Allah yolunda ve vatan uğrunda canına feda eden Müslüman’a “şehit” denir. İslam’da şehitlik makamı, peygamberlik makamından sonra gelen en yüce makam olarak inanılır. Yüce Allah “Şehitlerin kul hakkı dâhil bütün günahlarının affedileceğini” belirterek “Allah yolunda ölenlere (şehitlere) ölü demeyin. Bilâkis onlar diridirler. Lakin siz onu anlayamazsınız.” (Bakara,154) diyerek, kendi katında şehitliğin ve şehitlerin ne kadar mühim mertebe olduğunu müjdelemiştir.
Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy da İstiklâl Marşı’nda şehitlerimize saygı duymamızı: “Bastığın yerleri ‘toprak’ diyerek geçme, tanı!
Düşün, altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyaları alsan da bu Cennet vatanı.” diyerek öğüt vermektedir.
İnsanların birey olarak yuvası ev, milletlerin yuvası vatandır. Huzur ve emniyet bakımından evsiz yaşamanın imkânı olmadığı gibi, vatansız yaşamak da mümkün değildir. Bir milletin var olması, varlığını devam ettirebilmesi, ancak bir vatana sahip olmasıyla mümkündür. “Vatan sevgisi imandandır” hadis-i şerif gereğince, vatan sevgisi bir ibadet kabul edilmiştir. Şair Mithat Cemal Kuntay bir şiirinde:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” diyerek vatanı tarif etmiştir.
Türk Milleti de; Malazgirt Ovası’nda, Sarıkamış Allahuekber Dağlarında, Çanakkale’de, Sakarya’da ve Anadolu’nun her karış toprağında, al kanını dökerek, bayrağının rengini belirlemiş, bu toprakları da ilelebet vatan yapmıştır. Anadolu, mahallenin en güzel kızı gibidir. Onu herkes almak isteyecektir ve istemektedir. İşte bundan dolayı Gazi Mustafa Kemal Atatürk:
“Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir… Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır!..” diyerek Türk Milleti’nin her ferdini vatan savunmasında görevlendirmiştir.
Kültürel birikimi, tarihi geçmişi, doğal görünümü, coğrafi konumu bakımından Anadolu toprakları her zaman “mahallenin en güzel kızı” değerinde görülmüş, yakın ve uzak kabadayı milletler tarafından talip olunmuş, uğruna kanlı dövüşler yapılmıştır. Sonunda mahallenin en delikanlı milleti olan Türk Milleti’ne yar olmuştur. Ama mahalle kabadayılarının Anadolu’ya karşı besledikleri platonik aşk bitmemiş, aksine mahallenin korkusuz delikanlısı Türk Milleti’ne karşı düşmanlığa dönüşmüştür. Dağlarında sümbül kokan, bağlarında bülbül uçan nazlı yâri Anadolu’ya, zaman zaman yan bakan, kaş çatan mahalle kabadayılar olmuştur. Ama delikanlı aziz Türk Milleti, tarihinin her döneminde, mahallenin zorba kabadayılarına karşı tek başına karşı durmuş, nazlı yârine düşmanın namahrem elini değdirmemiş, uzanan elleri kırmış, kıçlarına tekmeyi vurmuş, Anadolu’dan dışarı çıkarmıştır.
Uzak ve yakın “kaba-dayılar” ve onların işbirlikçileri bilsinler ki; biz Atayurdumuz Orta Asya’dan Anayurdumuz ve mahallenin en güzel kızı Anadolu’ya sahip olmak için gemileri yaktıkta öyle geldik. Nazlı yârimize yan bakanın gözünü oyarız, el uzatanın elini kırarız. Biz mahallenin en yakışıklı, en korkusuz, en adaletli, en kuvvetli ve en delikanlısı büyük Türk Milletiyiz. İşte her zora düştüğünde bu vatanı düşman işgalinden kurtaran; “Bizi şefkatli bir ana kucağı gibi bağrına basan bu vatan topraklarını düşmanlara çiğnetmemek, ay-yıldızlı al bayrağımızı ebediyen göklerde dalgalandırmak, gök kubbeyi çınlatan ezan sesini susturmamak, toprağın altında binlerce kefensiz yatanı rahatsız etmemek, üstünde yaşayanları da zillete ve esarete düşürmemek için, nefisleri Allah’ın verdiği her nimete tatmadan, bedenleri ölümü tadan, sevdiği ile bir ömür boyu aynı yastığa baş koymadan bu vatan için musalla taşına baş koyan şehitlerimiz, bu toprağın yetiştirdiği en kutsal vatan evlatlarıdır.
Sevdiği ile bir ömür boyu aynı yastığa baş koymadan bu vatan için musalla taşına baş koyan şehitlerimizin hatıralarını say göstermek, onların hatıralarına ve fedakarlıklarına yok sayarak onları katledenleri itibar kazandırmaya çalışan işbirlikçi çevrelere gerekli ikazı yapmak için uğrunda toprağa düştükleri Türk toprağının koynunda ve Türk Bayrağı’nın gölgesinde yattıkları yerleri yani şehitlikleri sizleri göstermeye çalışacağız, saygılarımızla...
Yorumlar
Kalan Karakter: