Belediyelerin görevleri sadece çöp toplamak, altyapı hizmetlerini sürdürmek, zabıta ve fen işleriyle ilgilenmek değildir. Bunlar zaten yapılması mecburi işlerdir. Kalıcı bir iz bırakmaz.
Lakin kültür ve sanat öyle midir? Belediyelerin bu alandaki faaliyet ve hizmetleri sadece il ve ilçelerde değil, hem o yerleşim yerlerinin sakinlerinde hem de ülkenin geleceğine dair umut verici, aydınlık ve özgürlükçü izler bırakırlar.
Tam da bu nedenle, halkın kültür ve sanattan uzaklaştırılması, kültür ve sanat adına başlatılan projelerin ve açılan binaların farklı amaçlarla kullanılması affedilemez.
Harabe durumdaki eski cezaevi, geçmiş dönem belediye başkanı ve sanatsever halkımızın desteğiyle, kullanışlılığı ön planda tutmuş mükemmel bir restorasyondan geçerek Tavas Kültür ve Sanat Evi’ne dönüştürüldü.
Fakat açılışından hemen sonra yerel seçimler oldu ve Kültür ve Sanat Evi kaderine terk edildi.
Sanat evinin bahçesine 3 hafta önce açılan kafenin, kültür ve sanatla ne alakası var? Sanat evinde kurslar, eğitimler, seminerler ve toplantılar olacak ki o kafe iş yapsın! Boş masalara 10 personel, kamu zararıdır. Sanat evi bölgemizin yazar, şair, müzisyen ve ressamlarına bırakılmalı, amacına uygun olarak kapıları kültür sanat için açılmalıdır.
Tavas Nihat Zeybekçi Kültür Merkezi de yine aynı tarihlerde hizmete açıldı. Kültür Merkezi adı altında İl Spor Müdürlüğü’nden destekler alındı. Yeni yerel yönetim ise kültür ve sanata düşmanmış gibi binaya zabıtayı, fen işlerini ve belediyenin başka birimlerini taşıdı.
Tabelasında “Kültür Merkezi” yazacak ama belediye hizmet binası olarak kullanılacak! Böylesine abes bir tutum insana akıl tutulması yaşatıyor.
Geçmiş yüzyılda, özellikle geçiş dönemlerinde yeniye, ilerici olana ve kültür sanat faaliyetlerine adapte olamamış köhne zihniyetlerin bu türden absürt eylemleri edebiyatta ve sinemada mizah konusu olmuştur. Bütün bunların üzerinden yüz yıla yakın bir zaman geçtiğinden, bu zihniyet artık kara mizahta bile kendine yer bulamaz.
Denizli’nin hangi ilçesinde iki tane kültür ve sanat evi var? Üstelik 250 kişilik sinema ve 300 kişilik konferans salonu 19 aydır yatıyor. Hâl böyle olunca insan sormadan edemiyor: Milyonlarca liralık kültür yatırımı hangi amaçlarla kullanılıyor?
Kültür merkezinin yanı başında 1000 üniversite öğrencisi olduğunu da unutmuşlar.
Yeni yönetim iş başına geçtiğinden bu yana gençlere “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitabı hediye ediyor. Atatürk bu kitabın yöneticiler ve halk tarafından okunması dilemişti.
Peki, gençlere hediye edilen bu kitabı acaba kendileri okudular mı? Eserde halkın eğitilerek kültürel açıdan geliştirilmesi, taze güçlerin çalışma hayatına dâhil edilmesi ve toplumun eğitimli kesimlerinin halkın bilinçlenmesine hizmet için seferber edilmesi gerektiği üzerinde duruluyor.
Tavas’taki, tabelasında “kültür ve sanat evi” ya da “merkezi” yazan binaları amaçlarının dışında kullanmak ve “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitabı dağıtmak…
Oy için Tavas’ın tüm düğün, hayır ve açılışlarına katılan yönetici ve idareciler bu yazıda dile getirdiğim konuya sadece dört dakika ayırabildiler. Evet, sadece 4 dakika. Halkın olanı halk için kullanma yükümlülüğü olan belediyeler, bu sorumluluklarını kültür sanat alanında yerine getirmekte zorlanıyorlarsa, bilsinler ki yazar, şair ve ressamlar yardıma daima hazırdır.
ATATÜRK ne diyor: “Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrum kalırsa tam bir hayata malik olamaz. Sanatsız kalan bir halkın hayat damarlarından biri kopmuş olur.”
Yazar Arif BİLGİLİ
Yorumlar
Kalan Karakter: