Toplumsal meselelerden sıkılan birçok kişi, günübirlik yaşamayı tercih ediyor. Hayat pahalılığı insanların canını bu kadar yakmamış olsa ne eğitim sisteminin kalitesizliği ne sağlık hizmetlerinin yetersizliği ne yaşama sevinci kaybolmuş insanların huzursuzluğu ilgilendiriyor birilerini...
Garip şairi Orhan Veli de aynı kanaattedir:
Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!
Okuma oranının %1'lerde seyrettiği bir toplumda adaletsizlikten, hukuksuzluktan, ehil olmayanın işbaşına getirilmesinden, adam kayırmacılıktan, haksız kazançtan, gelir adaletsizliğinden, vergi kaçakçılığından, kamudaki israftan dem vursanız bile, büyük kitleler bu tür konularla pek ilgilenmezler. Çünkü dar gelirli vatandaşı ilgilendiren sadece hayat pahalılığı ve gelirinin (maaşının) düşüklüğüdür. Mutfaktaki yangın söndürülse, az olan maaşı yükseltilse, bir de şu mülteciler meselesi halledilse diğer konular onun gündeminde yer almaz.
Fiyatlara her gün zam gelmesine rağmen, bir iki cılız sendikal eylem dışında, hak arama adına, sokaklara dökülen büyük halk kitleleri gördünüz mü bu ülkede? Göremezsiniz; çünkü bizde "örgütlenme/teşkilatlanma" yoktur; bu yüzden büyük organizasyonlara az rastlanır. Oysa "örgütsel davranış", gelişmiş toplumların kollektif hareket etme bilincine ulaşmasıdır. Bizde ise "örgüt" kelimesinin "terör" ile eşleştirilmesinden kaynaklanan bir anlam kötüleşmesi toplumsal hafızamıza yerleşmiştir.
Bu söylediklerim belki birçok kişiyi rahatsız edecek, hatta "Ne diyorsun sen kardeşim?" diyenler bile çıkacaktır.
Kürsülerde "Herkesin hakkına, hukukuna saygılıyım." nutukları çeken muhterem beyefendi (!) perde arkasında oğlunun işe alınması için haksızlığı mübah görecek ve hukuku çiğneyen bu davranışından zerre miktarınca rahatsızlık duymayacaktır.
Haramdan, yalandan, haksızlıktan elini, belini, dilini uzak tutamayan bir toplumun zaman içinde güven duygusunu yitirmesi kaçınılmazdır. Bir de buna siyasî, ekonomik, ticarî, hukukî ve bürokratik imtiyazlar eklenince bizi birbirimize bağlayan toplumsal değerler birer birer kopmaya başladı. Sonrası malum...
- Efendim, bu problemler bugün daha çok arttı.
- Doğrudur, zaten bu konuyu tartışmanın bir anlamı yoktur! Ama gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim:
- Ülkenin muktedirleri değiştikçe mazlumları ve mağduriyetleri de değişmiştir.
Sağlıcakla kalın.
Öğr. Gör. Yaşar ÖZTÜRK