Radyoloji AD. Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhammet Arslan, girişimsel radyolojinin, tıbbın hızla ilerleyen bir dalı olduğunu belirterek, radyolojinin tedavi edici bölümü olduğunu ifade etti.
Girişimsel radyologların, görüntüleme kılavuzluğunda minimal invaziv yöntemlerle perkütan (ciltten girilerek) tedaviler yaparak diğer klinik branşlara birçok konuda yardımcı olduğunun altını çizen Arslan, temelleri 60’lı yıllara dayanan girişimsel radyolojik tedavilerde, işlemlerin çeşitliliği, karmaşıklığı ve derinliğinin son zamanlarda çok artığını ifade etti.
Arslan,”Bu şekilde çok geniş bir spektrumdaki işlemlere özgü yöntem ve teknikler geliştikçe, daha kritik ve dokunulamaz hastaların girişimsel tedavileri yapılabilir hale gelmiştir.Girişimsel radyolojideki işlemler; görüntüleme kılavuzluğunda cerrahiye göre çok daha az invaziv yöntemler kullanarak, tedaviyi yönlendirir. Genellikle bu işlemler hastalar için daha kolaydır. Çünkü geniş kesiler yoktur, daha az ağrı, risk ve daha kısa iyileşme zamanı ile işlemler tamamlanır.Girişimsel radyologlar önceden elde edilmiş görüntüler üzerinde gerçekleştireceği işlemi planlar. Daha sonra kateterleri (birkaç milimetre kalınlığındaki plastik tüpler) damarlardan veya perkütan olarak (ciltten girilerek), görüntüleme kılavuzluğunda (Dijital Substraksiyon Anjiografi, Floroskopi, Ultrason, Bilgisayarlı Tomografi) yönlendirirler. Bu işlemler lokal veya gereğinde genel anestezi altında gerçekleştirilir. Girişimsel radyolojik işlemler vasküler (damarla ilgili) ve nonvasküler (damar dışı organlarla ilgili) olarak iki büyük gruba ayrılır.”dedi.
Yrd. Doç. Dr. Arslan, erken tanının önemini belirterek hastaların bir çok ameliyattan kurtulabilmeleri için Girişimsel Radyoloji bölümüne başvurmalarının önemini de vurguladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: