Toplum hayatımızda bazı guruplar varki hem kendileri kendilerini anlamamış ve anlatamamış, hemde başkaları onları anlamamış anlamak istememiş ve engellemiş.
Bunlardan birisi jön türkler.
Osmanlı Devleti içinde Türk kimliğini Türk medeniyetini tanımak bilmek ve ayağa kaldırmak istemişler.
Böyle ulvi bir hedefi gerçekleştirmek için basit kısır ve yıkıcı bir yol olan sadece iktidara padişaha karşı olmayı onu tahtından indirmeyi seçmişlerdir. Bunun içinde içinde bulundukları toplumun düşmanı toplum kişi ve devletlerden yardım beklemişlerdir. Tabi istismar edilmişler kullanılmışlar amaçlarından sapmışlardır.
Ulvi hedef uygulamada basitleşmiş basitleşmeler yanlışları getirmiştir. Bilgisizlik tecrübesizlik kullanılma zarara yol açmıştır.
Bunlardan ikincisi İttihat ve Terakki cemiyetidir.
Burada hedefin artık ete kemiğe büründüğü yani siyasallaştığı görülmektedir.
Yani hedef Osmanlıyı Türk eksenli Türk Düşünceli Türk Anlayışlı bir yapıya kavuşturmaktır. Bunun içinde sadece siyasi ve askeri yolun kullanılması başarıyı engellemiştir.
Başarabilirlermiydi?
Başarmaları imkansıza yakındı.
Hedefledikleri amaca giden yolun ekonomi,kültür,ilim bilim ve yetişmiş insanla desteklenmesi lazımdı. Ekonomi Yahudi,Ermeni, Rum ve Duyuni Umumiyenin elindeydi. Toplum yokluktan kavruluyordu. Aç ayı oynayamıyordu. Kültür dini söylemlerce hapsedilmişti. O da istismara hizmet eden rivayet ve abartılı yalan dolan hikayelerden ibaretti. Din zaten çoktan unutulmuştu. İlim bilim zaten yoktu. Okuma yazma oranı o kadar düşüktüki iilim ve bilimin olabilmesi zaten mümkün değildi. Başarı yetişmiş insanla gelirdi. Cahil bırakılmış bir toplumun isteneni verebilmesi zaten mümkün değildi.
Ancak her türlü olumsuzluğa rağmen Türklük şuuru ateşlenmiş deneme yanılma ile tecrübeler kazanılmıştı. Bu şuur ve idealde Milleti ve Devleti için kendisini feda edebilen büyük davası olan büyük insanların ortaya çıkması sağlanmıştı.
Burada Atatürk ve Alparslan Türkeşi ayrı değerlendirmek lazımdır. Onlar anlayan anlatan ama tam anlaşılmayanlardır.
Üçüncü gurup ise Ülkücülerdir.
Ülkücüler bir fikir hareketi olarak ortaya çıkmıştır.
Amaç Türklüğü ve Türk toplumunu her yönüyle düzenlemek Büyük Türk Milletinin Dünya yüzeyinde hak ettiği yere gelmesini sağlamaktır. Sadece fikir hareketi olarak geçmiş birikim ve tecrübelerinde yardımıyla büyük başarılara ulaşılmıştır.
Yeterlimidir hayır.
Ülkücü hareket anlaşılmışmıdır hayır.
Bu üç gurubuda anlamak için hedeflerinin önem sırasına bakmak lazımdır.
Hedeflerin önem sırasını bilmeden anlamadan olayı açıklığa kavuşturmak mümkün değildir.
Hedefe dosdoğru gidebilmenin yanılmamanın aldatılmamanın temeli bu önem sırasında yatmaktadır.
Bu gün Ülkücülerin önem sırası
Milletim.
Kurumum veya teşkilatım.
Biz veya bendir.
Bu önem sırası kabul edilenlerce zorluğundan veya öneminin anlaşılamamasından dolayı anlaşılmamakta ve sırası değiştirilmektedir. Benler öne çıkmaktadır.
Türklükle pek alakası olmayanlar veya bu önem sırasını tersinden okuyanlardan zaten bu gurupları ve önem sırasını anlamasını beklemek beyhudedir. Bu gün her türlü olumsuz şartlara ve engellemelere, hücumlara rağmen Sn. Dr. Bahçelinin lideriğinde Milletim partim ben ve biz önem sırası topluma, seven sevmeyene muhteşem bir şekilde gösterilmektedir.
Bunu anlamayanların artık mazereti yoktur. Bundan sonrası art niyettir düşmanlıktır. Türk milletide düşmanlarını boğacak güçtedir.
Bundan sonra artık Ülkücülere düşen belirttiğimiz önem sırasına sadık kalmaları sağlamlaştırmalar ve geliştirmeleridir.
Her adım bir öncekinden daha sağlam daha uzun daha güzel olmak zorundadır.