Toplumsal gerginlik, bizi istemediğimiz yerlere doğru sürüklüyor. Buyurun, gazete haberini birlikte okuyalım: "Dün Ankara’nın Altındağ ilçesinde, 18 yaşındaki bir gencin bıçaklanarak öldürülmesinin ardından, mahallede toplanan yüzlerce kişi Suriyelilere ait ev ve iş yerlerini taşladı."
Emperyalistlerin bu ülkede bir iç çatışma hedefledikleri bilenen bir gerçektir. Toplumsal nefretin artması ve öfkelerin kabarmasını istiyorlar. Dünden bugüne toplumu çatıştırmak için bu ülkede bin bir türlü bahane buldular: sağ- sol, alevi-sünni, Türk-Kürt, laik-dindar; şimdi de mülteci ve sığınmacılar...
Ülkemizi ve insanlarımızı bu emperyalist kışkırtmalardan korumak için sınırlarımızın Suriye ve Afgan göçüne acilen kapatılması gerekmektedir.
Bu ülkenin insanı kendine emanet edilen masumlara dokunmaz. Mülteci Kadınlar, kızlar, yaşlılar, hastalar ve çocuklar güvenli bölgelerde muhafaza altına alınmalıdır. Bunların dışında eli silah tutan Suriyeli ve Afganlı gençler eğitilerek kendi vatanlarının savunmasına gönderilmelidir.
--Efendim, savaşmak istemiyorlar. O zaman kimse kusura bakmasın, savaşmak istemeyen "nargile marpuçlarını" sınır dışı edin!
Allah aşkına, sığınmacı ve göçmenleri ne diye memleketin dört bir yanına salarlar ki... Evet, bu ülkeye sığınanlar geçici olarak bize emanettir, amenna. Ama asıl sıkıntı ABD'nin Suriye'de ve Afganistan'da paralı askerliğini yapan militanlardır, itiraz da onlaradır.
Kontrolsüz göç, bu ülkenin çok önemli bir beka meselesidir. İstedikleri kıvama ya da seviyeye ulaştıklarında, emperyalistler bu ülkede kışkırtmanın âlâsını yapacaklar hem de kendi elimizle sınırlarımızdan içeri aldığımız militanlar aracılığıyla... Hedeflenen "Arap baharı" gibi Türkiye'de de bir iç çatışma çıkarmaktır.
Geçmiş dönemde Türkiye'deki farklı etnik ve siyasi gruplarla bunu defalarca denediler, fakat bir türlü başaramadılar. Eğer nüfus yapımızın değiştirilmesi ve kozmopolit hale getirilmesine sessiz kalırsak millî güvenlik meselelerinde birlik ve beraberlikten söz edemeyiz.
Ne diyeceğiz o zaman, bunlar bize emanetti, bize ihanet ettiler mi diyeceğiz?
Göç meselesine lütfen siyasi gözlükle bakmayalım. Bu sancılı durum parti meselesi değil devlet ve milletin güvenlik meselesidir. Bir ülkenin sınırları güvenlikli değilse içeridekilerin huzuru olmaz vesselam!