Birbirimize olan tahammülsüzlüğümüz, hatalarımız, yanlışlarımız hatta kabahatlerimiz, inançlarımızdan ideallerimizden ülkülerimizden insanlığımızdan, milletimizden, devletimizden, vatanımızdan daha önemli ki hep bunlara takılıyoruz, bir inat uğruna bunlarda ısrar ediyoruz.
Şahsi meseleler söz konusu olduğunda sabrın zerresi yok.
Millet, Devlet, Vatan, insanlık ahlak doğruluk ülkü ideal hemen hasırın altına süpürülüyor.
Demekki değerli olduğunu hatta canımızı feda edeceğimizi söylediğimiz değerlerin benliğimiz inadımız küçücük menfaatlerimiz söz konusu olduğunda hiç önemi yok.
Tarih bu hale gelmiş toplumların yok oluş hikayeleri ile dolu.
Belki merak ederde ilgilenirsiniz.
Birlikte güzel güzel yaşamak ve başarmak varken neden yok oluşa giden yollarda ısrar ederiz anlayamıyorum.
Gerçi bu husus tarihte de anlaşılamamıştı.
Bilmem bu kısır döngüyü kırabilir miyiz.