Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
20. Nahivciler Kubbesi (Eyyübiler Dönemi)
Melik Muazzam İsa tarafından h.604/m.1207 yılında inşa ettirilen, Arap dilini öğretmek ve özellikle Nahiv ilmi için tahsis edilen ve Nahivciler Medresesi olarak adlandırılan binaya yine Melik Muazzam İsa tarafından h.608/m.1213 yılında bir kubbe ilave edilmiş ve bu kubbeye “Nahivciler Kubbesi” adı verilmiştir. Yapı, iki oda ve ortada bir salondan oluşmaktadır. Batı cephesindeki odanın üstü büyük bir kubbeyle doğu cephesine bakan odanın üstü ise yüksekliği daha az olan daha küçük bir kubbe ile örtülü olup salonun üstü ise düz bir çatı ile kapatılmıştır.
Binanın girişi kuzey cephesinde yer alır ve yapının girişi salon ile başlar. Salonda “Hayırsız Evlatlar” isimli iki mermer sütun bulunmaktadır. Bu medresenin Kudüs’te kültürel ve entelektüel hayatta önemli bir rolü olmuştur ve özellikle Arap dili ve grameri konusundaki bu rolünü h.12.yy./m.17.yy’a kadar devam ettirmiştir. Medrese daha sonraki zamanlarda “Yüksek İslamî Meclis Bürosu” olarak kullanılmıştır. 1956 yılında Kubbetü’s-Sahra Mimar ve Mühendislik Hizmetleri Bürosu olarak kullanılmıştır. Günümüzde Yüksek Şer’î Mahkeme Başkanı’nın merkez binası olarak kullanılmaktadır.
MİNARELER
21. Ğavanime Kapısı Minaresi (Eyyübiler Dönemi)
Bu minare, adını aldığı Ğavanime Kapısı’nın yanında yer almaktadır. h.677/m.1278 yılında Sultan Hüsameddin Lâcîn döneminde Kadı Şerefüddin b. Abdurrahman es-Sâhib tarafından inşa ettirilmiştir. Mescid-i Aksa’nın en yüksek minaresi olan Ğavanime Kapısı Minaresi dört köşeli bir zeminde yükselmekte olup şerefenin üst kısmı ise sekiz köşeli bir yapıya sahiptir. Minarenin yüksekliği 38,5 metredir ve 120 basamağı bulunmaktadır. İsrail İşgal Güçlerinin batı tünelinde gerçekleştirdiği kazılar sebebiyle minarenin temelleri zayıflamış olup bundan dolayı h.1422/m.2001 yılında minarede restorasyon gerçekleştirilmiştir.
22. Esbât (Kabileler) Kapısı Minaresi/ Salâhiye Minaresi (Memlüklüler Dönemi)
Esbât (Kabileler) Kapısı’nın yanında yer alan minare, Memlüklü Sultanı Eşref Şaban döneminde Haremeyn Nâzırı ve Kudüs Nâibi olan Emir Seyfeddin Kutluboğa tarafından yaptırılmıştır. O dönemde diğer Memlükî minarelerinde olduğu gibi dörtgen bir yapıya sahipti ancak Osmanlı Sultanı III. Mehmet döneminde h.1007/m.1599 yılında Osmanlılar tarafından yapılan yeniden yapım sonucu minare Osmanlı tarzı silindir şekline çevrilmiştir. Böylece Esbât (Kabileler) Kapısı Minaresi Mescid-i Aksa Haremi’nin tek silindir şeklindeki minaresi olmuştur. Minare, iki kere restore edilmiş olup birincisi h.1345/m.1927 yılında Kudüs’te yaşanan depremde temellerinin zarar görmesi üzerine, ikincisi de Mescid-i Aksa İmar Komitesi tarafından, 1967 yılında Kudüs’ün İsrail tarafından işgali sırasında savaş esnasında top ve mermilerin isabet etmesinden dolayı minarenin büyük kısmını zarar görmesi üzerine gerçekleştirilmiş ve külahı kurşunla kaplanmıştır.
23. Meğâribe (Mağribliler) Kapısı Minaresi/Fahriye Zaviyesi (Memlüklüler Dönemi )
Mescid-i Aksa’nın güney batısında yer almaktadır. Meğaribe Kapısı’nın yanında h.677/m.1278 yılında Kadı Şerefüddin Abdurrahman b. esSâhib tarafından inşa edilmiştir. Bu minare temelsiz durmaktadır ve 23,5 metre yükseklikle Mescid-i Aksa’nın en küçük minaresi sayılmaktadır. Minarenin üst kısmı h.1340/m.1922 yılındaki Kudüs depreminden sonra zarar görmüş, bunun üzerine “Mescid-i Aksa İmar Komitesi” tarafından restore ettirilmiştir ve minareye daha öncesinde olmayan yeni güzel bir kubbe eklenmiştir. “Mescid-i Aksa İmar Komitesi” tarafından daha sonra bir kez daha onarılan minarenin kubbesine kurşunla kaplama yapılmıştır.
24. Silsile (Zincirli) Kapısı Minaresi (Memlüklüler Dönemi )
Mescid-i Aksa'nın batısındaki revakların üzerinde, Zincirli (Silsile) Kapı yanında kuruludur. h.730/m.1329 yılında Emir Seyfeddin Tenkez b. Abdullah enNâsırî tarafından inşa ettirilmiştir. Kare şeklinde dört köşeli bir platform üzerinde olup üstünde üzeri taş sütunlarla ayakta tutulan kapalı bir balkon bulunur. 80 basamaklı bir merdiveni vardır. Minareye Eşrefiye Medresesi tarafından çıkılır. h.1340/m.1922 yılındaki Kudüs depreminden sonra İslam Vakfı tarafından onarılmıştır. Bu minare Burak Duvarı’na baktığı için dua eden Yahudileri koruma gerekçesiyle İsrail İşgal Güçleri tarafından Müslümanların minareye çıkmalarına veya yaklaşmalarına izin verilmemektedir.
25. Güney Kemerleri
İki tarafında destek için büyük taşlar olup, aralarında üç adet mermer sütun üzerinde, sivri kemerler bulunmaktadır. Abbasiler tarafından inşa edilip Fatımiler ve Osmanlılar döneminde yenilenmiştir. Sultan II. Abdülhamid Han tarafından h.1311/m.1893 yılında restore edilen kemerlerin diğerlerinden farklı olarak güney cephesinin ortasında, orta direğin üzerinde güneş saati bulunmaktadır. Bu güneş saati h.1325/m.1907 yılında yaptırılmıştır.
26. Doğu Kemerleri
İki tarafında destek için büyük taşlar olup aralarında dört adet mermer sütun bulunmaktadır. Sütunlar birbirlerine sivri kemerler ile bağlanmıştır. Kesin inşa tarihi ile ilgili bilgi olmamakla birlikte bazı tarihçilere göre Abbasiler döneminde bazılarına göre de Memlüklüler döneminde inşa edildiği söylenmektedir. Büyük ihtimal ile Abbasiler döneminde yapılıp Fatımiler döneminde yenilenmiştir
27. Batı Kemerleri
İki tarafında destek için büyük taşlar olup aralarında üç adet mermer sütun yer alır ve sütunların üzerinde üç sivri kemer bulunmaktadır. h.340/m.951 yılında inşa edilip, kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Arapça “bâike” kelimesi ile anlatılan bu yapılar, merdivenlerin bittiği yerde üst tarafta, mekana güzellik katmak maksadıyla inşa edilmiş iki tarafında büyük taştan ayakların olduğu ve bu iki ayağı birbirine bağlayan sütunların taşıdığı kemerlerin bulunduğu yapılardır.
28. Kuzeybatı Kemerleri
İki tarafında destek için büyük taşlar olup aralarında iki adet mermer sütun yer alır ve sütunların üzerinde dört adet sivri kemer bulunmaktadır. Memlüklü Sultanı Eşref Şaban tarafından h.778/m.1376 yılında inşa edilmiş ve Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman zamanında h.926/m.1519-1520 tarihinde yenilenmiştir.
29. Kuzeydoğu Kemerleri
İki tarafında destek için büyük taşlar olup aralarında iki tane zarif mermer sütun bulunmaktadır. Sütunların arasında sivri kemerler bulunmaktadır. Memlüklü Sultanı Muhammed b. Kalavun tarafından h.726/m.1325 yılında inşa edilmiştir.
30. Güneybatı Kemerleri
İki destekli taş arasında yer alan iki mermer sütun üzerinde üç sivri kemerden oluşmaktadır. h.877/m.1472-1473 yılında Haremeynü’şŞerifeyn Nâzırı Emir Nâsıruddin en-Neşâşibî’nin tarafından Memlüklü Sultanı Kayıtbay zamanında inşa edilmiştir.
31. Güneydoğu Kemerleri
İki destekli taş arasında yer alan iki adet mermer sütun üzerinde üç sivri kemerden oluşmaktadır ve ilk kez Fatımi döneminde h.421/m.1030’de inşa edilmiştir.
32. Hıtaniye Medresesi (Eyyübiler Dönemi)
Selahaddin Eyyübi döneminde h.587/m.1191 yılında inşa edilmiştir. Medresenin adı, medresede dinî ilimler dersleri veren Şeyh Hıtaniye’ye nispet edilerek verilmiştir. Kıble Mescidi’nin güney duvarına bitişik bir mevkide yer almaktadır. Değişik dönemlerde çeşitli onarımlar geçiren medresenin binasına, odalar ve tuvaletler eklenmiştir. Günümüzde orijinal binasından bir kaç kemer ve pencere kalmıştır.
33. Fahriye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Medrese adını, bu medreseyi inşa eden Kadı Fahreddin Muhammed b. Fadlullah’tan alır. h.730/m.1329-1330 yılında inşa edilmiştir. Dini ilimlerin okutulduğu bir medrese olmak üzere vakfedilmiş ise de sonradan sûfî zaviyesine dönüştürülmüştür. Günümüzde İsrail İşgal Güçlerinin binanın büyük kısmını yıkması sebebiyle medresenin binasından sadece bir mescit ve üç oda kalmıştır. Fahriye Medresesinin mescidi dikdörtgen şeklinde namaz için tahsis edilmiş basit bir yapıdır. Çatısını, bir odanın içinde bulunan üç direğin taşıdığı Osmanlılar döneminde eklenmiş üç büyük kubbe örtmektedir. Mescidin içinde kırmızı taşlarla süslenmiş bir mihrap bulunmaktadır.
34. Dividdâr Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Eskiden Dividdâr Kapısı diye bilinen ve günümüzde ise Şerefü’lEnbiya Kapısı diye adlandırılan kapının yanında yer alır. Bu bina hem medrese hem de hangâhdır. Bu medrese h.695/m.1295 yılında Emir Alemüddin Ebu Musa Sancar Dividdâr tarafından inşa edilmiştir. Medresede Şafiî mezhebi fıkhı okutulmuştur. Daha sonra İngiliz Manda Yönetimi dönemine kadar kızların eğitimine tahsis edilmiştir. İki kattan oluşan binaya Memlüklü tarzı mukarnas süslemelerin kullanıldığı güzel bir kapıdan geçilerek girilir. İçeride bir mescit bulunmaktadır. Günümüzde “Bekiriye Okulu” diye bilinen zihinsel engelli öğrencilere özel eğitim veren bir okul olarak kullanılmaktadır.
35. Tenkeziye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Silsile (Zincirli) Kapısının kuzeyi ile Burak Duvarı’nın güneyi arasında yer alır. Binanın bir kısmı Mescid-i Aksa’nın batısındaki revaklara dâhil olmuştur. Memlüklüler döneminde h.729/m.1328’de Emir Seyfeddin Tenkez tarafından inşa edilmiş ve vakfedilerek “Nâsırî” adı verilmiştir. Bu medrese, Hadis ilminde ihtisaslaşmış, Memlüklüler döneminde Sultan Kayıtbay’ın karargâhı olmuş, daha sonra ise mahkemeye dönüştürülmüştür. Osmanlılar döneminde şer’î mahkeme olarak kullanılmıştır ve o zamandan beri “Mahkeme” adıyla bilinmektedir. İngiliz Manda Yönetimi döneminde “Kudüs müftüsü ve İslam Meclisi Yüksek Komitesi Başkanı Şeyh Hacı Emin el-Hüseynî’nin” özel konutu olmuştur. Ardından “İslam Fıkıh Medresesi” olarak kullanılmıştır. İki kattan oluşan medresenin açık bir alanı, mihrabı, dört adet eyvanı ve kütüphane olarak kullanılmış olan büyük bir salonu ile diğer müştemilat odaları vardır. h.1388/m.1969’da İsrail Siyonist İşgal Güçleri medreseye el koyarak Mescid-i Aksa’yı kontrol edebilmek için burayı polis merkezine çevirmişlerdir.
36. Fârisiye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Medrese adını h.755/m.1352 yılında burayı yaptıran ve vakfeden Emir Fâris el-Bekkî b. Emir Kutlu Melik b. Abdullah’tan almıştır. Harem-i Şerif’in kuzey revaklarının üstünde yer alıp, ana cephesi Mescid-i Aksa’ya bakar. İki tarafında iki büyük taşın üzerine kaidesi oturtulmuş, kemerli, taçlı, nakışlı güzel bir giriş kapısı bulunan binaya Mescid-i Aksa’nın avlusundan merdiven vasıtasıyla ulaşılır. Medresenin içinde kare şeklinde açık bir avlu bulunur. Bu avluda komşu Eminiyye Medresesine götüren ve aynı zamanda birinci kata ulaştıran basamaklı merdiven bulunur. Eminiyye Medresesi ile Farisiye Medresesi iç içe geçmiş yapılardır. Günümüzde bu yapı mesken olarak kullanılmaktadır.
37. Eşrefiye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Bu medrese ilk kez h.872/m.1467’de kurulmuştur. Melik Zâhir el-Haşgûm’un emîri Hasan b. Tatar el-Zahiri tarafından inşa ettirilmiş ancak bu zat medreseyi tamamlattıramadan vefat etmiştir. ElZahirî, medresenin yönetimine sûfîleri ve din adamlarını tayin ederek Sultan Eşref Kayıtbay’a hediye etmiştir. Sultan Eşref Kayıtbay h.880/m.1475 yılında Kudüs’e yapmış olduğu ziyaret esnasında binayı beğenmeyip yıkılmasını emretmiştir. h.885/m.1480’de medrese tekrar inşa edilmiştir. Kudüs’de Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra’nın yanında üçüncü bir mücevher olarak sayılmaktadır.
Bu medresenin yarısı Mescid-i Aksa’nın içinde diğer yarısı Mescid-i Aksa’nın sınırlarının dışında yer almaktadır. İki kattan oluşan binanın daha büyük olan üst katının büyük bir bölümü yıkıma uğramıştır. Medrese beyaz ve kırmızı taşlarla süslenmiş güzel bir girişe sahiptir. İçinde eskiden Hanbelîler tarafından kullanmış bir mescid ile iki kabir vardır ki bu kabirlerden birinin Şeyh El-Halîlî’nin kabri olduğu söylenmektedir. Günümüzde medresenin büyük bir kısmı “Aksa Şer’î Kız Lisesi” tarafından kullanılmaktadır. Bazı bölümleri Mescid-i Aksa’da el yazması belgelerinin onarım merkezi olarak kullanılmakta olup kalan bölümleri ise Kudüslü aileler tarafından konut olarak kullanmaktadır. h.1420/m.2000 yılında Mescid-i Aksa İmar Komitesi ile Hayır Derneği adlı kurumlar tarafından medrese binasının kapsamlı restorasyonu gerçekleştirilmiştir.
38. Melikiye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Nâsır Muhammed b. Kalavun döneminde h.741/m.1340 yılında Melik El-Nasırî Cûkindâr tarafından inşa ettirilmiştir. İki kattan oluşan binanın Memlüklü tarzı kesme beyaz ve kırmızı taşlarla süslenmiş güzel bir girişi bulunmaktadır. Girişten sonra dar bir koridordan geçilerek üstü açık kare bir avluya girilir ve oradan medresenin sınıflarına ve salonlarına geçilir. Medresenin en büyük sınıfı Mescid-i Aksa’nın avlusuna bakar. Günümüzde konut olarak kullanılmaktadır.
39. Câviliye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın kuzeybat ısı n d a bulunur. Yapılışı İslam öncesi döneme uzandığı için şehrin en eski binalarından sayılmaktadır. h.712- 720/m.1312-1320 yılları arasında Melik Nâsır Muhammed b. Kalavun döneminde Haremeyni-Şerifeyn Nâzırı Emir Alemüddin Sancar b. Abdullah el-Câvilî tarafından vakfedilmiştir. Medresenin güney cephesi Mescid-i Aksa Haremi’nin avlusuna bakar. Osmanlılar dönemine kadar medrese olarak kullanılmıştır. Hicri 9. yüzyıl başlarında Osmanlılar döneminde şehir meclisi binası olarak kullanılmıştır. Tekrar şehir meclisi binası olarak kullanılana kadar Kudüs vekillerinin lojmanı olarak kullanılmıştır. İki kattan oluşur ve odalar açık bir avluya bakar. İçinde çok sayıda oda bulunur. Günümüzde Ömeriye Medresesinin bir bölümü olarak kullanmaktadır.
40. Hatuniye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın batı revaklarında yer alır. İnşa tarihi h.7./m.13. yy’a kadar dayanır. Bağdatlı Oğul Hatun Hanım tarafından vakfedilmiştir. Kuran ilimleri ve fıkıh dersleri için tahsis edilmiştir. Medresenin güney cephesindeki pencereleri Mescid-i Aksa’nın alanına bakar. Medresenin avlusunda medreseyi vakfeden Bağdatlı Oğul Hatun Hanım’ın mezarı ve yanında Filistin’in meşhurlarından Emir Muhammed el-Hindî’nin (Filistin davasını savunan bir Hindistanlı), Musa Kazım el-Hüseynî’nin (Osmanlı döneminde Kudüs valisi ve 3. Filistin Ulusal Konseyi Başkanı), Kastal savaşı kahramanı olan Abdulkadir el-Hüseynî ve onun oğlu Faysal el-Hüseynî, Şerif Abdulhamid b. Avn ve Arap Bank’ın kurucularından Abdulhamid Şûmân’ın mezarları bulunmaktadır.
41. Esardiye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
h.760 / m.1358’de inşa edilmiştir. h.770/m.1369 yılında Mecidüddin Abdulgani b. Seyfeddin Ebu Bekir Yusuf el-Esardî tarafından vakfedilmiştir. Mescid-i Aksa’nın içinden basamaklı bir yoldan medreseye girilir. Medrese iki kattan oluşup, ortasında odalarla çevrilmiş bir avlu bulunur. Medresenin üstünde, güneyinde ve batısında üç adet kubbe ve Mescid-i Aksa avlusuna bakan güzel bir mescit bulunur. Günümüzde medrese binası konut olarak kullanılmaktadır.
42. Aragon Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
h.758/m.1356’da inşa edilmiştir. Medreseyi inşa ettiren Emir Aragon el-Kâmilî bina tamamlanmadan vefat etmiş, ardından Rükneddin Baybars inşasını tamamlattırmıştır. Kattânîn (Pamukçular) Kapısı ile Hadîd Kapısı arasında yer alır. İki kattan oluşur. Hadîd Kapısı’nın güneyinde kırmızı ve beyaz taşlarla süslenmiş bir girişe sahiptir. Girişte mermer bir taş üzerindeki kitabede binayı yaptıranın ismi ve inşa tarihi gösterilmektedir. Medresenin giriş katının içinde iki mezar bulunur. Kabirlerin biri medreseyi inşa ettiren Emir Aragon’un diğeri ise Kral Hüseyin b. Ali’nin mezarlarıdır. Medrese günümüzde konut olarak kullanılmaktadır. İsrailliler tarafından Mescid-i Aksa’nın altında yapılan kazılar sonucunda medresenin duvarları zarar görmüş ve medresenin sâkinleri binadan tahliye edilmiştir.
43. Eminiyye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
h.730/m.1330’de Eminüddin Abdullah tarafından inşa ettirilmiştir. Mescid-i Aksa’nın kuzey avlusuna bakan iki katlı bir binadır. Giriş katında âlimlerin ve salihlerin mezarları bulunur. Medrese binasının giriş kapısı Farisiye Medresesinin binasıyla ortaktır. Yakın zamana kadar bu medrese konut olarak kullanılmıştır.
44. Bâsitiyye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın kuzey revaklarının içinde yer almaktadır. Şerefü’lEnbiya Kapısı ile Hıtta Kapısı arasında yer almakta olup Dividdâr Medresesi’nin yanındadır. h.815-824/m.1412-1421 yılları arasında Melik el-Müeyyed Seyfeddin el-Memlûkî döneminde Ordu ve Hazine Veziri Kâdı Abdulbâsit Halil el-Dimeşkî tarafından vakfedilmiştir. ElHaremeynu’ş-Şerifeyn Nâzırı Şeyhulislam Şemsüddin Muhammed el-Herevî tarafından inşaatı başlatılmış ancak inşaat tamamlanmadan vefat etmiştir. Medrese üç odadan ve üstü açık bir avludan oluşur. Medrese özellikle Şafi-i mezhebi fıkhı, Kuran ve Hadis ilimlerinde ihtisaslaşmış ve eğitim yetimlere ve sufilere tahsis edilmiştir. Günümüzde konut olarak kullanılmaktadır.
45. Mencekiye Medresesi (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın kuzeybatı duvarına bitişik olan bu medrese, Nazır Kapısı’nın yanında yer almaktadır. h. 8. yy’da Emir Seyfeddin Mencek el-Yusufî el-Nâsırî tarafından kurulmuştur. Bina iki kattan oluşur ve çok sayıda odası ve koridoru vardır. Osmanlılar dönemine kadar medrese olarak kullanılmıştır. Osmanlılar zamanında 20. yüzyıl başlarında önce konuta sonra Kudüs ziyaretçileri için misafirhaneye çevrilmiştir. İngiliz Manda Yönetimi zamanında ilkokul olarak kullanılmış, İslam Meclisi Yüksek Komitesi kurulduğunda ilk olarak binanın restorasyonunu yapmış ve idare merkezi olarak kullanılmıştır. Günümüzde Ürdün Din İşleri ve Evkaf Bakanlığına bağlı İslami Vakıflar Müdürlüğü’nün idari binası olarak kullanılmaktadır.
46. Osmanlı Medresesi (Memlüklüler Dönemi )
Mathara Kapısı’nın güney tarafında yer alır. Binanın güney cephesi Eşrefiye Medresesiyle birleşir. Bu medrese Sultan Eşref Baybars zamanında Mahmud Osmanlı kızı İsfahan Şah Hatun tarafından vakfedilmiştir. Memlüklü tarzında iki kattan oluşan binanın girişi iç içe geçmiş kırmızı ve beyaz taşlar kullanılarak geometrik motiflerle süslenmiştir. Medresenin güney cephesi Mescid-i Aksa’nın avlusuna bakar. Binanın içinde bir kaç oda ve bir mescit bulunur. Ayrıca girişin sol tarafında iki mezar bulunur. Mezarların biri medreseyi vakfeden İsfahan Şah Hâtun’un mezarıdır. İsraillilerin binanın altında yaptığı kazılardan binanın temelleri etkilenmiş ayrıca İsrail İşgal Güçleri tünellerin havalandırmasını sağlamak için medresesinin mescidine el koymuştur. Medreseden kalan diğer bölümler ise bazı Kudüslü aileler tarafından konut olarak kullanılmaktadır.
REVAKLAR
47. Kuzey Revakı (Eyyübiler Dönemi)
Bu revakın Şerefü’l-Enbiya Kapısı’nın batısından itibaren uzanan en eski bölümü h.610/m.1213’de Melik Muazzam İsa tarafından inşa ettirilmiştir. Bu bölümde yer alan bir kitabede inşa ettirenin adı ve inşa tarihi yazılıdır. Revakın üstünde Eminiye Medresesi, Fârisiye Medresesi, Melikiye Medresesi, Esardiye Medresesi ve Sabibiye Medresesi kurulmuştur. Revakın diğer bölümleri çok sayıda sultan, halife ve emîr tarafından Eyyübiler, Memlüklüler gibi değişik dönemlerde inşa edilmiştir. Revaka ait büyük destekli taşlar bulunur. Çatısı kireçli harç ile kaplanmış olup, Mescid-i Aksa’nın zemininden biraz daha yüksekte kalacak şekilde yükseltilen bir zemin üzerine inşa edilmiştir. Osmanlılar döneminde yeni bölümler inşa edilerek revak kapatılmış ve bina Kudüs’e gelen fakir ziyaretçiler için misafirhane olarak kullanılmıştır.
48. Batı Revakı (Memlüklüler Dönemi)
Memlüklüler döneminde h.707-737/m.1307-1336 yılları arasında inşa edilmiştir. Çatısı birbirine geçmeli köşeli taşlarla süslenmiş kemerlerden oluşmaktadır. Zemin döşemesi Mescid-i Aksa’nın zemininden biraz daha yüksekçe olup taşla döşenmiştir. Eskiden bu revaklar ilim merkezi olarak kullanılmıştır.
KAPILAR
Mescid-i Aksa’nın on beş kapısı vardır. On tanesi açıktır, kalan beşi kapalıdır. Mescid-i Aksa’nın kapılarının anahtarları (1967’de İsrail İşgal Güçleri tarafından el konulan Mağribliler Kapısı’nın anahtarı hariç) İslami Vakıflar Müdürlüğü’nün mülkiyetindedir. Ancak İsrail İşgal Güçleri, Mescid-i Aksa’nın kapılarını açma kapatma kontrolünü elinde tutup, namaz kılan Müslümanların girişlerine zaman zaman sınırlamalar koyarak 40-45 yaşın altındaki ziyaretçilerin Mescid-i Aksa’ya girişlerini engellemektedirler. Ayrıca İsrail İşgal Güçlerine ait Mescid-i Aksa’nın içinde Kubbetü’s-Sahra yakınında polis merkezi bulunmaktadır.
AÇIK OLAN KAPILAR
49. Esbat (Kabileler) Kapısı (Eyyübiler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın kuzeydoğu tarafında yer alır. İnşa tarihi h.610/m.1213’dür. Birden fazla onarım geçirmiştir. Şimdiki bulunan kapının inşa tarihi h.945/m.1538’e Kanuni Sultan Süleyman dönemine uzanmaktadır. Kemerli bir kapıdır ve 4 metre yüksekliğindedir. Esbat Kapısı’nın diğer ismi, Hıristiyanların Hz. Meryem’in doğduğu yer olduğuna inandıkları yerde bulunan Kutsal Hanna Kilisesine yakın olduğu için “Meryem Ana Kapısı”dır.
50. Hıtta Kapısı (Eyyubiler/Osmanlılar Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın kuzey revakı’nda yer alan Esbat Kapısı ile Şerefü’l-Enbiya Kapısı’nın aralarında yer almaktadır. Mescid-i Aksa’nın en eski kapılarındandır. İnşa tarihi bilinmemektedir. Eyyübiler ve Osmanlılar döneminde yenilenmiştir. Sade bir tarza sahiptir ve üstünde askılı taşlar bulunur. Geçmişte bu askılı taşlara meşaleler asılırdı. Bu kapıdan Eski Şehir’in Sadiye mahallesine çıkılır. İsrail İşgal Güçleri’nin sabah, akşam ve yatsı namazlarına serbestlik tanıdığı üç kapıdan birisidir.
51. Şerefü'l-Enbiya Kapısı ( Eyyübiler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın kuzey cephesinde yer alır. Memlüklüler döneminde Melik Muazzam İsa tarafından h.610/m. 1213’de yenilenmiştir. Bu kapı pek çok isimle bilinir. Kral Faysal Kapısı (Kral Faysal b. el Hüseyin’in Kudüs’e h.1348/m.1930’da yaptığı ziyaretin anısına), Şerefü’l-Enbiyâ Kapısı (Eski Şehir’de bulunan Şerefü’l-Enbiya Mahallesine açıldığı için) ve Dividdâr Kapısı (Dividdâr Medresesi’ne bitişik olduğu için) bu isimlerin bazılarıdır.
52. Ğavânime Kapısı (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın kuzey kısmında bulunmaktadır ve büyüklük olarak diğerlerine nispeten küçük sayılmaktadır. Benî Ğanim aşiretinin geldiği tarafa veya Ğavânime Mahallesine baktığı için bu ismi almıştır. Eskiden bu kapı, Hazreti İbrahim (a.s.)’a nispet edilerek “el-Halil Kapısı” olarak bilinmekteydi. h.707/m.1308 yılında yenilenmiştir. h.1419/m.1998 yılında aşırı milliyetçi İsrailli Yahudi bir yerleşimci tarafından bu kapının yakılmasından sonra Mescid-i Aksa İmar Komitesi tarafından kapı yenilenmiştir.
53. Nâzır Kapısı (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksanın batı revaklarında ve Ğavânime Kapısı’nın güneyinde bulunmaktad ı r . Memlüklüler döneminde h.600/m.1203 yılında Melik Muazzam İsa tarafından yenilenmiştir. Bu kapı, 4,5 metre yüksekliğinde büyük bir kapı olup adını Memlüklüler döneminde bu kapının yakınında oturduğu sanılan o dönemin Haremeynü’ş-Şerifeyn (Mescid-i Aksa ve Mescid-i İbrahim Haremleri) Nâzırı’na nispetle “Nâzır Kapısı” ismini almıştır. Ayrıca bu kapıya başka birçok isim daha verilmiştir. Çok eski bir döneme uzanan “Mikail Kapısı”; Osmanlılar zamanında kapının yakınında “Ribâtü’lMensuriye” olarak adlandırılan ve hapishane olarak inşa edilen bir binadan dolayı “Hapishane Kapısı”; Yüksek İslam Meclisi’ne nispetle “Meclis Kapısı” adları verilmiştir.
54. Hadid Kapısı (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın batı revaklarında Nâzır Kapısı ile Kattânîn Kapısı’nın arasında yer almaktadır. Bu kapı h.755- -758 / m.1354 - 1357 yılları arasında yenilenmiştir. Kapıya, “Aragoniye Medresesini” kuran ve vakfeden sonrada bu kapıyı yenileyen “Aragon el-Kamilî”ye nispetle “Aragon Kapısı” adı da verilmiştir.
55. Kattânîn (Pamukçular) Kapısı (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksanın batı revaklarının içinde Mathara Kapısı ile Hadîd Kapısı’nın ortasında yer almaktadır. h.737/m.1336 yılında Memlüklü Sultanı Muhammed b. Kalavun döneminde inşa edilmiştir. Mescid-i Aksa’nın en güzel kapılarındandır. Kapının üst tarafı petek şeklinde mukarnas motiflerle bezenmiştir. Mescid-i Aksa’nın avlusundan Kudüs Eski Şehir’deki Kattânîn (Pamukçular) Pazarına bu kapıdan geçilerek gidilmektedir.
56. Mathara Kapısı (Eyyübiler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın batı revaklarında ve Kattânîn Kapısı’nın yanında Kubbetü’sSahra’nın yakınında bir yerdedir. Mescid-i Aksa’nın kapıları arasında Kudüs Eski Şehir’in sokaklarına veya caddelerine çıkışı olmayan tek kapıdır. Kapı, abdesthaneye açılır ve adını abdesthaneden almıştır. Bu abdesthane ve kapı Eyyübiler döneminde Sultan Âdil Ebu Bekir Eyyübi zamanında yapılmıştır ve Alaaddin Busayrî tarafından h.666/m.1267 yılında yenilenmiştir.
57. Sekine Kapısı (Eyyübiler Dönemi)
“Sihirbazlar Kapısı” ve “Davut Kapısı” olarak da adlandırılır. Bu kapı, Harem’in ana kapılarından biridir. Kuzey yönünden “Silsile Kapısı” ile bitişik olup hâlihazırda kapalıdır. Kapının inşası ve yenilenmesi Eyyübiler dönemine dayanmaktadır. Üzerinde içiçe girmiş nakışlı taşlar bulunan bu büyük ahşap kapı iki kanatlı olup kanatları kapatıldığında kanatların birinin üzerinde bir kişinin girebileceği büyüklükte küçük bir kapı bulunmaktadır.
58. Silsile (Zincirli) Kapısı (Eyyübiler Dönemi)
Harem-i Şerif’in ana kapılarından biridir ve Mescid-i Aksa’nın batı duvarlarının güney kısmında bulunmaktadır. Kapı hâlihazırda açıktır ve inşa tarihi Eyyübiler dönemine dayanmaktadır. Ahşaptan üzerinde içiçe geçmiş motiflerle süslenmiş iki kanatlı büyük bir kapı olup kanatları kapatıldığında kanatların birinin üzerinde bir kişinin girebileceği büyüklükte küçük bir kapı bulunmaktadır. Bu kapı Eyyübiler döneminde h.600/m.1200 yılında yenilenmiştir.
59. Meğâribe (Mağribliler) Kapısı (Memlüklüler Dönemi)
Mescid-i Aksa’nın Burak Duvarı olarak adlandırılan batı surlarında bulunmaktadır. Memlüklüler döneminde h.713/m.1313 yılında yenilenmiştir. h.1387/m.1967 yılında işgalden sonra İşgalci İsrail Güçleri tarafından tamamen yıkılıp ortadan kaldırılmış olan Mağribliler Mahallesine bakardı. Günümüzde bu mahallenin yeri, Yahudilerin “Ağlama Duvarı” diye adlandırdıkları yerin önünde ibadetlerini yapabilmek için Yahudiler tarafından “Ağlama Meydanı” adı verilen bir meydana dönüştürülmüştür. Ayrıca bu meydana bakan yerde Yahudiler tarafından, dinî ibadetlerini yerine getirmek ve birçok hizmet için yeni binalar inşa edilmiştir. İşgalci İsrail Güçleri, Yahudileri ibadetlerini yaparken korumak bahanesi ile Müslümanların bu kapıyı kullanmalarını yasaklamışlardır. İslam alemini ilk mescid-i ve külliyesiniislami izan ve şuur vererek sahip çıkmasına kısa zamanda nasip etsin inşallah.
Yorumlar
Kalan Karakter: