Sağcısı, solcusu, ülkücüsü, milliyetçisi, milliyetsizi, liberali komünisti
nefsinin peşinde.
Basit ihtiras ve tatminlerle yaşıyorlar.
Basit ihtiras ve tatminleri için çok kolay, yalana dolana sahte ve düzme şeylere başvuruyorlar. Bunların insana topluma millete ne kadar zarar verdikleri hiç kimsenin umurunda değil.
Bunlar nefislerini tatmin etsinler de karşı tarafa güya zarar versinler de isterse dünya yıkılsın.
Her şeyin bir önem ve aciliyet sırası olduğu bunların hiç aklına gelmiyor. Belki de bazılarınca bilerek ve özellikle bu yol tercih ediliyor.
Bir toplum, ve millet içinde yaşıyorsanız en az kendi menfaatleriniz kadar o toplumu da düşünmek gerektiği akıllara gelmiyor. Yine bir toplumun içinde yaiyorsanız o toplumu ayakta tutan düzen ve güveni sağlayan kurallara saygı duyup uymanız gerekir. Tufeyli bir davranış herkese zarar verir.
Bunun aksi ise üstünde oturduğunuz temeli kendi ellerinizle kazmaktır.
Her canlının her kurumun her milletin her devletin çok çeşitli ve önemde problemleri var.
Bu problemler oturulur bir önem sırasına tabi tutulur. Önemli ve aciliyet gösterenleri öne alınır. Diğerleri zamana yayılır.
Bizde ise sloganlara binilmiş, kendilerine göre güya önemli amma aslında hiç önemli olmayan hatta problem olup olmadığı belli olmayan şeyler için her tarafa ateş ediliyor. Önemliymiş, önemsizmiş zararlıymış, zararsızmış, doğruymuş eğriymiş hiç düşünen yok.
Bu arada insanlar toplumlar millet ve devlet asıl problemlerin altında ezim ezim eziliyor.
Bu durum Türk düşmanlarınca kurgulanıp uygulanıyor.
İşin acı tarafı da vatansever, milliyetçi, ülkücü ve dindar olduğunu iddia eden kişilerce bu ihanet karmaşasına dahil oluyorlar.
Bu yolla iyinin kötünün, doğrunun eğrinin, faydalının zararlının, önemlinin önemsizin bilinmesinin ve tedbir alınmasının önü kesiliyor.
Tam bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete halini yaşıyoruz.
Bunun sonu hiç iyi değil.
Bu tutum ve yol bizi birbirimizi boğazlamaya kadar götürür.
Herkesin aklını başına alıp düşünmesi boynunun borcudur.