Covid 19 salgını okullarda eğitimin değil öğretimin uzaktan yapılmasını zorunlu kıldı. Başlangıçtaki birtakım aksaklıklara rağmen okulların yeni eğitim-öğretim yılına başlayacağı bu günlerde elektronik ortamda canlı ders anlatma çabaları bir sistematiğe bağlanmaya çalışılıyor.
Peşinen bir itirazımızı dile getirelim. Uzaktan eğitim olmaz, uzaktan öğretim olur! Eski tabirle "talim" öğretimin, "terbiye" ise eğitimin/görgünün karşılığıdır. Dolayısıyla yüz yüze eğitimde olduğu gibi uzaktan öğretimde davranış bozukluğu sergileyen bir öğrencinin usulüne uygun olarak bilgisayar ekranından davranış düzeltmesiyle "eğitilmesi" mümkün değildir.
Ayrıca bu salgın sürecinde öğrenciye hazırlatılan proje, ödev gibi çalışmaların başka kaynaklardan olduğu gibi aktarıldığı ya da online olarak gerçekleştirilen sınavların gerçek ölçme değerlendirmeyi yansıtmadığı aşikârdır.
Eğer okullardaki eğitim-öğretimi sadece bilgi aktarımına indirgerseniz, doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırt etme yöntemini kavratmazsanız, iletişim araçlarıyla bilgiye çok rahat ulaşabilen günümüz gençliği okulun ve öğretmenin gereksizliğine, bilginin ise değersizliğine inanmaya başlar.
Bu durumda şunları sorgulamamız gerekir:
1. Nasıl bir gençlik yetiştirmek istiyoruz? Model ne olmalıdır?
2. Okullarımız çağın ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu?
3. Eğitim müfredatı üzerinde bu ülkede neden bu kadar çok değişiklik yapılır?
4. Eğitim yönetimi, eğitim teknolojisi ve ders materyallerinin kullanımı, sınıf ikliminin oluşturulması, eğitim psikolojisi, ölçme ve değerlendirme gibi temel konularda ne kadar başarılı uygulamalar yapabiliyoruz?
5. Neden şablonlara bağlanmış bir hizmetiçi eğitim ve seminer sistemimiz var?
6. Öğretmen yetiştirme modelimizin aksayan yönleri nelerdir?
7. Biat kültürüne dayalı bir eğitim yönetimiyle okulların kronikleşmiş sorunlarını çözmek mümkün müdür?
7. Ezbere dayalı eğitim-öğretim sistemini test tekniğiyle ölçme ve değerlendirmek ne kadar doğrudur?
8. Herkes doktor, mühendis, kaymakam, vali, hâkim, savcı, avukat vs. olmak için çaba sarf ederse ya da aileler çocuklarını bu doğrultuda yönlendirirse hatta sistem öğrenciyi ezberciliğe mahkum edip bu yöne kanalize ederse, meslek seçiminde hoşnutsuzluğu yaşayan bu toplumda diğer işleri kim yapacak?
9. Nano-teknoloji ve yapay zeka üzerine odaklanmış kaç eğitim kurumumuz var?
Bu sorular uzar gider ve eklenen her soru canınızı sıkar.
Daha önceki yazılarımızda da belirtmiştik, eğitim kurumlarını iflas ettiren bir toplum kundakdaki bebeklerini kestiğinin farkında bile değildir.
Eğitim sistemimizle bir mukayese yapabilmek için Fransa'da "lise bitirme" sınavlarında sorulan sorulardan birkaç örnek sunacağım. Fransa'da bu sene 743.594 lise öğrencisi bu sınava girdi. Sorular ve sistem, Türkiye'dekinden fersah fersah uzaktadır.
İşte öğrencilerin cevap verdiği "klasik" ve "ucu açık" sorulardan bazıları:
Philo L (Edebiyat) konuları:
1. Konu: Zamandan kaçmak mümkün müdür?
2. Konu: Bir sanat eseri nasıl iyi biçimde açıklanır?
3. Konu: HEGEL'den alıntılanan metni (doğa kanunları ile beşerî -hukuktan doğan-kanunların arasındaki farka dair) açıklayınız.
Philo ES (Ekonomik ve toplumsal):
1. Konu: Ahlak, en iyi siyaset midir?
2. Konu: Emek, insanları ayrıştırır mı?
3. Konu: LEIBNIZ'ten alıntılanan metni (özgürlük, daha doğrusu özgür irade üzerine) açıklayınız.
Philo T (Teknolojik):
1. Konu: Yalnızca değiştirilebilir olan şeyin mi değeri vardır?
2. Konu: Kanunlar bizi mutlu edebilir mi?
3. Konu: MONTAIGNE'den alıntılanan metni (bilgi üzerine) açıklayınız.
Philo S (Bilim):
1. Konu: Çok sayıda kültürün varlığı insan türünün birliği önünde engel oluşturur mu?
2. Konu: Ödevlerini tanımak, özgürlüğünden vazgeçmek anlamına gelir mi?
3. Konu: FREUD'dan alıntılanan metni (bilimsel araştırmanın zaman içinde seyri üzerine) açıklayınız.
Histoire - Géographie S:
Tarih: Aşağıdaki iki konudan biri seçilerek açıklanacak:
1. Konu: 1949'dan bu yana Çin ve dünya
2. Konu: Maastricht Anlaşması'ndan bu yana Avrupa Yönetimi
ES - L: Tarih:
1. Konu: II. Dünya Savaşı'nın sonundan bu yana çatışma merkezi olarak Yakın ve Ortadoğu
2. Konu: Dreyfus Olayı'ndan bu yana Fransa'daki büyük siyasal krizlerde kamuoyu ve medya
"Açıklama", belirli bir metot eşliğinde analitik "kompozisyon" yazma biçiminde olacaktır diye şarta bağlanmış.
Şimdi biz kendi dünyamıza dönelim ve geri kalmışlığımızın sebebini her seferinde "dış güçlere" bağlama ucuzluğundan kurtulup sesi gökyüzünde bir çığlık gibi yankılanan muzdarip bir şairin mısralarına kulak vererek yazımızı bitirelim:
Sapan taşlarının yanında füze
Başka âlemlerle farkımız bizim.