Herkes yazar çizer paylaşır. İstiklal Marşı şairi Gazi Mehmet Akif Ersoy yoksulluk içinde öldü. Cenazesi belediye tarafından kaldırılırken gençler farkedip defnettiler. Ömer Seyfettin yokluk ve sefalet içinde öldü cenazeyi belediye kaldırdı. Seyit Onbaşı yoksul yaşadı. Bigalı Mehmet çavuş yoksul yaşadı. Yörük Ali Demirci ve On binlerce gazi bu vatanı bize bırakan kahramanlar yoksulluk içinde kenar mahallelerde yıkık dökük evlerde hayata gözlerini yumdu der ağlarız.
Aslında ağlar gibi yapar onları kullanırız.
Günümüzün kahramanlarına, bu ülkenin şanına şan katanlarına dönüp bakmadığımız gibi yerden yere vururuz.
Anlaşılıyorki kahramanlar hemen ölmeli. Gözümüzün önünden hemen kaybolmalı.
Kaybolmalıki bize yük olmamalı.
Birde kahramanlar öyle sıradan yaşamamalı sıradan ölmemeli. Yoksul ve sefalet içinde yaşamalı ve ölmeli ki Bizler istismar edip onları kullanabilelim.
Ey kahramanlar işitin duyun.
Değerinizin bilinmesi için çabuk ölmeniz ölmüyorsanızda kıyıda köşede yoksul bir şekilde yaşamanız lazım.
Eğer kabul etmezde çizmeyi aşarsanız geçmişi görüyorsunuz hakkınızdan gelinir.
Evet yanlış.
Hemde çok yanlış.
Ama bizde böyle.
Anlamadığım şu.
Bu kadar rezil insanlara.
Bu kadar rezalete.
Rağmen.
Bu kadar kahraman nasıl çıkıyor.
Kanda bir şeyler var galiba.