Bilinen tarih bize şunu göstermiştirki milletler ve devletler arasında düşmanlık veya dostluk olmaz.
Belli zamanlarda belli olaylar ve çıkarlar etrafında çatışma veya yardımlaşmalar ve anlaşmalar olur.
Sınırdaş olan veya gücü yüksek olupta diğet ülkelere müdahele de bulunabilen ülkelerle iilişkiler çatışma veya anlaşma yardımlaşma şeklinde yoğun olur.
Bunun istisnaları vardır. Biz ve Pakistan ABD ve Kanada gibi ancak istisnalar durumu değiştirmez.Araplarla sınırdaş olmamız ve Arapların yanlış tercihleri sabebiyle şimdi çatışmasak bile çekişiyoruz. Buna dayanarak Arapları düşman ilan etmek te doğru değil.
Bu çekişmede dinii hele Araplar lehine öne sürmek hiç doğru değildir. Bu durumda din birleştirici değil ayrıştırıcı ve hakkaniyetsizliğin sebebi olmaktadır.
Türkiye Cumhuriyetimim geleceği ve menfaati dini saiklerle zayıflatılmamalıdır. Bizim kaygımız ve uyarımız bu yöndedir.
Araplarla bizim dost olmamız için ortak bir çok sebebimiz var.Ancak bu günde bu sebenler yeterli gelmemektedir.
Anlaşma sebeblerinin çoğu Araplar tarafından görmezden gelinmekte ve görmezden getirilmektedir. Bunun yanındada din baskı unsuru olarak kullanılmaktadır. Adeta dinin sahibi Araplarmış gibi davranılmaktadır.
Umarız gerçek anlamda karşılıklı anlayış ve hakkaniyet içinde güzel ilişkiler kurararız.
Her devletle dostluk kurma zorunluluğumuz olmadığı gibi Araplarlada dost olmaya mecbur değiliz. Tabidirki onlarda mecbur değil.
Hakkaniyete ve iyi niyete dayanan ilişkiler kurulsun yeter.
Tabidirki bu yazdıklarımız bütün komşularımız içinde geçerlidir.