Reklam uzun sürdü, hoş geldi göze;
Gerçek zannettiler, sonuç poz çıktı.
Yalan harman oldu, sığmıyor söze;
Yağmadı, gürledi; esti, toz çıktı.
Yalanmış adalet, sahteymiş hukuk;
Minaresi eğri, kıblesi yıkık;
Çizmesi iğreti, gömleği çıkık;
Jestleri artistik, sözler yoz çıktı.
Her şeyi biliyor, her şeye hâkim;
Her konuda verir anında hüküm,
Dünyalık dertlere bulunmaz hekim,
Derken karşımıza telsiz saz çıktı.
Yalanlara inanan var, kızan var;
Ekmek parasına yalan yazan var,
Gölgesinde zivtlenerek gezen var,
Küsen konuşunca, çokça koz çıktı.
Pehlivanda kıspet yırtık, kol güçsüz;
Oyuncuda koz var ama el güçsüz,
Bilen susar, cazgırlarda dil güçsüz;
Şansı varmış, rakipleri kaz çıktı!
Karabudak boş veremez aldırır,
Haksızlık gördü mü başın kaldırır,
Elden bir şey gelmez, derdi buldurur;
Perde kalktı, kaşarlanmış yüz çıktı.
19.09.2019 F. K. (KARABUDAK)