TİLKİNİN YILANDAN NE FARKI VAR?..

Yılanla Tilki, ortasından ırmak geçen bir sahranın bir yakasında yaşıyormuş. Yaşadıkları tarafta yiyecek kalmadığı için Tilki ırmağın karşısına geçmek istemiş. Yılan yalnız kalmaktansa Tilkiyle birlikte karşıya geçmek istediğini arkadaşına bildirmiş. Tilki, Yılanın kendisiyle birlikte karşıya geçmesini kabul etmiş. Yalnız Yılan yüzme bilmiyormuş. Tilkinin beline sarılıp kafası suyun dışında kalacak şekilde boynunu yukarıya kaldırmış. Tilki, sırtına sarılmış yılanla birlikte yüzerek karşı tarafa geçmiş.

Karaya çıkınca Yılanın sırtından inmesini istemiş. Yılan bir türlü inmiyormuş. Tilki, inmesi için ısrar edince Yılan niyetini açıklamış:

- Ben ne zamandır seni ısırıp zehirleyerek öldürmek istiyordum. Tam şimdi fırsat elime geçti. Seni öldüreceğim!

Tilki soğuk soğuk terlerken hızlı bir kurtuluş yolu düşünmüş ve Yılana şöyle demiş:

- Yılan kardeş, birbirimize hakkımız geçti. Öte dünyada seni bana sorduklarında yüzünü hatırlamam için bir kez olsun o güzel yüzünü göster. Sonra ne yaparsan yap!..

Yılan, başını Tilkinin gözünün önüne uzatmış. Tilki bir hamlede Yılanın boynunu ağzına alarak sıkmaya başlamış. Sıkmış, sıkmış, sıkmış...

Yılan Tilkinin belini saramaz hale gelmiş. Tilki Yılanı bıraknca yere düşmüş. Baş tarafı hareketsiz olduğu halde kuyruk kısmı durmadan kıvrılıyormuş...

Tilki, yılanın kuyruğunu düzelttikten sonra demiş ki:

- Olacaksan böyle ok gibi düzgün bir arkadaş ol. Ben senin gibi eğri büğrü arkadaş istemem!..

Tilki bu sözlerinde haklı ama kendisinin ahirette hatırlamak için Yılanın yüzünü son kez görme isteğiyle ilgili kuyruklu yalanı ne olacak?..

Biz de yalanın tatlısına da mayhoşuna da karşıyız!..
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!