Arif Nihat Asya diyorki;
Delikanlım niye hala oyundasın oynaştasın.
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.
Burada bir emir ve mecburiyet var.Türk genci benliğinde var olan insanlığa liderlik etme görevini yerine getirmeligir.Bu onun görevi ve mecburiyetidir.
Ülkücüler ise kendilerini siyasetin karanlık labirentlerine hapsetmişler labirentten kurtuluş çareleri aramaktadırlar.Birilerinin gelip kendilerini kurtarmasını kekliyorlar.Ahmet kurtaramadı Mehmede yöneliyorlar.Tabiki olmuyor ve hiç bir zaman olmayacakta. Çünkü bu bir kişi işi değil.Kişi isteniyorsa bir Mete han,bir Cengiz,bir timur,bir Atatürk lazım.Onlarda çok ama çok nadir geliyorlar.İş başa düşüyor.Ülkücüler İlimle,bilimle, teknolojiyle,sanatla,sporla,kültürle,ekonomi ile güçlenecekler,bir kafa bir beden,bir ruh olacaklar beraberce bu duvarlara yüklenerek bu labiirenti yıkacaklardır.
Bunun içinde ülkücüler değişecek ilim,bilim,teknik sanat spor ekonomi ile tanışacak siyasetin ve kendilerinin dışında bir dünya olduğunu göreceklerdir.Bu dünyayı iyilik güzellik adalet yönünde değiştireceklerdir.Onun bunun arkasından gitmeyi onun bunun himayesinde yaşamayı bırakacaklardır.Ülkücü önder aramaz her bulunduğu yerde her ahvalde önder olur.
Bu sebeble ülkücüler kendilerinin dışındaki bu dünyayı görmeli önderlik edecek seviyeye gelmeli ve topluma hatta Dünyaya önderlik etmelidir.
Eğer bir insan ülkücü ise bu onun görevi ve namus borcudur.