MHP si ve AK Parti Devlet
Beyin ön ayak olmasıyla bir ittifak kurdular. Cumhur İttifakının kurulması sebebiyle MHP si acımasızca ahlaksızca pespayece eleştirildi. Adeta linç edilmek istendi.
Bu ittifak iki partinin iş birliği yapmasının çok ötesinde idi. Ülkenin varlığının devamı için özellikle MHP si için kendilerini adeta feda etme kararı idi.
Neden?
Böyle bir ittifak kuruldu.
MHP sinin Başbuğ Alparslan Türkeşten kalma bir anlayışı karakteri vardı. Bu karekter Ülke tehlikede ise parti kişi menfaatine bakmadan geleceği düşünmeden ülke menfaati doğrultusunda hareket etmek ön safta yer almaktı tepki vermekti. Türkiyeye zarar verebilmek için MHP sinin bitirilmesi lazımdı.
Bu yüzden iktidar veya iktidar ortağı bile değilken MHP sine olağan üstü saldırılar başlatıldı her türlü iftiralar atıldı. Amaç MHP sini önce TBMM sinden barajı geçirtmiyerek dışlamaktı. Arkasındanda siyaset sahnesinden tamamen silmekti. MHP sini bölmek dahil her türlü pis yola baş vurdular. Olmadı başaramadılar. MHP si dimdik ayakta kaldı. Dünyada belki MHP sinden başka hiç bir parti bu saldırılara iç ve dış hainliklere dayanamazdı.
Dayanıldı.
Elbette MHP si bütün bunların farkındaydı ve takip ediyordu.
Siyaset ikiye ayrılmıştı.
Bir tarafta pkk nin partisi hdp nin kontrol ve denetimine girmiş chp ve yandaşları diğer tarafta bunların karşısında MHP si ve Ak parti. Ak partide büyük yanlışlar yapmıştı.
Buna rağmen Ak parti ülkenin yararına olacak bir çizgiye çekilebilirmiydi? Ne olursa olsun çekilmeliydi.
Denenmesi gerekiyordu.
Abd nin ve batının Ortadoğuyu yeniden şekillendirmesinde Türkiyenin elinin kolunun bağlanması lazımdı. Bağlandı.
Türkiye kurban edilmeye hazırdı. Irakta kürt devleti kurulmuştu. Suriyedede kürt devletinin kurulması için dev adımlar atılıyordu. Türkiyede hdp liler açık açık kürdistanı kuruyoruz diyor Güney Doğudaki şehirlerde güya bağımsızlık savaşına hazırlanıyorlardı.
Durum vahim ötesi vahimdi.Bir çıkış yolunun bulunması şarttı. Bu yolda şöyle veya böyle Ak partiye çıkıyordu. % 49 oy almıştı. İktidarı elinde bulunduruyordu. Diğer partiler açık seçik Türkiye düşmanlarının yanındaydı.
Bu arada uzun yıllar çalışmalarının ve yabancı istihbarat örgütlerinin yardımı ile fetö Devletin her zerresini işgal etmişti. Kürdistanın fikri zeminini oluşturuyordu. Bu doğrultuda çözüm sürecini uygulamaya koydurmuştu. Devletin başbakanını, bakanlarını genel kurmay başkanını dinliyorlardı. Abdullah gülü dinlemiyorlardı.
Onu kendilerinden sayıyorlardı. Yollarına taş koyacak herkesi kumpaslarla kasetlerle saf dışı bırakıyorlardı. Ülkede polis terörü estiriyorlardı. Ayrıca Ülkenin sermayeye ihtiyacı olduğu halde on milyarlarca dolar yurt dışına çıkarılıyor ülke soyuluyor ülke zayıflatılıyordu. Durum korkunç bir hal almıştı.
Erdoğan Cumhurbaşkanı olmuştu. Ak partinin başınada bici ahmet geçmişti. Aynı zamanda Başbakan olmuştu. Bici ahmet Güneydoğuyu kendince şenlendirmiş teröristlerle kol kola halay çekmeye başlamıştı. Bici ahmet teröristlere yol vermiş cesaretlendirmişti. Pkk artık bicinin sayesinde bağımsızlığını ilan etme aşamasına gelmişti.
Bu arada Türkiyeyi Rusya ile savaştırma denemeleri bile yapılmıştı. Rus elçisi vurulmuş Rus uçağı düşürülmüştü normal olarak bunlar savaş sebebi idi. Savaştıramadılar.
Ne varki Sn Erdoğan olan biteni çabuk anlamış veya kenddisine anlatılmıştı. Apar topar bicinin kellesi alındı.
Bicinin kellesi alınınca anlaşıldıki Türkiye bu yoldan yıkılamıyacaktı. Zora ve silaha baş vurulması lazımdı. Onuda yaptılar. Olmadı.
Olmaması tehlikenin geçtiği anlamına elbette gelmiyordu. Türkiye ve iktidardaki Ak parti yalnızlığa mahkum edilmişti. Yalnız kalmış Ak partiyi ve Sn Erdoğanı halletmek eninde sonunda mümkündü. 15 Temmuzdan sonraki faaliyetler fetöcüleri masum gösterme çalışmaları, abd nin fetö elebaşını vermemesi bunu gösteriyordu. Acilen ve mecburen bir şeyler yapılması gerekiyordu.
Fıtratı icabı Ülke meselelerinde savunma ve ön alma yapısında olan gerekli tepkiyi veren MHP si ve Devlet Bey harekete geçti.
Sn Erdoğana gelin Ülke için can ve kan bağı oluşturalım. Biz hiç bir menfaat gütmeden hiç bir beklentimiz olmadan sizinle birlikte olacağız. Çünkü Ülke ve Devlet açısından mecburiyet ortaya çıkmıştır denildi. Ak pari değilse bile Sn Erdoğanla Sn Binali Yıldırım bunu anladı. Ülke için ortak hareket edilmeye Ülke için savaşılmaya başlandı.
Ak parti yaptıklarından dolayı suçlanıyor.Ak partinin yanlışları bilinmiyor değilki. Bu yanlışlarda Ak parti yalnızda değil. Ak partini yanında fetö de vardı çözüm sürecinde chp de vardı. Ak partinin yanlışları MHP ye yüklenmeye gayret ediliyor.Halbuki Ak partinin yanlışlarında hiç ama hiç ilgisi olmayan parti MHP idi.
Ak parti ayrı bir parti
MHP si ayrı bir parti.
Her ikisinin Milli beka dışındaki konularda fikir ayrılıkları olacaktır. Bu gayet tabi bir şey.
Eğerki ikisinin her konuda fikir uygulama anlayış esaslarında tam bir birlikteliği olsaydı ya Ak parti MHP ye yada MHP ak partiye katılırdı.Fikri zikri işi aynı olan bütün partilerin ayrı partiler halinde olması kadar abes bir şeyde olamaz zaten.
Devlet beyin dediği gibi bu farklılıklar Ülkenin varlığı için kurulmuş olan Cumhur İttifakını bozamayacaktır ve bozmamalıdırda.
Ak parti ile MHP sinin yapıları anlayışlar idealleri birbirinden çok farklıdır.Ak parti yeknesak bir pari değildir. Kendi içinde gözetmesi gereken ve kendilerince çoğu doğru olan dengeler vardır.
Böyle bir partiye hatta böyle olmasa bile,bir partiye sen şunu yap bunu yapma denilemez. Böyle bir şeyi düşünmek bile abestir.
Netice olarak;
Ak partinin diğer bölücü ve yandaşları partilerden daha iyi olduğu kabul edilmiştir.
Tabiki Milli bekanın dışındaki husulardan Ak parti mesuldür.
Tahtaya resim çizilmiyorki istediğin gibi çizesin.
Şu da herkes tarafından kabul edilmesi gereken sevindirici bir olgudur.
Artık Türkiyemizin beka sorunu epeyce hafiflemiştir.
Daha sevindirici bir hususta artık Türk Dünyası Türkiyeye güvenmeye başlamıştır. Bu güven Türk birliğinin temeli olacaktır.
İstensede istenmesede gelecek Türkün olacaktır.
Son üç yıllık faaliyetlerinden dolayı Ak partinin buna katkısıda yadırganmamalıdır.