Yunanistan, kendi topraklarını ABD'ye peşkeş çekti. Ege adalarından Dedeağaç'a kadar kurulan çok sayıda ABD üssü Türkiye'yi kuşatmış durumda. Suriye ve Irak topraklarındaki ABD üsleri de buna dahil edilince hedefin Türkiye olduğu açıkça görülmektedir.
- Efendim, Lozan Antlaşması'na göre adaların silahsızlandırılması gerekir.
- Peki, 100 yıl önce ABD Lozan'ı onayladı mı?
- Hayır.
Tarih, adeta tekrar ediyor. İngilizler ve Amerikalılar, 100 yıl önce emperyalist amaçları için Yunanistan'ı kullanmışlardı, şimdi de kullanıyorlar. ABD'nin vekalet savaşları doğrultusunda YPG ve PKK'ya yüzlerce tır silah yardımında bulunması da aynı amaca hizmet etmektedir.
-Peki, uluslar arası meselelerle İran'a ne kadar güvenebiliriz? Bu da bir başka sancılı konu.
Ne hazin değil mi? Ömrü komünizmle mücadele etmekle geçmiş bu memleketin milliyetçi, muhafazakâr çocuklarına kala kala Putin'in dostluğu kaldı.
Ümitsizliğe kapılmak yok. Millî birlik ve beraberliğimizi kaybetmeyelim. Çünkü başka Türkiye yok!
☆☆☆
KIZILCA KIYAMET
Türkiye, iç siyasi polemiklerle çelik çomak oynarken dışarıda kıyamet kopuyor:
● Rusya kısmî seferberlik ilan etti.
● İran'da kaşıklıklar var.
● Türkiye'nin etrafı kuşatılıyor.
● Tayvan ile Çin tehdit ediliyor.
Batı, medeniyetler çatışması üzerinden "yeni dünya düzeni" ve "tek dünya devleti" kurmak istiyor. Bu işin kaptan köşkünde ABD var. Bizim de üyesi olduğumuz NATO, Batı'nın silahlı aparatı...
Gördüğünüz gibi mesele sadece Türkiye'nin beka sorunu değil, insanlığın gelecek güvencesi ile ilgilidir. Rusya-Ukrayna gerginliğinin insanlığı korkunç bir nükleer savaşa sürüklendiğini fark ediyor musunuz? Dünyanın hâkim güçleri, Yahudi teolojisindeki "kıyameti öne alma, çabuklaştırma" inançlarını uygulamak istiyorlar. Bu da insanlığın beklenen o büyük harbe doğru sürüklendiği gösteriyor.
Bizdekiler ise hâlâ gündelik telaşlarla çelik çomak oynamaya devam ediyorlar.
La havle vela kuvvete illa billah.
☆☆☆
ÇELİŞKİ
Sevgili dostlar, bizde meğerse ne çok İngiliz hayranı varmış.
Ömrü boyunca emperyalizme "hayır!" nutukları çekenler, kraliçe ölünce gözyaşlarına boğuldular, hatta bu ülkede kraliçeye rahmet okuyanlar bile çıktı.
- Efendim, İngiliz kraliyet ailesi semboliktir.
- Tabi, tabi semboliktir!.. Onun için mi, kraliçenin cenazesine dünyadan 500 devlet adamı katıldı?
Sembolik denilen İngiliz monarşisinde Kraliçe başbakan atıyor, kanunları onaylıyor, gerekirse bakanları azlediyor, İngiltere dışında 12 ülkenin (Birleşik Krallığın) başkanlığını yapıyor, savaş kararını onaylıyor, ordunun başkomutanlığını üstleniyor, asker gönderme yetkisini elinde bulunduruyor vs.
Bizdeki kraliçe sevenler kusura bakmasın, edebiyattaki sembolizm bile bunun yanında sönük kalır.
Hayat, riya sarmalı içinde samimiyetsizlik ve çelişkilerle yumağı olarak devam edip gidiyor.
Bir taraftan II. Elizabeth'e ağıtlar yakacaksın beri taraftan emperyalizme karşı olduğunu söyleyeceksin!..
- Haydi oradan soytarı!..