Prof. Baştürk, Rektör Bağ’ın yaptığı açıklamaya ilişkin, “Hakkımda ileri sürdüğü iddialar tamamen itiraf niteliğinde olup, benim Enstitü Müdürlüğüm sırasında görevimi hakkı ile yerine getirdiğimi doğrulayıcı niteliktedir.” Dedi.
Prof Dr. Ramazan Baştürk’ün PAÜ. Rektörü Prof.Dr. Hüseyin Bağ’ın kendisi hakkında söylediklerine karşı yaptığı açıklaması şöyle:
"Pamukkale Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Hüseyin Bağ’ın 21 Aralık 2016 Tarihli Basın Bildirisinde Hakkımdaki İddiaları Tamamen Senaryo Ürünü, Yanıltıcı ve Asılsızdır.
Sayın Basın Mensupları,
Pamukkale Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Hüseyin Bağ, 21 Aralık 2016 tarihinde yerel ve ulusal basında “Rektör Prof. Dr. Hüseyin Bağ Hakkındaki İddiaları Yanıtladı” başlığı ile yer alan bir basın açıklamasını yapmıştır.
Basın açıklamasında dönemin Enstitü Müdür olarak şahsımdan da bahsetmiştir. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde 18 Haziran 2014 – 24 Haziran 2016 tarihleri arasında Müdür olarak görev yaptım.
Hakkımda ileri sürdüğü iddialar tamamen itiraf niteliğinde olup, benim Enstitü Müdürlüğüm sırasında görevimi hakkı ile yerine getirdiğimi doğrulayıcı niteliktedir.
Hüseyin Bağ yaptığı basın açıklamasında hakkındaki iddiaları yalanlamamış, bazı iddialardan hiç bahsetmemiş, bazılarını ise önemsiz ve çok eski diye geçiştirmiştir. Bu şekilde kamuoyunu bilinçli olarak yanıltmaya çalışmıştır.
Hakkımda söyledikleri ile 2014 Eylül ayında yaşadıklarımızı itiraf etmiş, ancak sözde “hangi usulsüzlüğü yaptığımı” kamuoyuna açıklamamıştır.
Kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve cevap hakkımı kullanmak adına konu hakkındaki bilgi ve görüşlerim aşağıdadır:
Rektör Vekili Prof. Dr. Hüseyin Bağ, basın açıklamasında “Vedat OFLAZ’ın Doktora jürisi ben dahil 5 kişiden oluşturuldu. Vedat Oflaz doktora sınavını asil olarak kazanamadı ve yedekte kaldı. Doktoraya alınması, o zaman görev yapmakta olan Enstitü Müdürü tarafından sınavı asil kazanan bir adayın kaydı iptal edilmek suretiyle, usulsüz bir şekilde yapıldı. Enstitü Müdürünün yaptığı bu işlemin hatalı ve haksız bir işlem olduğunu da kendisine söyledim” şeklinde bir beyanı olmuştur.
a) 2014 Ağustos ayında yapılan Fen Bilgisi Eğitimi doktora programına öğrenci kabul ilanında adayların “Fen Bilgisi Eğitimi, Kimya Eğitimi, Fizik Eğitimi veya Biyoloji Eğitimi yüksek lisans programı mezunu olması” şartı bulunmaktadır. Bu şartlar başta program başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağ olmak üzere Fen Bilgisi Eğitimi öğretim üyelerinin ortaklaşa kararı ile alınmıştır. Ancak asil olarak kazanan adaylardan biri ise “İlköğretim” alanında Yüksek Lisans Eğitimi yapmıştır. Tüm bunları bilmesine rağmen Hüseyin Bağ ilköğretim yüksek lisans mezunu olan bir adayı usulsüz şekilde doktora öğrencisi olarak almak istemiştir. Üstelik bu adayın “başvuru şartlarını sağlamadığını bildiği halde” jüri değerlendirmesi aşamasında “başarılı” göstermiştir. Bu adayın kim olduğu mutlaka araştırılmalıdır. Konu hakkındaki tüm bilgi ve belgeler ilgili Enstitü’de bulunmaktadır.
b) Kesin kayıt zamanı geldiğinde Enstitü öğrenci işlerinden sorumlu memur bu usulsüz durumu tespit etmiş ve Enstitü yönetimine durumu bildirmiştir. Enstitü yönetimi ise “Enstitü Yönetim Kurulu Kararı” ile ilanda belirtilen kabul şartlarını sağlamadığı için ilgili öğrencinin kaydını yapmamıştır. Yine Hüseyin Bağ’ın üyesi olduğu kurul tarafından 1. yedeğe konulan Vedat Oflaz, asil durumuna geçmiş ve kayıt hakkı kazanmıştır.
c) Hüseyin Bağ, Vedat Oflaz’ın doktoraya alımında görev yapan 5 jüri üyesinden birisidir ve kendi üyesi olduğu jüri tarafından 1. yedeğe konulmuştur.
d) Hüseyin Bağ, üniversitede bulunduğu süre zarfında Vedat Oflaz ile iyi ilişkiler geliştirmiş, hatta Vedat Oflaz’ın Yüksek Lisans programına girmesini teşvik etmiş ve yüksek lisans alım jürisinde de bizzat bulunmuştur.
e) Vedat Oflaz’ın Hüseyin Bağ’ın çocuklarına yıllarca özel ders verdiği de bilinmektedir.
Bütün akademi dünyası bilir ki; Enstitü müdürleri, doktora öğrenci alım sürecinin ilgili yönetmelik ve yönergelere uygun bir şekilde yürütülmesinin sadece takipçisi ve “Enstitü Yönetim Kurulu Başkanı” olarak da onaylayıcısıdır. Eğer Hüseyin Bağ’ın iddia ettiği gibi Vedat Oflaz’ın doktora programına alımında usulsüz bir işlem yapılmış olsa idi, Hüseyin Bağ’ın yapması gereken işlemler sırası ile:
1) Enstitüye yazılı olarak başvurmak ve bu usulsüzlüğe dikkat çekmek,
2) Enstitü’nün vereceği cevaptan tatmin olmaz ise, Enstitü’nün cevabını ek yaparak bir üst makam olan Rektörlüğe bu durumu bildirmek,
3) Rektörlüğün verdiği cevap da Hüseyin Bağ tarafından yeterli görülmez ise, Enstitü ve Rektörlüğün cevaplarını ek yaparak YÖK’e bildirmek,
4) YÖK’den gelen cevap da yeterli görülmez ise, durumu bağımsız Türk adaletine intikal ettirmek olmalı idi.
Fakat Hüseyin Bağ 2014 Eylül ayında gerçekleşen bu süreçte yukarıda sayılan adımlardan hiçbirisini atmamıştır. İlgili öğrenci de herhangi itiraz da bulunmamıştır. Aynı öğrenci doktora öğrenci kabul şartlarına İlköğretim mezunu şartı da eklenerek yine Hüseyin Bağ başkanlığındaki kurul tarafından 2015 Şubat ayında Doktora programına kabul edilmiştir.
Menfur darbe girişiminden sonra 4 Ağustos 2016 tarihinde Hüseyin Bağ Rektör Vekili olarak atanmıştır. FETÖ/PDY ile hiç bağlantım olmamasına ve bunu 9 Eylül 2016 tarihindeki ikinci görüşmemizde bizzat bana kendisi söylemesine rağmen, OHAL’in kendisine verdiği yetkileri istismar ederek Yalan ve Asılsız gerekçeler ile ihraç edilmeme sebep olan süreci başlatmıştır.
Önce 11 Ağustos 2016 tarihinde “Denizli Valiliğinden ve Cumhuriyet Savcılığından bana hakkında bilgiler geldi” diye devlet kurumlarına iftira atarak açığa almış, daha sonra da “Sen FETÖ’cü değilsin ama benim istediğim adayı almayarak beni kızdırdın. Öğr. Gör. Vedat OFLAZ’ın doktora programına kayıt yaptırmasına neden oldun. FETÖ’cü olmadığını biliyorum ama seni yardım ve yataklık yaptın diye YÖK’e rapor edeceğim” diye tehdit etmiştir. 29 Ekim 2016 tarihindeki 675 sayılı KHK ile de meslekten ihraç ettirmiştir.
2015 rektörlük seçimlerinde aday olan Hüseyin Bağ, rektör vekili olarak atandıktan sonra hain terör örgütü FETÖ ile mücadeleyi bahane ederek tamamen kişisel hesaplarını görmeye başlamıştır. Başarısız olduğu seçimin ve daha önceki yıllara dayanan kişisel husumetlerinin etkisi ve nefreti ile bu süreci yürütmüştür. Masum birçok idari ve akademik personelin haksız yere ihraç olmasına neden olmuştur.
Şahsımın ve kurumumun hak etmediği bu anlayıştan ve uygulamalardan kurtulması için hukuki olarak her türlü hakkımı sonuna kadar kullanacağımı da belirtmek isterim.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 23 Aralık 2016
Prof. Dr. Ramazan BAŞTÜRK
Pamukkale Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürü (18.06.2014 – 24.06.2016)
Yorumlar
Kalan Karakter: