TMMOB Makina Mühendisleri Odası Denizli Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Demirçalı, son günlerde başta sanayi olmak üzere var olduğumuz birçok alanda kullanılan ve makina mühendislerini yakından ilgilendiren cihazlardan kaynaklı kazalar yaşandığını ve ne yazık ki bu kazalarda ölümler ve yaralanmaların meydana geldiğini belirtti.
Son günlerde yaşanan kazaların ortak noktasının uygun olarak işletilmediğinde oldukça tehlikeli olan kazanlar olduğunu ifade eden Başkan Demirçalı ,”Sıkıştırılabilen bir akışkanla dolu olan kazan içerisindeki akışkanın; ısıtılarak iç enerjisi arttırılırsa, kazan içindeki basınç artar. Kazanın üretildiği malzemenin dayanabileceği bir basınç sınırı vardır. Bu sınır aşıldığında, kazan parçalanır ve içindeki akışkan büyük bir hızla çevreye yayılır. Kazan içi ve dışı basınç ve enerji farkı ne kadar büyükse, kazan kapasitesi ne kadar fazlaysa, patlama o denli şiddetli, etkileri o kadar fazla olur. Kazan patlamalarının çoğunluğu, kazanların çeşitli nedenlerle susuz kalmaları nedeniyle oluşmaktadır. Kazan besleme suyu çevriminde ve su seviye denetim sisteminde oluşan çeşitli arızalar sonucunda, kazanlar susuz kalabilmekte, kazan ocağı, alev duman boruları sıcaklığı 900-1.000 oC mertebelerine çıkabilmektedir. Bu durumdaki kazana belirli miktarda su verilirse kızgın yüzeylerle ilişkide olan su kütlesi, çok kısa sürede buharlaşır, genleşir ve basınç artışı oluşur. Bu yüksek basınç artışları, kazanı tümüyle parçalayarak büyük patlamaların oluşmasına sebep olur. Bir diğer neden ise kazan çalışma basıncının, kazan tasarım basıncının üzerine çıkmasıdır. Kanun gereği yılda en az bir kez yapılması gereken periyodik kontrollerde, kazan patlamalarının önüne geçecek emniyet donanımları denetlenmektedir.” dedi.
Başkan Demirçalı, Makina Mühendisleri Odası olarak; kamusal denetimin en güçlü ve en önemli savunucu gücü olarak yine ve yeniden fabrika yöneticilerinin, teknik müdürlerin, iş güvenliği uzmanlarının ve bu basınçlı kapları kullanan her kuruluşun dikkatini bu olaylara çekmek istediklerini dile getirdi.
Demirçalı, “Bilindiği üzere, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na ek olarak çıkarılan “İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği” gereği İşveren, iş yerinde kullanılacak ekipmanın yapılacak işe uygun olması ve bu ekipmanların çalışanlara sağlık ve güvenlik yönünden zarar vermemesi için gerekli tüm tedbirleri alır. Maddesi yer almaktadır. Makina Mühendisleri Odası’nın tüm şubelerinde bulunan ‘Periyodik Kontrol Birimleri’ bu kazanların kontrolünü ve sanayimizin hizmetinde kullanılan birçok cihazın kontrolünü TÜRKAK tarafından akredite olmuş şekilde yapmaktadır. İşverenlere ve teknik yöneticilere düşen görev yılda en az 1 kez bu cihazların periyodik kontrollerini yaptırmak ve cihaza uygun şekilde bakım faaliyetlerini yürütmektir. İş ekipmanlarının kontrolleri ile ilgili yönetmeliklerde akreditasyon şartı aramamaktadır. Bilindiği üzere akreditasyon, kontrollerin tarafsız ve bağımsız yapılmasını sağlamak için gerekli bir mekanizmadır.1 Ekim 2017 tarihinde yani 40 gün önce Resmi gazetede yayımlanan “İş Ekipmanlarının Periyodik Kontrollerini Yapmaya Yetkili Kişilerin Kayıt Ve Eğitimlerine İlişkin Tebliğ” gereği bu periyodik kontrolleri kamu kurumunda veya firmalarda çalışan mühendisler ve teknikerlerin de yapabileceği belirtilmiştir. Sizlere soruyorum: Maaş veya iş kaygısı ile çalışan bir denetçi tarafsız ve bağımsız olarak karar verebilir mi? Türk akreditasyon kurumu tarafından akredite edilmiş A tipi muayene kuruluşu olan Makina Mühendisleri Odası olarak bu konuda çalışan personelimiz, yeterli bir eğitim alıp, gerekli teorik ve pratik sınavlardan başarılı olması halinde bu alanlarda görevlendirilmektedir. İşletme yöneticilerinin de kontrollerini; tüm bu hususları göz önünde bulundurarak değerlendirmelerini öneriyoruz. “dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: