“Nasrettin Hoca Akşehir’de Kadılık görevi yaparken, adamın biri huzuruna girmiş.
Hoca sormuş:
- Maruzatın nedir Efendi? Söyle halledelim!..
Adamcağız ıkıla sıkıla anlatmış:
- Hocam, çayırda otlayan ineklerden bir, diğerini boynuzlayıp öldürse öldüren ineğe ne yapmak gerekir?..
Hoca hızla cevaplamış:
- Hayvanların işledikleri suçlarla ilgili bir ceza tayin edilemez. Ölen de hayvan. Öldüren de... Hiçbir şey lazım gelmez...
- Hay ağzına sağlık Hocam!.. demiş adam.
Hoca şaşkın bir tavırla sormuş:
- Hayrola? Bir şey mi var?..
- Bizim inek, sizin ineği çayırda otlarken öldürmüş de!..
Nasrettin Hoca, telaşla bağırmış:
- Bak şimdi iş değişti! Getir bakalım şu kara kaplı kitabı!.. Orada ne yazıyor görelim!..”
Hoca’nın karar değiştirmesi size de tanıdık geliyor mu?..
Zülf-i yâre dokunmazsa ceza meza yok. Dokunursa kara kaplı kitap devreye giriyor!..
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!