Zatürre, akciğer dokusunun iltihaplanması
sonucu oluşur. Tıpta pnömoni olarak adlandırılan hastalık, başta bakteriler
olmak üzere çeşitli mikroorganizmaların etkisiyle oluşabilir. Belirtileri
arasında öksürük, iltihaplı balgam, üşüme, titreme, ateş, yan ağrısı ve
halsizlik bulunan zatürre, erken teşhis edilirse iz bırakmadan iyileşir, ancak
özellikle eşlik eden diyabet, kalp hastalığı, kanser gibi hastalıkları
olanlarda seyri yoğun bakım gerektiren ciddiyette olabilir. Zatürreden
korunmanın en etkin yolu ise aşılamadır.
Aşılama en önemli bağışıklık kazanma yöntemi
Aşılamanın en önemli bağışıklık kazanma yöntemi
olduğundan bahseden Prof. Dr. Serpil Salman, bu konuda önemli bilgiler verdi:
“Aşılama bir kişinin bağışıklık sistemini uyararak, enfeksiyon hastalıklarına
karşı korunmasını sağlamaya yönelik bir işlemdir. Bu sayede bireye hastalık
bulaşmaz, bulaşsa bile daha hafif atlatılır ya da hastalık yüzünden hastaneye
yatış ve ölüm gibi riskler önemli ölçüde azalır. Hastalıkların yayılması ve
hatta tamamen yok edilmesi sağlanabileceğinden aşılama toplum sağlığı için de
önemlidir.”
Diyabetlilerin zatürreye yakalanma riski 3 kat
daha fazla
Zatürre hastalığının diyabetlilerde daha ağır
seyrettiğini belirten Prof. Dr. Serpil Salman, diyabetli hastalarda sağlıklı
kişilere oranla yaklaşık 3 kat daha fazla zatürreye yakalanma riski bulunduğunu
belirtti: “Diyabetli hastaların zatürreye yakalanması durumunda hem hastaneye
yatış ihtiyacı hem de yatan hastalarda ölüm riski artar. Ayrıca kan şekeri
dengesizleşir, aşırı yükselme ve düşme görülebilir.”
Diyabetlilerin zatürreye karşı aşılanmaları
önemli
Diyabetli olsun ya da olmasın aşılananlarda
zatürre gelişme riskinin azaldığını vurgulayan Prof. Dr. Serpil Salman,
özellikle invaziv pnömokokkal hastalık denilen, daha ağır seyirli tablonun
gelişme riskinin yüzde 75 azaldığını belirtti: “Uzun zamandır diyabet hastası
olan kişilerde ve yaşlı diyabetlilerde hastaneye yatışı önlemede aşı etkili
bulunmuştur. Yatış gerekenlerde ise hastanede kalma süresi daha kısadır. Bu
durum, hem hastanın daha kısa sürede iyileşmesi hem de tedavi maliyetlerinin
azalması bakımından önemlidir. Diyabetliler enfeksiyonlara yatkın bireylerdir.
Sıklıkla antibiyotik ihtiyaçları olur. Aşılama, antibiyotik direnci sorunu ile
mücadele etmede de yardımcıdır. Erişkin yaştaki bir hasta daha önce hiç aşı
olmamışsa önce konjuge aşı, 1 yıl sonra polisakkarid aşı yapılmalıdır. Yaşı 65
veya daha fazla olan kişiler son aşıdan sonra 5 yıl veya daha fazla geçmişse
polisakkarid aşı ile bir kez daha aşılanmalıdır.”
Diyabetlilerin zatürreye karşı farkındalıkları
artmalı
Diyabetli hastaların zatürreye karşı
farkındalıklarının yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Serpil Salman, “Ne
yazık ki hastalarımız sigara bırakma, iyi kan şekeri kontrolü, aşılama,
belirtileri fark edip zamanında sağlık kuruluşuna ulaşma gibi konularda
yeterince bilgili değiller. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı'nın erişkin bağışıklama
kapsamında diyabetli bireylerin gereksinimi olan tüm aşıları ücretsiz olarak
verdiği de yeterince bilinmiyor,” dedi.
Zatürre konusundaki farkındalıklarının artması için birçok çalışma yapılıyor
Prof. Dr. Serpil Salman, diyabetlilerin zatürre
konusundaki farkındalıklarının artması için birçok çalışma yapıldığından
bahsetti: “Hekimlerin diyabetli bireylerin aşılanması konusunda
bilgilendirilmesi amacı ile ülkemizde bu konudaki önemli sivil toplum
kuruluşları olan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, Türkiye Diyabet
Vakfı, Türk Diyabet Cemiyeti ve Diyabet Hemşireliği Derneği ortak bir rehber
çıkardı. Diyabetle ilişkili kongre ve sempozyumlarda da aşıya ilişkin
oturumlara yer verilmektedir. Hekimlerimizin ve diyabet hemşirelerinin eldeki
imkanları bilmesi ve kullanması uygulamayı artıracaktır.”