KIRKLAR DEDESİ YATIRLARI
Yayınlanma :
15.11.2021 11:21
Güncelleme
: 15.11.2021 11:21


Yatırların boyları ve enleri muhteliftir. En büyüğü 5 metre eninde ve 23 metre uzunluğunda olanlar ile en küçüğü 1 metre eninde ve 1,5 metre uzunluğunda olmak üzere çeşitli en ve boy ölçülerinde 20 yatır sayılabilmiştir. Etrafındaki 150 santimetre yüksekliğindeki duvarın ne zaman yapıldığı hakkında kimsenin bilgisi olmadığı, çok eski zamanlarda yapıldığı söylenmektedir.
Köy halkının; yatırlarda yatanların kimler olduğu, neden bu kadar çok olduğu, neden çeşitli en ve boyda oldukları, bazılarının neden bu kadar uzunlukta oldukları hakkında bir bilgileri yoktur. Küçük boyutlarda olanların, diğer yatırlarda medfun evliyaların çocukları ve binek hayvanlarının mezarları olduğu konusunda rivayetler vardır. Buradaki "kırklar" sayısı, çokluğu ifade etmek için ad olarak kullanılmıştır.
Duruma göre her yıl ağustos ayının son haftası veya eylül ayının ilk haftası içerisinde, uygun bir günde, çevre köylerden insanların da iştirakiyle birlikte köy halkı Kırklar Dedesi Yatırları’na dua, niyaz ve şükür ziyareti yapılmaktadır. Hasat mevsiminden sonra yapılan bu etkinlik, Kırklar Dedesi‘nin “yüzü suyu hürmetine” bir tür Allah’a şükranlarını sunma törenidir. Diğerleri gibi bu tören de, hem dini hem de sosyolojik olguları içinde barındırması bakımından son derece ilginçtir.
Köylülerin anlattıklarına göre, eğer her yıl Kırklar Dedesi’ne çıkılmazsa köyün bereketi olmaz, kıtlık ve kuraklık baş gösterirmiş. Bu yüzden Dede’ye yağmur duası için de çıkılmaktadır. Her yağmur duasına çıktıklarında mutlaka yağmur yağarmış. Ayrıca köylüler genellikle kaybolan hayvanlarını, taş duvarla çevrili mezarların yanında bulduklarını ve yabani hayvanlardan Kırklar Dedesi’nin köylülerin hayvanlarını koruduğuna inanılmaktadır. Etraf dağlardaki ormanlar yok edildiği halde buralardaki ormanlardan tek ağaç bile kesilmemiştir.
Kırklar Dedesi’nin bu ormanlardan bir dal keseni bile rahat bırakmayacağına inanılmaktadır.
Kırklar Dedesi yatırları etrafında gerçekleştirilen törensel geleneklerin yüzyıllardan beri devam ettirildiği görülmektedir. Bu gelenek; yaz mevsimi sonunda, tarla işleri bittiğinde, mahsullerin ambarlara doldurulduğunda, ağustos ayının son veya eylül ayının ilk haftasında, erene çıkarak ona kurbanlar sunma şeklinde gerçekleşmektedir.
Ürünlerin bol ve bereketli olmasından dolayı, eren aracı kılınarak, Tanrı'ya (Allah’a) şükür niyazı olarak açıklanmaktadır. Görüştüğümüz kişiler bu geleneğin başlangıcı bilinmeyen yıllardan beri yapıldığını, dedelerinden bu şekilde duyduklarını anlatmaktadırlar ve başlama tarihinin yüzyıllar öncesine dayandığını söylemektedirler.
Törenler, sabahleyin erene çıkmakla başlamaktadır. Her aile beraberinde getirdiği adak hayvanını, erenin etrafında kurban etmektedir. Adak kurbanlar bütün olarak sırığa geçirilip taş ocaklarda kebap edilmektedir. Yatırın çevresinde her aileye mahsus bir taş ocak bulunmaktadır. Saydığıma göre 21 taş ocağı yatır duvarına bitişik, 29 taş ocağı da yatır etrafında orman içerisinde dağınık vaziyette olmak üzere 40 taş ocak olduğu tarafımdan tespit edilmiştir.
Bu taş ocaklarda bütün olarak pişirilen adak kurbanları, tüm aile bireyleri ve misafirlerin de iştirak ettikleri yer sofralarında afiyetçe yenmektedir. Yemek öncesinde ve sonrasında, mezarların başında dualar yapılmaktadır. Mezar başındaki ağaçlara bez ve iplik parçaları bağlanarak dilekler tutulmaktadır.
Vatan yapmak için Horasan’dan Anadolu’ya kitleler halinde göç eden Türkmen toplulukları, “Horasan Ereni” diye tarif edilen, ”baba” veya “dede” unvanlı, boy beyi ve inanç önderleri olan reisleri ile beraber boş, terk edilmiş arazi ve yerleşim yerleri, stratejik öneme sahip yollar ile asayiş ve güvenlikten yoksun bölgelere yerleşmişler ve burada faaliyet yürütmüşlerdir.
Bu çerçevede, yerleştikleri yerleri yaşanabilir hale getiren bu ulu ve önder kişiler hayvancılık, tarım, meyvecilik, ticaret, dokuma, dericilik, ağaç işleri, değirmencilik ve benzeri bütün beceri ve kabiliyetleri ile kendi bölgelerini imar etmişler ve şenlendirmişlerdir. Dağ başlarında çorak toprakları işlemek için yerleşen, evlatları çoğalınca köyler tesis eden ve yerleştikleri toprakları yavaş yavaş bir kültür ve iktisat merkezi haline sokan bu insanlar, Anadolu’nun adeta bir memleket ve toprak açıcıları olmuşlardır.
Birçok köylere ismini veren, elinin emeği ve alnının teriyle dağ başlarında yer açıp yerleşen, bağ ve bahçe yetiştiren bu insanların Keçeliler Köyü sınırları içinde, bugünkü adıyla Güney Dağı olarak bilinen bu yerdeki mezarların sahipleri olmaları kuvvetli muhtemeldir.
Çünkü Güney Dağı’na, Kırklar Dedesi Yatırlarının bulunduğu bu yere çıkıp etrafınıza bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Hâkim tepeden baktığınızda Kale, Karaköy, Altınova, Sofular, Solmaz, Hırka, Karahisar, Kızılcabölük, Tavas, Medet ve Pınarlar gibi Tavas Ovası’nın kenarlarında ve ortasında bulunan yerleşim merkezleri ayaklar altındadır.
Sonuç olarak Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türk Boyları inanç ve geleneklerini Anadolu’da da devam ettirmişler. Yerleştikleri yerlere yurt edinmek için Orta Asya’daki dağların, ovaların ve ırmakların isimlerini vermişlerdir. Onları kutsal olarak bilmişler, her yıl ziyaret edip hayır dualarını almışlardır. Bu bağlamda Beyağaç’ın kutsal dağı Çiçekbaba Dağı olmuş, Baharlar köyünün kutsal dağı Karadede Dağı olmuş, Keçeliler köyünün kutsal dağı da Kırklar Dedesi Dağı olmuştur. Sağlık ve esenlikle…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: