Bir zamanlar "mirasyedi", üç beş bezirgân, gölgesinde serinledikleri ağacın altında parmaklarını bir mızrak gibi sallayıp "Siz olmasanız da olur!" demişlerdi.
Öyle ya, siz olmasanız da olurdu. Oysa gölgesinde serinledikleri ağacı, yok saydıkları o adamlar dikmişti. Kulaklar "Siz olmasanız da olur!" diye uğuldarken neler olup bittiğini anlayanlardan biri meseleyi şöyle özetlemişti: Bundan gayrı "Lekum dinukum veliye din" diyeceğiz.
Öyle dediler ve olup bitenleri dikkatle izlediler. Bir zamanlar yok sayılanlar, kendilerini yok sayanları "yok" saymaya başlayınca, mahallenin yeni bitme mirasyedileri tepe taklak yuvarlanıp gittiler.
İşte o zamandan beri ne acılar unutuldu ne sancılar kesildi. Gönül göçüyle dört bir tarafa savrulmuş, isimsiz neferlerden geriye acıklı hikâyeler kaldı.
Şimdi hayat bir başka zamana gebedir ve köprülerin altından başka sular akmaktadır.
Zamane tüccarının burnu "erken" koku almış olmalı ki avanesini "is kokulu" mekânlarda yeniden toplamaya başladı.
Yine benzer teraneler, yine samimiyetsiz temennalarla vıcık vıcık peşrevler çekilmeye başlandığına göre hesap günü pek yakın demektir.
Size çıplak ayaklı bir adamın ibretlik hikâyesini anlatayım. "1960 Roma Olimpiyatları'nın maraton koşusunda ipi göğüslemek üzere olan atlet kara tenlidir. Ne de olsa! Habeş atletin adı Abebe Bilika'dır. Otuz yıl önce ülkesini işgal eden İtalyan askerlerin zafer resmî geçidi yaptığı yoldan koşarak stadyuma girmiştir. Yarışı birinci olarak tamamlamakla kalmaz, o güne kadar yapılan maraton koşularının en iyi derecesini de elde eder. Üstelik Abebe Bilika, başarıya çıplak ayaklarıyla koşmuştur."
Zamanın "gölge fesleğenleri" bir şeyi unutuyorlar. Koltuk çıkmayla maraton koşulsaydı, "markalı ayakkabı" giyenler çoktan olimpiyat şampiyonu olurdu!
Göreceksiniz; egolarını tavaf eden adamlar, çıplak ayakla maraton koşanları şaşkınlıkla alkışlayacaklar!
Ne zaman mı?
Bekleyin; görecektir, duranlar yürüyeni,
Sabredin; gelecektir, solmaz ve pörsümez yeni!
Karayel bir kıvılcım, simsiyah oldu ocak,
Gün doğmakta anneler ne zaman doğuracak?
Kalın sağlıcakla.
Öğr. Gör. Yaşar ÖZTÜRK