Bizim camiada ama eski ocak başkanları ama eski parti başkanları ama eski vekiller savruluyorlar.
Nedenini kendimce epey sorguladım.
Şu neticeye vardım.
Meselenin düşünümle uygulamanın ayırt edilememesinde yattığını gördüm.
Rahmetli başbuğumun şu sözleri de benim için aydınlatıcı oldu. Başbuğum şöyle demişti.
Biz siyasette mecburiyetlere dikkat etmek zorundayız. Siyasette karşılıklı çatışma vardır. Bu çatışma ortamında bazen istemediğimiz şeyleri alınan şeylere karşılık yapmak zorunda kalırız.
Ocaklı ülkücülerin böyle bir mecburiyeti yoktur. Ülkücüler taviz vermeden dimdik dosdoğru yollarına devam etmelidirler.
Yani ocakcılık başka siyasetçilik başkadır.
Eski ocaklılar siyasete bakarken siyasetin şartlarını mutlaka dikkate almalıdır.
Ocak idaresinde mutlak hakimsinizdir.
Ocak idaresinde size mutlak itaat etmek düşüncesiyle ocağa katılmış insanlar vardır.
Ocakta sizin yanlışınıza bile tamam başkanım diyen taşı sıksa suyunu çıkaracak insanlar vardır.
Ocak başkanlarımız siyasetçileri kendi anlayış ve uygulamalarına göre gördükleri için genelde memnuniyetsiz bir tavır içindedirler.
Bu yüzden genelde siyasete girmezler. Girenlerde ocaktaki hayatlarının siyasette devam etmesini isterler. Siyasette çatışma ortamı olduğu için bu mümkün olmaz, bu yüzdende eski başkanlarımız hayal kırıklığına uğrarlar.
Eski başkanlar, siyaset ortamının kendi şartlarına uymayacağını, kendilerinin siyasetin şartlarına uyması gerektiğini kabul edemezler ve uymazlar.
Kendileri gerekli ve zorunlu şartlara uyacaklarına içinde bulundukları parti yöneticilerini tavizcilik bozulma hedeften sapma ve başarısızlıkla suçlamaya başlarlar. Haliyle her bünye kendisine uymayanı ve kendisini reddedeni dışlar.
İşte bu yüzden savrulmalar yaşanır. Bu durumda Ülkücü topluma büyük zararlar verir.
Birde vekiller ve parti başkanları var.
Bunların yaptıklarının hesabını genel başkan verir. Bu yüzden bunlar sorumsuz sayılabilirler.
Bunlar hep çekişme içindedirler. İsterlerki bulundukları yerde hep kendileri otursun genel başkan hep kendilerini seçsin hep kendileri yükselsin.
Genel başkanın ise birini seçme mecburiyetinin olduğunu akıllarına bile getirmezler. Genel başkan kimi seçerse seçsin diğerleri için seçim yanlıştır. Parti yönetimi iyi çalışmıyordur. Partide insanların kendilerince çok başarılı olanların önü kesilmektedir.
Bunların önemli bir bölümü küsmekte ve savrulmaktadır.
Ocaklarda yanlış başkanlar görevlendirilebilir.
Partide yanlış başkanlar atanabilir veya seçilebilir. Yanlış kişiler milletvekili seçilebilir. Bu hiç bir şekilde önlenemez.
İşte bu yüzden ve şartların getirdiği mecburiyetler yüzünden genel başkanlar bazı şeyleri ülke ve parti güvenliği için açıklayamazlar sır olarak saklarlar.
Bizim vekiller ve başkanlar bunu kabul etmezler her şeyi bilmek isterler.
Bilemeyincede dışlanıyoruz derler ve savrulurlar.
Bunlar gibi daha başka sebeblerde elbette var.
Yazı çok uzayacağı için ben bu kadarını yazdım.
Her şeyi kendi şartlarına göre görmek ve kabul etmek lazım.
Her işte olduğu gibi siyasette sabırlı sebatlı dirayetli uyumlu ve çalışkan olmak önce kendini yargılamak lazımdır.
Doğrusu savrulan eski arkadaşlarımız için üzülüyorum.
Değerli insanlar iken yanlışları yüzünden geçmez akçe pula dönüyorlar.
Dilerim bundan sonra savrulan olmaz.