KARA DEDE YATIRI, TAVAS-BAHARLAR KASABASI
Yayınlanma :
03.01.2022 15:14
Güncelleme
: 03.01.2022 15:14


Her iki mezarın üstünde de beyaz mermer üzerine “Kara Dede Türbesi, Ruhuna Fatiha” yazılı taş dikilmiştir. Yatırda medfun olan kişilerin kim olduğu ve nereden geldiği konusunda herhangi bir bilgi yoktur. Sadece erenin yattığı söylenmektedir.
Kara Dede’nin Horasan’dan geldiğine inanılmaktadır. Horasan’dan yedi kardeş veya yedi arkadaş ellerindeki asaları Anadolu’ya doğru fırlatmışlar. Her birinin asası bir dağın başına düşmüş. Her biri asasının düştüğü dağa mekân tutmuş. Kara Dede’nin asası bulunduğu dağın üzerine düştüğü için de o bu eren tepesinde yaşamış ve yöre halkına irşat etmiş. Geceleri, karşı dağın tepesinde yatmakta olan Kuş Dede ile nur vasıtası ile haberleştiklerine inanılmaktadır.
Yeni köy ve Baharlar halkı bu haberleşme olayına şahit olmuş. Bazı zamanlarda da cuma ve pazar günleri nur şeklinde birbirlerine ziyaret ettiklerine inanılmaktadır. Eskilerin anlattığına göre; Çanakkale Savaşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda ve Kıbrıs Savaşı’nda bu mezarlardan “at nalı ve kılıç sesi” duyulmuş.Onlara göre bu mezarlardaki kişiler Türk Ordusu’na yardım için harbe gitmişler.
Duruma göre her yıl ağustos ayının son haftası veya eylül ayının ilk haftası içerisinde, köy ileri gelenlerinin iradesi istikametinde uygun bir günde, çevre köylerden insanların da iştirakiyle bütün köy halkı Kara Dede Yatırı’na dua, niyaz ve şükür ziyareti yapılmaktadır. Hasat mevsiminden sonra yapılan bu etkinlik, Kara Dede ‘nin “yüzü suyu hürmetine” bir tür Allah’a şükranlarını sunma törenidir.
Diğerleri gibi bu tören de, hem dini hem de sosyolojik olguları içinde barındırması bakımından son derece ilginçtir. Köylülerin anlattıklarına göre, eğer her yıl Kara Dede’ye çıkılmazsa köyün bereketi olmaz, kıtlık ve kuraklık baş gösterirmiş. Bu yüzden Kara Dede’ye yağmur duası için de çıkılmaktadır.
Her yağmur duasına çıktıklarında mutlaka yağmur yağarmış. Ayrıca köylüler genellikle kaybolan hayvanlarını, tellerle çevrili mezarların yanında bulduklarını ve dağdaki yabani hayvanlardan Kara Dede’nin köylülerin hayvanlarını koruduğuna inanılmaktadır. Etraf dağlardaki ormanlar yok edildiği halde buralardaki ormanlardan tek ağaç bile kesilmemiş. Kara Dede’nin bu ormanlardan bir dal keseni bile rahat bırakmayacağına inanılmaktadır.
Beyağaç - Sandıraz Dağı’ndaki Çiçek Baba, Kale – Yeni köyde Kuş Dede, Tavas – Keçeliler köyündeki Kırklar Dedesi ve Tavas – Baharlar kasabasındaki Kara Dede Yatırı etrafında gerçekleştirilen törensel geleneklerin yüzyıllardan beri devam ettirildiği görülmektedir. Bu gelenek; yaz mevsimi sonunda, tarla işleri bittiği, ekilen mahsulün ambarlara doldurulduğu, ağustos ayının son veya eylül ayının ilk haftasında, erene çıkarak ona kurbanlar sunma şeklinde gerçekleşmektedir.
Ürünlerin bol ve bereketli olmasından dolayı, eren aracı kılınarak, Tanrı'ya (Allah’a) şükür niyazı olarak açıklanmaktadır. Görüştüğümüz kişiler bu geleneğin 230 yıldır yapıldığını, dedelerinden bu şekilde duyduklarını anlatmaktadırlar. Günümüzde törenler, köy dışında ikamet eden köylülerin de iştirak edebilmesi için zaman ayarlaması yapılarak özellikle aguğtos ayı sonu, eylül ayı başlarında, cumartesi veya pazar günlerinde yapılmaktadır. Törenlere Baharlar kasabası, ilçe merkezi, çevre köy ve kasabalardan misafirler iştirak etmektedir.
Törenler, sabahleyin erene çıkmakla başlamaktadır. Her aile beraberinde getirdiği adak hayvanını, erenin etrafında kurban etmektedirler. Kesilen kurbanlar bütün olarak sırığa geçirilip her ailenin kendisine ait olduğu bilinen taş ocaklarda kebap edilmektedir. Yatırın çevresinde 47 taş ocak olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Pişirilen adak kurbanları misafirlerin de iştirak ettikleri sofralarında afiyetçe yenmektedir. Yemek öncesinde ve sonrasında, mezarların başında dualar yapılmaktadır.
Mezar başındaki ağaçlara bez ve iplik parçaları bağlanarak dilekler tutulmaktadır. Kara Dede mezarının üzerine, o yıl elde edilen mahsulden getirilen arpa, buğday, mısır gibi ürünlerden bir avuç şükran ifadesi olarak bırakılmaktadır. Artık öğle vakti olmuştur. Köy imamının uzunca verdiği vaazdan sonra topluca öğle namazı kılınmıştır ve akabinde, Kara Dede’nin himmetinde Allah’a niyazlarda bulunulmuş ve verdiği rızıklardan dolayı şükür duası edilmiştir.
Yörede erken yerleşik hayata geçen Yörük akrabalar “Yörük ne bilir bayramı, lork lork içer ayranı” diye bir söz vardır. Bu sözün toprağa daha önce yerleşen Yörükler tarafından yeni gelen Yörüklerin bir şey bilmediklerini anlatmak için söylendiği rivayet edilmektedir. Artık Tavas Yörükleri yerleşik hayata geçmişler, yerleşiklerin tabiriyle bayram yapmayı ve ayran içmenin adabını da öğrenmişler, Kara Dede'yi anma bayramında adabına uygun olarak bol bol ayran içmektedirler!..
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: