KESK Denizli Şubeler Platformu Adına Basın açıklaması yapan Eğitim Sen Denizli Şube Başkanı Hüseyin Özdemir, Toplu sözleşme taleplerinde ısrarcı birleşik mücadelede kararlı olduklarını belirtti.
“İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK BİR ÜCRET İSTİYORUZ!”
Sendika üyeleriyle birlikte Candoğan parkı önünde basın açıklaması yapan Başkan Özdemir, “Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu olarak bugüne kadar sefalette anlaşanlara karşıtoplu sözleşme taleplerimizde ısrarcı, birleşik mücadelede kararlıyız!4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme sürecinin önemli bir aşamasındayız. Bunun için KESK olarak halkımızla birlikte ülkenin dört bir yanında alanlardayız.
Öncelikle “Toplu sözleşme görüşmelerine, ağustos ayının ilk işgünü başlanır.” hükmünü içeren Toplu Sözleşme Kanunu’nu sıradan gerekçelerle çiğneyip görüşmeleri bugün başlatan, kendi yaptığı yasayı ayaklar altına alan iktidarı ve bu hukuksuzluğa seyirci kalanları şiddetle kınıyoruz.Değerli Dostlar; Biz emekçiler Günden güne sermayenin, patronların ve yandaşların sözcüsü haline gelen mevcut iktidarın yarattığı başta derin yoksulluk olmak üzere güvencesizlik, angarya çalışma, vergi yükü, mülakat, torpil ve ayrımcılık gibi yüzlerce sorun ile karşı karşıyayız.
Biz emekçiler“Toplu sözleşme” adı altında bir kez daha İktidar-Hakem-Yandaş sendikadan oluşan Bermuda Şeytan Üçgenin içine hapsedilmek isteniyoruz. Biz emekçiler Tüm haklarımızın işverene ve onun sendikalarına teslim edildiği, bizlerin yok sayıldığı bu oyuna yeniden ortak edilmek isteniyoruz. Biz emekçiler biliyoruz kiGerçek Bir Toplu Sözleşme Düzeni Grev Hakkı Olmadan Düşünülemez!İşte o yüzdenGrev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz.Toplu sözleşme masasının bütçe dönemine denk gelen Eylül, Ekim aylarında kurulmasını istiyoruz. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz!” dedi.
“HİÇBİR KAMU EMEKÇİSİNİN MAAŞI YOKSULLUK SINIRI ALTINDA KALMASIN İSTİYORUZ”
Kamu emekçilerinin maaş artışlarına ilişkin talebimizi ikili sunduklarını ifade eden Başkan Özdemir, “Haziran itibari ile yoksulluk sınırı 85 bin TL, en düşük kamu emekçisi maaşı ise 43 bin 690 TL’dir. Kamu emekçilerinin her gün yoksullaştığı koşullarda maaş zammı 6 ay sonrasını beklemeden hemen bugün yapılmalıdır.
Buna göre en düşük kamu emekçisi maaşı Temmuz 2025 itibari ile 85 bin TL olan yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı yani %94 artırılmalıdır. Bu artış tüm kamu emekçilerinin maaşlarına bir an önce yansıtılmalıdır.YA DA Temmuz 2025 itibari ile 50 bin 460 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşı Ocak 2026 itibari ile en az 100 bin TL olacağını tahmin ettiğimiz yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
Yani %98 artırılmalıdır. Bu artış oransal olarak tüm kamu emekçilerinin Ocak 2026 maaşlarına yansıtılmalıdır.Kısacası maaşlarımıza %98 zam talep ediyoruz. Her iki durumda da Tüm kamu emekçilerine verilen 18 bin 682 liralık seyyanen ödeneğin taban aylığa dâhil edilmesini ve emeklilerin aylıklarına yansıtılmasını istiyoruz.
Eş yardımının 4 bin TL’ye, çocuk yardımının her çocuk için 5 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz.Konut sahibi olmayan büyükşehirlerde yaşayan tüm kamu emekçilerine 13 bin 500 TL, diğer şehirlerde yaşayan kamu emekçilerine ise 11 bin TL Kira Desteği verilmesini istiyoruz. Ulufe dağıtır gibi değil her üç ayda bir açıklanan ekonomik büyüme oranında refah payı istiyoruz. Maaşlarımızdan kesilen Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesini, 1. dilim oranının %15 ten %10’a düşürülmesini ve bu oranda sabitlenmesini istiyoruz” diye konuştu.
“TÜM KAMU EMEKÇİLERİNE YILDA İKİ KEZ NET MAAŞI TUTARINDA İKRAMİYE VERİLMESİNİ İSTİYORUZ.”
Kamu emekçilerine yılda iki kez net maaş tutarında ikramiye istediklerinin altını çizen Özdemir, “Geçtiğimiz yılı “emekli yılı” ilan edenler attıkları her adımda milyonlarca emekliyi daha fazla sefalete sürüklemiştir. Ne yazık ki emekçiler emeklilik yaş sınırının yükseltilmesini talep edecek noktaya gelmiştir. Bunun için 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na tabi kamu emeklileriyle, 2008 sonrası işe girerek 5510 sayılı Kanun kapsamına alınan kamu çalışanları arasındaki emeklilik yaşı, maaş bağlanma oranı ve emekli aylıkları arasındaki uçurum derhal giderilmelidir.
Sosyal güvenlik sisteminde hakkaniyet sağlanmalı, tüm kamu emekçileri için eşit, adil ve insanca bir emeklilik hakkıhayata geçirilmelidir.İktidar bu yılı “aile yılı” ilan etmiştir. Yıllardır kamu kreşlerini “tasarruf” gerekçesi ile tek tek kaptanlara sesleniyoruz:Bizler kamuda ücretsiz, nitelikli, tam zamanlı hizmet veren kreşler açılmasını istiyoruz.
Bu kamu kreşleri açılıncaya kadar kamu emekçilerine 0-6 yaş arasındaki her çocuk için 7.500 TL tutarında kreş desteği istiyoruz. Gelişmiş pek çok ülkede çalışanların dinlenebilmesi ve çocuklarına vakit ayırabilmesi için haftalık çalışma saatleri düşürülüyor. Biz de haftalık çalışma süremizin 30 saate düşürülmesini istiyoruz. İşyerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine aylık 7.000 TL yemek yardımı, işe geliş gidişlerinde ücretsiz servis, servis imkânından yararlanamayan kamu emekçilerine kamu ulaşım araçlarından ücretsiz faydalanacakları aylık abonman kartı verilmesini istiyoruz.Tüm kamu emekçilerine aylık 50 metreküp doğalgaz üzerinden yakacak desteği,
Göreve yeni başlayan kamu emekçilerine iki maaş tutarında “Hoş Geldin İkramiyesi” verilmesini istiyoruz. Seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge sözünün tutulmasını istiyoruz. Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek İstiyoruz!
Ücretli, vekil, taşeron ya da sözleşmeli adı ne olursa olsun güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini istiyoruz.Kamu hizmetlerinde niteliği düşüren, kamu emekçilerini birbirinin rakibi haline getiren performans, esnek çalışma gibi uygulamalara son verilmesini,
Hukuksuz ve keyfi olarak KHK’ler ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
“DEMOKRATİK, ADİL BİR ÇALIŞMA YAŞAMI İSTİYORUZ!”
Demokratik, adil bir çalışma yaşamı istediklerini söyleyen Özdemir, şöyle konuştu: Mülakatın kaldırılmasını, kariyer ve liyakatin esas alınmasını, Örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını, sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açılmasını, sendikal ayrımcılığa son verilmesini istiyoruz.Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını,İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptalini, 190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanmasını,Doğum öncesi ve sonrasında verilen izinlerin ebeveyn ve çocuklar lehine düzenlenmesini İSTİYORUZ.Özelleştirmelere son verilmesini Kamu yatırımlarının artırılmasını istiyoruz.
Kamu kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesini istemiyoruz.Vergide adaletin sağlanmasını, Belli bir düzeyin üzerinde serveti olanlara Servet Vergisi getirilmesini istiyoruz. Son olarak tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz.
Yıllardır devam eden bu sömürü sisteminin bir parçası olan yandaş sendikaların çözümün adresi olması mümkün değildir. Tek çare vardır. Çare, yıllardır kaybedenlerin yan yana gelmesi, omuz omuza vermesinden geçmektedir.
ÇareGrevli Gerçek Bir Toplu İş Sözleşmesi, İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek
Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı ve Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti İçinmücadelede birleşmekten geçiyor.
Biz KESK olarak bu mücadeleyi daha da büyütmek için, tarafları belli, tek ayaklı masaları değil emekçilerin gerçek taleplerini kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.Basın açıklamamıza destek veren tüm katılımcı örgütlere ve halkımıza “birleşik mücadele şiarıyla”KESK Denizli Şubeler Platformu adına teşekkür ediyoruz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: