“Adam lüks lokantaya girmiş, güzel bir masaya oturmuş. Garson gelmiş. Siparişini vermiş. Garson yanından ayrılmadan sormuş:
- Bugüne kadar sana en çok kaç lira bahşiş verdiler?
- Beş yüz lira.
- Tamam. Ben beş bin lira vereyim. Hizmeti en güzel şekilde yaparsın. Ancak benim bir şartım var. Beş bini veririm ama yemeğin sonunda kafam biraz iyi olunca seni döverim.
Garson merak etmiş. Beş bin lira iyi para, fakat işin sonunda dayak yemek de var...
Merakla sormuş:
- Beyefendi, döveceksiniz tamam da ne kadar döversiniz?
- Verdiğim parayı alıncaya kadar?”
Önümüzde seçim var. Bahşişler de bol keseden dağıtılıyor!
Bana sorarsanız, iyi düşünün!
Düşünün ve bol keseden vaadedilen bahşişlere dikkat edin. Sonunda sopa yemek de var!
Bahşişi verenin elinde tokmak hazır!..
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
Not: Cumanın hayır ve bereketi üzerinize olsun!