Dün 4 Nisan günü rahmetli Başbuğumuzun takvimce vefat yıl dönümüydü.
Andık. Zatende hiç unutmamıştık.
Bizim için Başbuğumuz ölmedi.
Bizim için başbuğlar ölmez.
Ruhumuzda, kalbimizde, aklımızda zerrelerimizde yaşıyor.
Türk Milleti var oldukçada yaşıyacak.
İddianıza göre kabrine alınmamışsınız.
Bunuda Türklük düşmanı Halk Tv. de ağzınızı doldura doldura anlatıyor iddilarda bulunuyorsunuz.
Babamın mezarına zor kullanılarak alınmadım diyorsunuz.
Bunun doğruluğuna yanlışlığına girmiyeceğim. Çünkü size inanamıyorum..
Önemli olan şu. İfadenizde babamın mezarına diyorsunuz. Sahipleniyor sadece kendinize maleiyorsunuz.
Biyolojik olarak evet iddianız doğru.
Ancak şunuda hatırlayın.
Ne siz rahmetliyi seçebilirdiniz, nede rahmetli sizi seçebilirdi. Elbette saygı duyuyoruz. Hatta sizi Başbuğumuzdan dolayı seviyorduk. Ancak öyle şeyler yapıyorsunuzki sizi sevmemiz mümkün değil.
Şunu bir düşünün.
Sadece biyolojik olarak onun evladı olan. Onun mirasını elde eden onun isminden dolayı belki hayatınız boyunca gelemiyeceğiniz yerlere kolayca gelen sizler Başbuğumuzun evladısınızda.
Ona inanmış, onu sevmiş onun gösterdiği hedefler uğruna çarpışmış, ölmüş öldürmüş, canını kanını her şeyini vermiş ve hayatları kararmış halada vermeye devam eden milyonlarca Rahmetlinin deyişiyle biz ülkücüler evlatları değiliz,
öylemi? Ahmet bey.
Geçiniz Ahmet bey siz tabiatın lutfunu yaşıyorsunuz.
Bizler sevgimizin aidiyetimizin bağlılığımızın zorluklarını yaşadık yaşıyoruz.
Severek ve istiyerek Türkeş aşkıyla ne kadar zor olursa oldun yaşadık ve yaşıyacağız. Bu bizler için şereftir.
Son bir soru.
Onun evlatları olan bizlerin yaşadıklarının onda birini siz yaşasaydınız acaba düşünceniz ne olurdu?
Türkeşi manevi evlatları olan bizlerden almaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Hiç kimse alamazda.
Siz önce ona layık bir evlat olmaya çalışınız.
Sizler Başbuğumuza layık olsaydınız, el kapılarında gezmeseydiniz,
zaten başımızın üstünde olurdunuz. Buna da kimse itiraz edemezdi.
Hasan Kurşuncu.