Bugüne kadar hiç birinizi ayırmadım.
Gazetecilik mesleğini yaptığım 17 yıllık süreçte birçok kişinin arkasında durdum. Her zaman başınıza bir iş geldiğinde, gelip “beni kurtar” diye beni bulurdunuz. Benim yanıma gelmeyen ve gelmek istemeyenlerde başkasının yanına gider, sonra o yanına gittiğiniz benim yanıma gelir benden yardım isterdi.
Her zaman hepinize karşılıksız yardımda bulundum. Tatilde, bayramda, hastalıkta, mutlulukta, sağlıkta, evlilikte sizin yerinize çalıştım. Gece, sabah, gece yarısı hep ben çalıştım. Siz gitmediniz en uzağa ben gittim. Sıcak, soğuk, karlı ve yağmurlu demedim sizin için hep olur dedim.
Gece siz sıcak yatağınızda uyurken, gece nöbetçi ben olurdum. Nasıl olsa Burak gidiyor, biz gitmeyelim ertesi gün alırız derdiniz, gelir alırdınız bu güne kadar hiç sesimi çıkarmadım.
Bazı zamanlarda sizin yerinize de çalışıp, yolunuza gidip, arkanızı kollayıp haberinizi ben yazdım. Sizin için mahkemelik olan, polise ifadeye gidende hep ben oldum. O yazıyı-haberi Burak yazdı, bizle alakası yok dediğinizde bile sizi ele vermedim.
Yangın ve kaza haberlerine giden, kıyafeti kirlenen üstü başı kokan bendim. Her zaman çevremdeki arkadaşlarıma destek oldum, ayakkabılarımın altı delik olsa bile hiç birinize belli etmedim. Delik ayakkabılarımın üzerini her zaman boyalı tuttum.
Videonuzu, fotoğrafınızı ben çektim. Düğünlerinizde, nişanlarınızda fotoğrafçıya para vermeyin diye fotoğraflarınızı ben çekerdim. Çok kullanmaktan, hep benim kameram bozulurdu. Hasta oldunuz, ilk ben aradım, doğumda, düğünde, ölümde yalnız bırakmadım hiç birinizi.
Hiçbir zaman maddi bir beklenti içerisinde bulunmadım. En uğraşılmayacak olaylar ve nedenler karşısında araya ben girdim, suçunuzu ve hatanızı ben kabullendim. Benim çocuğum, çoluğum var Burak; dediniz her zaman öne ben çıktım.
Beni kullandınız, kimi zaman kötü emellerinize alet etmek istediniz, her şeyi bilmeme rağmen hiçbir zaman sesimi çıkartmadım.
Hiçbir zaman alkol içiyor, bağımlı, namaz kılar, namaz kılmaz, sağcı, solcu, her partinin adamı, muhbir, komünist, tarikatçı, cemaatçi, milliyetçi, muhafazakar, ateist, deist diye hiçbirinizi ayırmadım. Birçok kişinin yokluğunda hiç birinize laf söyletmedim, benim yanımda laf söyleyenlere de hiçbir zaman ailesine, değerlerine hakaret ve küfür ettirmedim.
Yeri geldi, cebimdeki parayı bölüştüm. Birçok arkadaşa kefil oldum. Bazı arkadaşları kurtarayım derken başıma bin bir türlü iş gelen bendim. Yaralandım, hastanelik oldum, darp edildim. Hep en ağırını ve zorunu ben yaşadım.
Sizin için toplumda her türlü insanla tanışıp muhatap olmak zorunda kalan ben oldum. Siz hep arka planda kalırken, öne ben çıktım.
Hiçbir zaman basit, fakir, işçi, deli, hasta, tarikatçı, ateist diye insan ayrımı yapmadım. Bazen hiç tanımamam gereken insanlarla tanışmak ve bir arada bulunmak zorunda sizin için kaldım.
Hiç aynı karede olmamam gereken insanlarla sizin için fotoğraf çektirdim.
İnsan ayırt etmediğim için her türlü dili konuşan dinden, cinsel kimlik ten insanla sizin için muhatap oldum.
Hiçbir zaman insan ayırmadım. Bu fotoğraf çekilmez, bu haber yapılmaz, görüşülmez demedim. Sofranıza oturdum, ayıp olmasın diye sizinle içki içtim, derdinizle dertlendim. Derdinize, kederinize, zevkinize ortak oldum.
Hiç kimseden korkum, çekintim, beklentim olmadı. Ben hep bu mesleğe ilk başladığım günkü gibiyim. Herhangi bir siyasi partiyi ön plana çıkarmadım. Hiçbir partinin ve gurubun adamı olmadım.
Yaklaşık 17 yıldır, “Burak bu biz ne desek bir şey demez” diye hala yaptıklarınıza ses çıkartmıyorum.
Artık ölçüyü aşmayın. Birçoğunuzu artık koruyup kollamayacağım, başınıza bir iş gelirse araya ben girmeyeceğim. Hiç birinize kefil olmayacağım. Savcıya gidip, yaptığınız pisliği temizlemek için ben uğraşmayacağım.
Sizin için itle, kopukla, madde bağımlısıyla, katille muhatap olmayacağım. Gözünü kırpmadan adam öldüren teröristle bile beni muhatap ettiniz beni. Benim yüzüme gülen, 5 dakika sonra arkadan söylemediğini bırakmayan meslektaşlarım. Ben düşünce hep yine ayağa kalktım. Bak çoğunuz ne duruma düştü. Çalışıyor musunuz, çalışmıyor musunuz? Ne yaptığınız belli değil. Denizli Basını olarak bunu siz hak ettiniz. Hep güldünüz, şimdi ağlayın. Tuttuğunuz tarafın kurbanı oldunuz.
En büyük ayrımı siz yaptınız, hiçbir zaman bir araya gelmek istemediniz. Bir araya geldiğinizde beraber gibi gözüküp, sonra birbirinizin kuyusunu kazdınız. Bu duruma düşmeyi siz istediniz.
Ben artık sizin için üzülmeyeceğim. Sizin muhatap olmak istemediğiniz, yoksul, sarhoş, suçlu, katil, tarikatçı, alkolik, bağımlı, deli diye tabir ettiğiniz insanlarla ben yine muhatap olurum.
Ben her zaman o dışladığınız, itip kaktığınız, yok saydığınız, cinsel kimliklerle ayırdığınız, inançları ve dili nedeniyle ayırdığınız insanların hizmet karıyım. Ben her zaman yine o sizin muhatap olmak istemediğiniz, araya beni soktuğunuz insanların sesi olmaya devam edeceğim.
Artık sizin için hiç bir şey yapmayacağım. Siz şimdi hakkettiniz ve hak ettiğinizi yaşıyorsunuz.
Tekzip yiyen siz, kötü olan ben. Mahkemelik olup ceza alan siz, hep beraat eden ben. İşsiz kalıp rezil olan siz, hep çalışan ben. Yıllar sonra hatırlanan ben, hatırlanmayan yine sizlersiniz.
Ben sizin göklere çıkardığınız insanların yanında hiçbir zaman olmadım. Ben her zaman halkın yanında, halkın hizmetkarı olmaya devam edeceğim.