YARIŞTA RAKİP KÜÇÜMSENİR Mİ?..

1999-2000 Öğretim Yılında, Erbakır Fen Lisesi 2000 yılı mezunlarından oluşan üç kişilik yarışma ekibimizle Diyanet İşleri Başkanlığının bilgi yarışmasına katılmıştık. Üç aşamalı bir yarıştı. Birinci basamak Aydın’da yapıldı. Öğrencilerimiz hiç zorlanmadan bölge birincisi oldu. İkinci basamak yarışma Afyon’da yapıldı.

Biz yine birinci olduk. Son yarışma Ankara Kocatepe Camisindeki Kültür salonunda tapıldı. Bir gün önce Ankara’ya varıp Diyanet’in gösterdiği misafirhaneye yerleştik. Türkiye’nin yedi bölgesinden birer okul gelmişti. Bizim çocuklar birinci olma havasına girdi. Rakiplerini küçümsemeye başladılar.

Samsundan bir Lise gelmişti. Öğretmeniyle sohbet ettik. Birkaç senedir yarışmaya katılıyorlarmış. Kendilerini birinciliğe lâyık görüyordu... Ama bizi çocuklar öylesine inanmıştı ki... Rakiplerini yok sayıyorlardı...

Yarışma başladı. Fen ve Matematik soruları kolay olduğu için biz fark atamdık. Coğrafya sorusunda Kırşehir yakınlarındaki bir gölün adı soruldu. Biz yanlış cevapladık. Günlük gelişmelerle ilgili aktüalite sorusunda ise Başbakan Ecevit’in Hindistan’da gittiği şehrin adı soruldu. Biz o soruyu da kaçırdık. Rakiplerimiz bildi.

Yarışmanın sonunda ÜÇÜNCÜLÜK ile yetinmek zorunda kaldık. Öğrencilerimize Bin iki yüz ellişer Lira, okul adına da Bin beş yüz Lira aldık. Okul adına öğrencilerimizin kazandırdığı para ile Öğretmenler Odasında her öğretmene birer dolap yaptırdık. Yarışma ekibinde yer alan öğrencilerimiz 2000 yılı ÖSS’de ilk yüz içinde yer aldılar...

Coğrafya ve aktüaliteye de hazırlıklı olsalar ve rakiplerini küçümsemeselerdi birinci olmaları mümkündü.
Rakip karınca da olsa küçük görmeyeceksin!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!