ALIŞTIĞIMIZ SOSYAL YOZLAŞMALAR
Yayınlanma :
16.06.2020 12:36
Güncelleme
: 17.06.2020 21:04
Toplumsal değişimin hızlı yaşandığı geleneksel toplumlarda geçiş dönemleri hep sancılı olmuştur. "Dün" değerli sayılanın "bugün" değersiz hale gelmesi ya da bugünün güzellik anlayışının sevimsiz, kalitesiz ve seviyesiz bulunması sanatta, mimaride, müzikte, edebiyatta, siyaset ve diğer alanlarda ikilem ve çatışmayı beraberinde getirmiştir.
Nitekim baş tacı ettiği değerlerin zaman içinde kıymetsiz bir metaya dönüştüğünü gören insan, kutsadıklarının bir kıymet-i harbiyesi kalmadığını fark edince derin bir sükut, dayanılmaz bir nedamet duygusu ve kahredici bir aldatılmışlık hisssiyatıyla kendi iç dünyasında çatışmalar yaşamaya başlar.
Özellikle bugünkü modern toplumda bu iç çatışmayı ve değerler erozyonunu tetikleyen çok değişik unsurlar vardır: Gelenek ve göreneğin ağır basması, aile hayatının çöküşü, kesintiye uğramış komşuluk ve insan ilişkileri, genel ahlâk ve iş ahlâkının bozulması, içi boşaltılan helal ve haram kavramları, inancın zaafiyete uğraması, ticarî ve siyasî tercihlerin değişkenliği, geçim sıkıntısı, işsizlik, çağın ihtiyaçlarına cevap veremeyen eğitimin irtifa kaybetmesi, kontrolsüz büyüyen şehirler, rantiye yahut şehir yağmacılığı, yozlaşan kültür, hortlayan cehalet, manipülasyon, sokaklara dökülmeye hazır kitlelerin karmaşık ruh hâli, çığırından çıkmış sosyal medya, magazin, popülizm, yozlaşma, kural tanımazlık velhasıl metalaşan bir toplum.
Bu büyük problemleri konuşmadan, irdelemeden, çözümlemeden hangi toplumsal meseleyi halledebilir, hangi sosyal yarayı iyileştirebiliriz ki?
Günahının ağırlığından dünü hatırlamak istemeyenler, bugün tövbe ferahlığı ile gençleri eleştiriyorlar. Genç nesil kendine neyi rol model seçecek Allah aşkına? Ticarî hileyi açıkgözlük, palavrayı pazarlama, riyakârlık ve düzenbazlığı "şark kurnazlığı" olarak gören, intihali entelijansıya, tercümeyi te'lif diye takdim eden ve cehaleti diplomayla taclandıran alaturka zihniyet mi rol model olacak?
Sosyal yozlaşmanın ayyukaya çıktığı bu geçiş döneminde, sokakları harama bulaşmış şehirlerin kenar mahallelerinden büyük filozoflar çıkmasını mı bekliyorsunuz?
"Bana ne kardeşim bunlardan!" diyorsanız; parmağında sedef çakısı, elinde iplik makarasıyla ikindi rüzgarlarında uçurtma uçuran erkek çocuklarınızın ya da bez bebeklerinin saçlarını tarayan minicik, masum kızlarınızın geleceğe yaslanmış çocuksu hayallerini şimdiden yok ediyorsunuz demektir.
Heder edilmiş çocukların gökyüzüne karışmış feryatlarını duymuyor musunuz? Kur'anî bir ifade ile bitirelim: "Güneş dürülüp karardığında, Yıldızlar dökülüp söndüğünde; Dağlar sökülüp yürütüldüğünde; Gebe develer başı boş bırakıldığında; Yabani hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde;
Denizler kaynatıldığında; İnsanlar (amelleriyle) eşleştirilip (buna göre) şekillendirildiğinde; Diri diri gömülen kıza hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda; Defterler ortaya serildiğinde; Gökyüzü sıyrılıp açıldığında; Cehennem ateşi harlatıldığında; Cennet yaklaştırıldığında; Kişi neler yaptığını öğrenmiş olacaktır." (Tekvîr Suresi, 1-14)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: