Bu hafta çok kısa bir yazı yazacağım. Söyleyecek sözümün olmayışından değil, söylemem gerekenleri az ve öz söyleme ihtiyacından kaynaklanıyor bu…
Geçen hafta yayımlanan “Tarihten Esintiler, Günümüzden Yansımalar” adlı yazımın satır aralarına serpiştirdiğim mecazî ve kapalı anlatımları farklı yorumlayan bazı eski dostlarımız, yazdıklarımızı yanlış anlamışlar ve üzerlerine alındıkları için de kırılmışlar. Bu durumda benim birkaç satırlık açıklama yapmam elzem oldu. Demek ki, bazen yazdıklarınızı yeniden şerh etmeniz de gerekiyormuş!
İsim değişikliği ile ilgili görüşlerimi “Kızılhisar’ın Adı Üzerine Düşünceler” adlı yazımda daha önce dile getirdiğim için burada tekrarlamayacağım. Fakat isim değişikliğinin bir hata olduğunu ısrarla söylüyorum. Bu itirazım siyasî değildir. Arşiv ve belgeler üzerinde çalışan biri olarak bunun tamamen şehir tarihi ile alakalı bir mesele olduğunu söylemem gerekiyor.
Hani adamın biri demiş ya: “Ben ne söylireeem, tamburam ne çalar!...”
Yazdıklarımın sonuna kadar arkasındayım, herhangi bir tereddüdüm ve pişmanlığım da yok! Öyle kahve falına bakar gibi yorumlar yapmak ve cümleleri tevil ederek değişik anlamlar çıkarmak; kişinin okuduklarını anlamadığını gösterir.
Açıkça bir kere daha söyleyelim: O yazının son bölümünde yer alan yorumlamalar geçmişle alakalı değil, günümüzün “fırıldaklığı”yla alakalıdır. Hatta paragrafın “bugün” diye başlamış olmasına rağmen, anlatılanların “dün” zannedilmesi; metnin gözden kaçırıldığını ve mesajın yanlış algılandığını gösteriyor. Yok, kardeşim yok, söylediklerimizin sizinle bir alakası yok!
Eskiler “et-tekrarü vel-ahsen, velev kâne yüz seksen” demişler. O halde bir daha tekrarlayalım. Ey ahali! Duyduk duymadık demeyin! Sözümüz nefsini kutsayan egoistlere, toplumu küçümseyen şımarıklara, günümüzün fırıldaklarına, çadır tiyatrosunun ikiyüzlülerine, ortalıkta dolaşmaya başlayan kepazelere, itimat telkin etmeyen samimiyetsizlere, merhabası dürüst olmayan sahtekârlara, fiyakalı yalancılara, kravatlı berduşlara, siyasetin müptezellerine ve onların etrafında dolaşmaya başlayan zamane dalkavuklarınadır!
İtirazı olan varsa beri gelsin! Meydan gümbür gümbürlenir!
Biz merhabası dürüst dostlara gönülden bir selam daha gönderelim. Hoşça kalın.