlar diye birçok özellikleri Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından bizlere şu şekilde bildirilmiştir:
1) Deccal Yahudi’dir!
2) Deccal Kâfirdir!
3) Deccal Kısırdır!
4) Deccal, İnsanı Öldürüp Diriltir!
5) Deccal, Çok Kuvvetlidir!
6) Deccal, Çok Hızlıdır!
7) Deccal, Kalın Boyunludur.
8) Deccal’in Alnı Açıktır.
9) Deccal, Kırmızı Yüzlüdür.
10) Deccal, İri Yarı Biridir.
11) Deccal, Kısa Boyludur.
12) Deccal’in Bacak karının Arası Açıktır.
13) Deccal, Sevimsizdir.
14) Deccal, Gençtir.
15) Deccal, Çukur ve Tümsek Olmayan Bir Halde Silme Düzdür.
16) Deccal’in Saçı Oldukça Kıvırcıktır!
17) Deccal’in İki Gözü Arasında Kâfir Yazılıdır!
18) Deccal’in Gözü Cam Gibi Yeşildir!
19) Deccal’in Sağ Gözü Kör veya Şaşıdır!
20) Deccal’in Sol Gözü Sönük veya İçi Çıkartılmış Üzüm Tanesi Gibidir!
21) Deccal’in Ayakları Dengesiz ve Çarpıktır!
22) Deccal’in Yanında Akar İki Nehir Vardır!
23) Deccal, Gökyüzüne Emrettiğinde Yağmur Yağar!
24) Deccal, Toprağa Emrettiğinde Sebze ve Meyve Çıkar!
25) Deccal, Toprağa Emrettiğinde Hazinelerini Çıkartır!
26) Deccal, Hayvanların Memelerindeki Sütünü Artırır!
27) Deccal, Sebzelerin ve Meyvelerin Bereketini Artırır!
28) Deccal’in Yanında Ekmekten ve Etten Dağlar Vardır!
(Buhari 6976, 6980, Müslim 2933, 2934, 2937, 2942, Ebu Davud 4316, 4320, Ahmed 2/291, 7892, 4/20, 16368)
Muaz (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Beytü’l-Makdis’in imarı Medine’nin harabına, Medine’nin harabı büyük savaşın çıkışına, büyük savaşın çıkışı İstanbul’un fethine, İstanbul’un fethi de Deccal’in çıkışına delalet eder’ buyurdu.” (Ebu Davud 4294)
DÂBBETÜ’L-ARZ
“Yer hayvanı” anlamına gelen dâbbetü’l-arzla ilgili âyetlerde belirtildiğine göre ilâhî hüküm gerçekleşince yerden bir dâbbe (hareket eden varlık) çıkarılacak ve insanların Allah’ın âyetlerine inanmadıklarını söyleyecektir (en-Neml 27/82).
Bu hususta Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler. (Neml 82)
Mahiyeti konusunda herhangi bir bilgi bulunmadığından dâbbetü’l-arzın çıkacağına inanmakla yetinmek bu konudaki en isabetli tutumdur (Yûsuf b. Abdullah el-Vâbil, s. 412-415). Hadislerde kıyamet alâmetleri arasında geçen, Hz. Îsâ’nın nüzûlü ve ölümünden sonra çıkacağına inanılan dâbbetü’l-arzın ilgili âyetlere bakılırsa kıyametin kopma sürecinde gerçekleşeceği ihtimali akla gelmektedir.
Kıyamete oldukça yakın bir vakitte ortaya çıkacak alışkın olunmayan alametlerden biride Dabbe’nin canlı hayvanın bir kuşluk vakti insanların arasına çıkması ve onlarla konuşmasıdır.
GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASI
Evrenin tek hâkimi Allah’ın emriyle güneş batıdan doğacak, bu olaydan sonra iman edenlerin imanı, kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bildirdiğine göre, güneş batıdan doğmadan kıyamet kopmayacaktır. Güneşin battığı yer tarafında genişliği yetmiş yıllık mesafe olan bir kapı vardır ki, buna tevbe kapısı denilir.
Bu kapı, güneş batıdan doğuncaya kadar daima açık olacak ve tevbe eden herkesin tevbesi kabul edilecektir. Güneşin battığı yerden doğması hadisesi vuku bulduğunda, o kapı da kapanacak ve artık hiç kimseden tevbe kabul edilmeyecek, daha önce iman etmemiş veya imanından bir hayır elde edememiş insanların imanları kendilerine bir fayda sağlamayacaktır.
Hâlbuki o dehşetli alameti gören bütün insanlar iman edecekler, ancak bu geçersiz bir iman olacaktır. Yine kavranması zor, ancak iman edilmesi vacip olan gaybî haberlerden birisi de Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bildirdiği şu olaydır.
Ebu Zerr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Güneş her gün battıktan sonra Arş’ın altındaki müstekarrına karar kılma, yerleşme yeri gider ve secde etmek için izin ister. Kendisine secde için izin verilir, secde eder ve bu halde kalır.
Nihayet kendisine:
−Kalk, geldiğin yerden geri dön! denilir. Bu hal rutin olarak ta ki insanların her türlü çirkinliği aşikâre yaptığı bir döneme kadar her gün devam eder.
Belirlenen o vakit geldiğinde güneşe:
−Kalk ve battığın yerden doğ! denilir. Bunun üzerine güneş batı tarafından doğar. Bu alamete şahit olan insanların hepsi imana gelir, ancak tevbe kapısı artık kapanmıştır. İşte o gün, şu ayette bize bildirilen gündür:
“…Rabbinin ayetlerinden/delillerinden bazısı geldiği gün, önceden iman etmeyen veya imanından bir hayır kazanmayan kimseye (o günkü) imanı hiçbir fayda vermez.” En’am 158
(Buhari 3017, 4362, 4696, 6974, Müslim 157, 159, Ebu Davud 4310, 4312, Tirmizi 2281, 3265, 3266, 3763, 3764, İbni Mace 4068, 4070, Ahmed 5/145, 21625, 21679, 21734, 21791, 21874, İbni Kesir Tefsiri 6/2873, 2878)
YE’CÛC VE ME’CÛC’ÜN ÇIKMASI
Bu isimde iki topluluğun yeryüzüne dağılarak bir süre bozgunculuk yapmaları da kıyametin bir başka büyük alâmetidir.
Allah-u Teâlâ, İsa (Aleyhisselam)’ın eliyle Deccal fitnesini ortadan kaldırdıktan sonra diğer büyük bir fesat daha ortaya çıkacaktır ki o da, Ye’cüc ve Me’cüc isimli iki kavmin yeryüzünü istila etmeleridir. Bu olay İsa (Aleyhisselam) henüz hayattayken olacaktır.
Allah-u Teâlâ, Kur’an’da iki yerde bu iki kavimden bahsetmektedir.
Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Ye’cüc ve Me’cüc (adlı kavimler) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?” (Kehf 94)
Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler. Gerçek vaad (kıyametin kopması) yaklaşır, bir de bakarsın inkâr edenlerin gözleri açılıp donakalmıştır. “Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gafildik. Hatta biz zalim kimselermişiz” derler. (Enbiya 96, 97)
HZ. İSA’NIN GÖKTEN İNMESİ
Hz. Îsâ kıyametin kopmasına yakın gökten inecek, insanlar arasında adaletle hükmedecek, Hz. Peygamber’in dini üzere amel edecek, deccâli öldürecek, sonra da ölecektir.
İsa (Aleyhisselam), hamamdan yeni çıkmış gibi kızıl, buğday tenli, esmerlerin en güzelinden, kıvırcık uzun saçlı, saçları taranmış, orta boylu ve geniş göğüslüdür. Yeryüzüne indiği anda üzerinde sarımsı iki parça elbise bulunacak, başını eğdiğinde su damlayacak ve başını kaldırdığında su damlacıkları inci taneleri gibi dökülecektir.
Nefesi, gözünün gördüğü yere kadar yayılacaktır. İsa (Aleyhisselam)’ın nefesini hisseden her kâfir derhal ölecektir. Beytü’l-Makdis’e yakın ve bilinen bir belde olan Lüdd Kapısı civarında Deccal ile karşılaştıklarında, Deccal tuzun suda eridiği gibi eriyecek ancak İsa (Aleyhisselam) onu kendi elleriyle öldürecektir.
İsa (Aleyhisselam)’ın yeryüzünde kalacağı süre hakkında sahih olarak iki rivayet vardır, 7 ve 40 sene. Âlimler bu rivayetlerin arasını şöyle cem etmişlerdir:
İsa (Aleyhisselam)’ın göğe yükseltildiğinde 33 yaşında olduğuna dair rivayetler vardır. Dünyaya inmesinden sonra ise yedi sene daha kalacak ve toplam ömrü kırk yaş olacaktır. En doğrusunu Allah bilir.
Buhari 3257, 3259, Müslim 168/272, 169/273, 2937/110, 2940/116, Ebu Davud 4324
YER ÇÖKÜNTÜSÜ
Biri doğuda, biri batıda, biri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsü meydana gelecektir.
Kıyametin kopmasından önce vuku bulacak büyük alametlerin zikredildiği hadiste üç büyük hasıftan bahsedilmekte, ancak bunun teferruatı hakkında pek bilgi verilmemektedir. (Müslim 2901/39, Ebu Davud 4311, Tirmizi 2274, İbni Mace 4055)
Hasıf, yere batma ve yerin çökmesi şeklinde olur. Nitekim eski ümmetlerden bazısı işledikleri günahlardan dolayı yere batırılarak cezalandırılmıştır. Kibirli bir şekilde yolda yürürken yere batırılan ve kıyamet gününe kadar da batırılacağı haber verilen kişi de bu şekilde cezalandırılanlardandır. (Buhari 5850)
ATEŞ ÇIKMASI
Göğün açık bir duman getireceği günü bekle. (O duman) insanları bürür. Bu, elem dolu bir azaptır. İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler.
Hicaz taraflarında büyük bir ateş çıkacak ve her tarafı aydınlatacaktır.
Kıyametin büyük alametlerinden dumandır bu duman hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de bu duman hadisesinden çeşitli kereler bahsetmiş ve kısmen teferruatını haber vermiştir. Buna göre kıyamete yakın bir vakitte apaçık olacak ve herkes tarafından görülecek bir duman gökle yer arasında meydana gelerek insanları saracaktır.
Bu duman sebebiyle insanlar azap duyacaklar, mü’minler nezleye tutulmuş gibi olacaklar, kâfirlerin de nefesleri kesilecek, şişecekler, kızaracaklar ve sonunda duman kulaklarından çıkacaktır. Bir rivayete göre bu duman yeryüzünde 40 gün kalacaktır. Neticede insanlar, bunun Allah tarafından kendilerine gönderilen bir ikaz ve azap olduğunu anlayacaklar, akabinde bu azabı kaldırması için Allah’a dua edeceklerdir.
“Biz azabı birazcık kaldıracağız ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz.” Duhân 15. ayetinden Allah-u Teâlâ’nın onlardan bu duman azabını istekleri üzere kaldıracağı, ancak onların âdetleri üzere tekrar küfre geri dönecekleri ve bu ikazı da kulak arkası edecekleri anlaşılmaktadır.
“Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün (kıyamet günü), kesinlikle intikamımızı alırız.” Duhân 16. ayetinden de Allah-u Teâlâ’nın onları azaplandırma işini, gözlerin korkudan dışarı fırlayacağı kıyamet gününe ertelemekte olduğu anlaşılmaktadır. O şiddetli günün azabından Allah’ın rahmetine sığınırız!.. Allah CC selamımı bereketi Rahmeti üzerinize olsun..
Müslim 2798/39, 2901/39, Nevevî Müslim Şerhi 5/2744, İbni Kesir Tefsiri 13/7180, 7185, Ölüm Ötesi Tarihi 146, 148
Kaynaklar: Diyanet Akaid Bölüm3 – Diyanet İlmihal- Erkam İslam İlmihali – sahihhadisler.com