Bazı dostlar, "Bir Berduş Hikâyesi" başlıklı yazım yayımlandıktan sonra bana "Kim bu berduş?" diye sormaya başladılar. Söylersem yazının kıymeti kalmaz! Ben de berduşu şiir tadında tarif eyledim.
BERDUŞ
Şifreler yazdım gerçeğe çok yakın,
Uzağa değil, çevrenize bakın!
Yok mu sokakta yeni bir kampanya?
Alkış, çığlık, şamata ve kumpanya...
Varın siz tahmin edin bu berduşu,
Bağrı açık, boyun eğri, duruşu
Kollar yanda, belde çifte tabanca,
Zannedersin mahpustan daha anca
Çıkmış da geliyor sanki bir zevat,
Yumurta topuk, külhanbeyi bir zat.
Küfürler yağdırıyor sağa sola,
Coştukça coşuyor, sonu hayrola.
Ne "kucak" kalıyor ne "köşe" bugün,
Yaşa var ol! naralar bütün bütün.
Halinden memnun ki arka arkaya,
Salyalar saçıyor üç beş marabaya!
Bu sahtekârı tanısaydı millet,
İltifat mı görürdü bu rezalet?
(Yaşar Öztürk)