Dün bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Bir ara başka bir arkadaşın dedesi konu oldu. Rahmetli Ömer dede okula öğretmen tarafından çağırılmış İstiklal savaşında yaşadıkları anlattırılmış.
Konuşmanın sonunda bir ihtiyacı olup olmadığı gazilik maaşı alıp almadığı sorulmuş. Yardım edilmek istenmiş.
Gazi ömer dede tepki göstermiş. Ne yardımı benim elim ayağım tutuyor, ne gazilik maaşı vatanı savunmak benimde görevimdi, bu görevim için paramı alacaktım diye cevap vermiş.
Bende köyüm Süllerde ve Çal çevresinde gazilik maaşı almayanları hallerinin vakitlerinin yerinde olduğunu vatan savunması için para almanın ayıp olduğunu söyleyenleri görmüş ve dinlemiştim,bizzat duymuşluğum ellerini öpmüşlüğüm vardı.
Bunları konuşurken Türkeş beyi hatırladım.
Denizliye geldiğinde ceza evinden çıkmış zor durumdaki ülkücü arkadaşlarımızla sohbet ediyordu. O aralarda Devlete karşı tazminat davası açma konusu gündemdeydi.
Bir arkadaşımız efendim bizlerde tazminat davası açsak nasıl olur diye sormuştu.
Rahmetli Türkeş beyimiz hiddetlenmiş ve çok sinirlenmişti. Devletimizi davamı edeceksin sen diye sormuş ve devamla devlet kutsaldır dava edilemaz. Biz bu kavgamızı para pul veya bir karşılık için vermedik demişti.
Heyhatki şimdi ülkücüsü, milliyetçisi sağcısı,solcusu, okumuşu, cahili,fakiri,zengini, dinlisi dinsizi, kapitalisti, koministi devleti bir fazla yolmak için yarışıyor.
Ondan sonrada ülke kalkınmıyor diye bağırıyor. Sanki ülkeyi başka birileri gelipte kalkındıracak. Sen devlete düşman gibi baktıkça, devleti yoldukça,ÜLKE KALKINMAZ ve yolduklarında sana yaramaz .Ya şeker hastası kalp hastası olur veya başka bir illete yakalanır yiyemezsin. Çoluk çocuğundan çıkar.
Ne zamanki yukarıda anlattığım gazi dedelerimiz gibi düşünür davranır ve devletin, vatanın ve milletin senin olduğunun idrakine varırsın ve sahip çıkarsın işte o zaman ÜLKE KALKINIR.
Milletde sende huzura kavuşursun ve her şeyin tadınada varırsın.