Serinhisar Belediye Başkanı Mehmet Kobaş, “Serinhisar'ın eski düzeni kara düzen” derken, yeni yıldan itibaren kanunun gerektirdiği gibi belediyelerin tüm alacağını tahsil edeceğini açıkladı.
“Türk olarak aklımızla değil hissiyatımızla hareket ediyoruz. Gösterişe çok para harcıyoruz. Kendimizin istediği gibi değil BAŞKALARININ İSTEDİĞİ ŞEKİLDE yaşıyoruz.
Serinhisar'da kime sorarsanız sorun, düğünlerin 3 gün sürmesinden herkes rahatsızdır. Düğün sahibi rahatsızdır; adeta 3 gün boyunca "aman bir eksiklik, aksaklık olmasın" diye kıvrım kıvrım kıvranır, komşular gürültü patırtıdan rahatsızdır, eş-dost ve akraba işe gitse olmaz, gitmese olmaz. Çalgıcı, çengici, içkici için düğün sahibi oluk oluk para harcar. Ama kanunda belirtilen para verilmesi gereken bir yer var ki hep unutulur. Unutulan kim mi: BELEDİYE...” diyen Kobaş, açıklamasında şu sözlere yer verdi;
“Serinhisar'ın eski düzeni kara düzen. Yani "ÖBÜR SEÇİMDE OY GELSİN, KURAL YOK, YAP GİTSİN" düşüncesi. Bu tutum her konuda vatandaşı çok kötü etkiledi. Yıllardır öyle olmadı mı? Bazı sayın eski başkanlar "yap yahu hallederiz" le vatandaşı bir çıkmaza soktular. Ama o çıkmazın acısı şimdi çıkıyor. O zamanlarda işini kuralına göre yapanlar enayi gibi görünüyordu. Ama bugün durum değişti. O gün oy karşılığı göz yumulan kaçak yapılar bugün vatandaşın başına bela oldu, çünkü ne satabiliyor, nede mirası paylaşabiliyor. Tabi eski alışkanlıkları terk ettirmek ve işin doğrusunu anlatmak ta zor.Yeni seçilmiş başkanların kanunda yazıp da işletilmeyen bir hususu işlerlik kazandırmak istedikleri zaman "bu da nereden çıktı" deniyor. İşte işgaliye harcı da bunlardan biri. Bu husus 2464 sayılı Belediye gelirleri kanununda açıkça yer alıyor.
Belediye bu kanun maddesine dayanarak bu yılbaşından sonra cadde ve sokaklarda yapılacak düğünler ve diğer etkinliklerden işgaliye harcı alacak. Bugüne kadar alınmamış, iyi mi yapılmış. Hayır, kesinlikle hayır. Aslında bazıları bu harcın alınması acizliktir falan dese de asıl daha önceleri alınmaması bir acizliktir, hatta daha da ötesi suçtur. Belediye başkanı ve görevli belediye personeli bu parayı almazsa suç işlemiş olur. Eğer bir vatandaş belediye meclisinin belirlediği harcı yatırmadan yolu kapatarak düğün yapsa ve bir diğer vatandaş şikayetçi olsa sorumlular hakkında yasal işlem yapılır. Bunun sosyal veya yardımcı belediyecilikle hiçbir ilgisi yok. Varsa da yoksa da: OY, OY, OY.
10 sene gibi uzun bir zaman belediye başkanlığı yapmış, 3ncü dönemde de aday olup seçilememiş eski bir başkanın gazetelere "BELEDİYE ACZ İÇİNDE" gibi ifadeler kullanması, aslında kendisinin eski aczinin ve kuralsızlığının bir ifadesidir. Onun halen hayal aleminde olduğunun göstergesidir. Çünkü artık sosyal belediyeciliğin yanına birde "KATILIMCI" belediyecilik eklenmiştir ki anlamı; hep veren, hep dağıtan değil, hakkını da vatandaştan alan belediyecilik demektir. Almadan vermek sadece Allah'a mahsustur. Diğer kim olursa olsun bir şeyler vermesi için önce alması gerekir.
Devlet bir sistemdir. Belediyede öyledir. Yapacakları veya yapamayacakları, nerelerden gelir elde edecekleri veya nerelere para harcayabilecekleri bir esasa bağlıdır. Mesela her düğüne belediye bütçesinden aldığın bir küçük hediyelik altın alınıp gidilmez. Bunun nerelerde takılacağı bellidir. Bugüne kadar benim belediye bütçesinden böyle bir harcamam olmadı. Takılması gereken yere cebimden parasını öder takarım. Belediyeyi aklıma dahi getirmem.Anlayış meselesi. Bazı kişiler devlet malını her şekilde yenecek beleş mal gibi görürler. Durum böyle olunca altının parası da bey-ül maldan ödenir, sanki kendi malı imiş gibi bazı gelirler oy karşılığı alınmaz, bazı usulsüzlüklere yine bir şeyler karşılığı göz yumulur. Alması gereken parayı almamış görünenler, aslında çok şey almışlardır. Bunun adı bedava OY'dur. Bu karşılık için ceplerinden beş kuruş para çıkmaz. Ama toplumun kaybettikleri, onlar gözle görülmediği için dikkate alınmaz. Bazen dikkate gelse de eski alışkanlıklar depreşir veya bakarsın bir gün bana da lazım olur düşüncesiyle amann belediye de almayaversin denir.
Bunları böyle yapmayıp, işleri kanuna göre yapanlar, kendi çıkarlarını değil toplumun çıkarlarını düşünenler onlara göre ACZ içindedir.
Aynı anlayış devam ediyor. 10 sene boyunca bir kuruş dükkan kirası ödemeyen ve aynı şekilde devam edeceğini zannedenler yanılıyor. Bundan sonra kira sözleşmesinde yazdığı şekilde 2 ay geciktirenler için yakında "TAHLİYE" yazıları kapılarında olacak. Sen topluma ait dükkanı kullan, gelir elde et, beş kuruş bedel ödeme ve toplumun, ŞEHR'ÜL EMİN olarak seçtiği ve koruması için her türlü hakkını 5 yıllığına teslim ettiği belediye başkanı buna göz yumsun ve bu parayı alırsam acz içinde görünürüm desin. Seni oraya kafana göre takıl diye değil, benim hakkımı en iyi şekilde koru diye getirdiler. Tabi mesele olaya nereden baktığına bağlı. İdare edeyim, herkesin gönlünü de bana uyacak şekilde alayım, 5 sene sonrayı garantileyeyim demekte var, 5 sene sonrasını hiç düşünmeden, hak ve adaleti önde tutarak, vatandaşlar arasında ayrım yapmadan onlara "DOĞRU YOLU GÖSTEREREK" çalışmakta var.
Biz dünya yansa-yıkılsa da doğru bildiğimizden dönmeyeceğiz. Doğru bildiğimizden şaşar eğrilmeye kalkarsak, vicdan azabından o gece sabahı edemeyiz. Allah bu durumdan bütün kullarını korusun.
Sağlıcakla kalın.”
Yorumlar
Kalan Karakter: