CHP Denizli Milletvekili Arslan açıklamasında yeni müfredatla ilgili endişelerini açıkladı Arslan, mesajında “Sosyal medyanın, internet dünyasının, dijital yaşamın geldiği aşamada genç kuşaklardan hangi bilgiyi gizleyeceğinizi sanıyorsunuz? Kindar ve dindar nesil uğruna, hangi akla sığınarak bir tuş uzaklığındaki evrim gerçeğini çocuklardan uzak tutmaya, duymak istemediğiniz sanatçıyı kitaplardan silmeye, görmek istemediğiniz Büyük Önderimiz Atatürk’ü müfredattan azaltmaya kalkıyorsunuz? Değişik yeni isimleri araya sokarak, küçük kelime oyunlarıyla büyük önderimizi, kurtarıcımızı çocukların zihninden silebileceğinizi mi sanıyorsunuz? “Benim sanatçım, senin sanatçın” ayrımına giderek, sanatın gelişmesine değil siyasetine bakıyorsunuz. Dünyanın baş tacı ettiği Fazıl Say’ı, Cihat Aşkın’ı, Suna Kan’ı, İdil Biret’i müfredatta yok sayıyorsunuz. Bu müfredat karmaşasının, eğitimde laiklik ve bilimsellik karşıtı hamlenin, yandaş yazarı ihya eden adımın sorunla karşılaşacağı ilk somut adres bakanlık koridoru değil, kırtasiye dükkanları olacaktır” sözlerine yer verdi.
Velilerin ve çocukların dönem başında yaşayacağı bu kafa karışıklığı ile okullara olan güven ortamını zedeleyeceğini ifade eden Arslan, okulların endişe edilecek mekanlara dönüştürüldüğünü belirtti. Arslan, mesajında ayrıca şu görüşlere yer verdi: “Çocuğunun aklı karışan veli, kitaptaki muğlak bilgiye bakacak, kendisi de ne yorum getireceğini şaşıracaktır. Sınıfta bu bilginin hangi yorumla çocuğunun aklına sokulacağını merak edecektir. Yarattığınız karmaşa, netleştirmeyi değil daha fazla keşmekeşi beraberinde getirecektir. FETÖ ile ittifak kurduğunuz ve beraber olduğunuz yıllarda, önce bir kuşağı deneme tahtasına dönüştürdünüz, her imkanı verdiğiniz örgüt yoluyla bir nesli heba ettiniz. Şimdi de Cumhuriyeti tümüyle teslim alma, birikimlerimizi eritme, kazanımlarını yok etme aymazlığına getirdiniz. B una asla izin vermeyeceğiz. CHP olarak, laik, çağdaş, akla ve bilime dayalı eğitimin sürmesi için çalışacağız. Kendi kurmaca hikayenizi Cumhuriyetin gerçek tarihiyle karşı karşıya getirmek, demokrasiyi ve laikliği uçuruma sürüklediğiniz gerçeğini gizlemek uğruna hangi tarihi yazmaya kalkıyorsunuz? Bugün Laik Cumhuriyetimiz kendi siyasi ajandasını, laiklik karşıtlığını eğitim yoluyla çocuklarımızın beynine sızdırmaya kalkan bir kısır döngünün pençesindedir.İktidara zarf atarak, okullarda, dairelerde, bakanlık koridorlarında tarikatlara sırtını yaslayarak kariyerinde yükselmeye çalışan kimi uzmanlar, siyaset uğruna yüzyılların evrim gerçeğini, bilimsel aklı, özgür düşünceyi tepetaklak etmeye kalkmıştır. “
CHP Milletvekili Kazım Arslan, dünyada kabul görmüş eğitim kavramları yerine, akıl ve bilim gerçeklerinden uzak bir eğitim sistemi yaratılmaya çalışıldığını aktardığı mesajında devamla şunları ifade etti: “Son derece tartışmalı ve sınıf içinde çocukları, aileleri, eğitimcileri ayrıştıracak, okullarımızı tarikatların yorumuna terk ederek tesettür, şeriat, cin, cihad kavramlarını çocuklara açıklamanın bilimle ilgisi vardır ? Toplumsal değerleri, huzuru, barışı, inancımızı, dinimizin temel esaslarını gündelik çıkarları uğruna eğip bükenler, meydanlarda muhalifleri yuhalatmayı siyaset sananlar, bugün çocuklarımızı aynı ayrımcılığın pençesine itmeye çalışıyorlar. Eğitimi her bakanla birlikte değiştirenler, şimdi cihadın aslında doğru bir şey olduğunu, ama IŞİD eliyle çarpıtıldığını kavratmaya kalkıyor. “Doğru cihad hangisi” sorusunun cevabı bu müfredatta muğlaktır. Şeriatla yönetilmeyen bir ülke İslam hukukuna göre vatan sayılmadığına göre, "vatan savunması" adı altında öncelikle şer’i anlayışın meşru olduğu mu alttan alta anlatmak istiyorsunuz ? Müfredata yazılan “Şer’i” kavramlarıyla, herhangi bir davranışın şeriata uygunluğu ölçülecekse, yaşamın temel kurallarını dine uygunluk belirleyecekse, laik eğitim yok sayılmıştır.”Müfradata eklenen “cin” kavramını öğretmek için, önü alınmazsa, kimi okullarda cin çıkarma seansları dahi yapılabilecektir. Evrim eğitimi için erteleme kararı alanların İslama göre boşanma ve evlenmenin esaslarını (talak ve mehir) çocuklara anlatmaya kalkması, hadis uzmanlarının uydurma olduğunu söylediği hadislerin müfredata alınması, belli bir mezhebin eğitim müfredatına egemen olması, milli eğitiminin çöküşünün açık resmidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: