GEÇEN YILLARDA RESTORASYONUNA BAŞLANILAN
MEHMET GAZİ TÜRBESİ NEDEN YARIM BIRAKILDI
Değerli okurlar. İnsanların gelecekleri hakkında fikir yürütmesi, planlama yapması nın önemli olduğu kadar geçmişini de bilmesinde şüphesiz büyük yararlar vardır. Geçtiğimiz yıllarda Pamukkale Üniversitemizin tarih ile ilgili bölümlerinden biri İlbadı mezarlığında teraslama çalışmaları yaparak 800 yıllık geçmişi olduğunu tahmin ettiğim bir süreye ışık tutan bir çok belge ve bilgiye ulaştılar.
Bu mezarlığa ilk defnedilen kişi Mehmet Gazi’dir. Mehmet Gazi, 1192 Yılında tahta geçen 2.Kılıçarslanın oğlu, Gıyasettin Keyhüsrev’in 1192-1196 arasında ilk tahta çıktığı dönemde Mehmet ve Server Beylerin Denizli ve çevresini fethetmek için geldiği, Laodikya’dan Bayramyerine doğru kaçan Bizanslılar ile şu andaki Molla Derei ağzı, Zahire Pazarının olduğu alanda yapılan savaşta şehit düştüğü tahmin ediliyor.
İşte burada şehit düşen Mehmet Gazi, o dönemde en yüksek yer olan bu gün kü, türbesinin bulunduğu yere defnediliyor. İlbadı mezarlığında İlk mezarı olan kişi Mehmet Gazidir. Türbesisin Beylikler döneminde yapıldığı sanılıyor. Karasungur’un Bayramyerindeki kaleyi inşasından sonra Türbenin çevresine bir külliye yapılmıştır. Teraslama sonunda bu yapıların temelleri daha net bir şekilde görülmektedir.
Başka bir ifade ile “köşe” anlamına gelen ZAVİYE olarak ta değerlendirmek mümkündür. Bu yapılara Ribat, Hânkâh, Duveyre, Tekke ve Asithane de denilmektedir. Tarihleme olarak 14.yüzyıl ortaları olması doğru bir tahmindir ancak Mehmet Gazi’nin şehit düştüğü tarih 12.yüz yıl sonudur. Zaviye, Külliye, Tekke, ne derseniz deyin hemen alt tarafında aş evine ait yapı kalıntılarını görürsünüz.
İlbadı’nın mezarlık olması o Zaviyenin yapılmasından Laodikya’daki halkın Kale içine taşınmasından sonra başlamıştır. Öyle veya böyle İlbadı mezarlığı bu şekilde ortaya çıkmıştır. Yukarıda da ifade ettiğim gibi teraslama çalışmaları sırasında çok sayıda değişik mezar taşları ortaya çıkarılmıştır.
Üçken yapıda mermer sandukalar, dik dörtken mezar taşları, Kare tipli mezar taşları mezarlık tarihini 6 asır öncesine taşımaktadır. Mezarlıkta sanat değeri yüksek olmayan 18 ve 19. Yüzyılda yapılan basit mimari ile kerpiçten ve taştan yapılmış ahşap türbeler de vardır. Konu başlığına dönecek olursak, Mehmet Gazi’nin türbesi geçen yıldan sonra dokunulmamış öyle kalmış.
Tarihi değerleri koruma ve anıtlar yüksek kurulu ile ilgili bir durum olduğunu sanıyorum. Bu tür yapıların restorasyonun da büyük hassasiyet gösterildiğini yakından biliyorum. Öylede olmalı. Bu türbe Denizli’liler için çok önemli. Bu toprakları bize yurt yapanlardan biri de Mehmet Gazidir. Her zaman söylüyorum. Gerek Selçuklularda, Gerek Anadolu Selçuklularında, Gerekse Osmanlı İmparatorluğunda Tarihçiler yetiştirememişiz.
Bu yüzden bütün savaşlarda baş komutanlar Sultanlar ve Padişahlar olmuş, komutanlardan hiç kimse bahsetmemiştir. Savaşlar ile ilgili ayrıntılar yoktur. Bizler yabancı kaynaklardan ne bula bilirsek onlarla yetinmek zorunda kalıyoruz. İşte bu toprakları bize yurt yapan Mehmet Gazi’yi de halkımız pek tanımıyor. Adını duymuştur belki ama, kim ve nerede olduğu hakkında fikir sahibi değildir.
Bu türbe bir an önce tamamlanmalı ve ziyarete açılmalıdır. Üniversitemiz tarafından da, geniş bir kitabesi hazırlanmalıdır. Bir Denizli’li olarak bunu da istemem en doğal hakkım olduğunu düşünüyorum. Gerek Belediye, gerekse Valiliğimiz bu konuda bir aksaklık var ise giderilmesi için gereğini yapması bir AHDE VEFA olmalıdır.
Bir başka yazıda buluşuncaya kadar, dudağınızdan tebessüm, yüzünüzden gülücük eksik olmasın…
Sadık DAĞDEVİREN
Gazeteci-Yazar-Şair ve Araştırmacı
Egeli Araştırmacı ve Yazarlar Birliği Genel Sekreteri