Gerçekler kış olsa da gönüller bekliyor yaz,
Bir yanımız ağlarken bir yanımız çalar saz,
Yalan da olsa övgü, her ruhu okşar biraz.
Akıllılar över de tenkitlerden sakınır,
Hakikat kaktüs gibi zülf-i yâre dokunur.
Överek alkışlarsan, geçersin sen de kâre;
Gez istersen başıboş, sokaklarda âvâre;
Ağır olur bedeli, dokunma zülf-i yâre.
Dünyaya heves eden gizli gizli yakınır,
Hakikat kaktüs gibi zülf-i yâre dokunur.
Hakikatten uzakta, hayâllerle oyalan;
Herkesi memnun eder, nefse hoş gelen yalan;
Sevinir o haramdan bir parçacık pay alan.
Bir lokma haram yiyen arkasına bakınır,
Hakikat kaktüs gibi zülf-i yâre dokunur.
“Kral çıplak” diyenin, gözü oyulur gözü;
Hesap isteyenlerin, havada kalır sözü;
Hiç kızarmak bilmiyor, haram yiyenin yüzü.
Gün gelir hesapları, yüzlerine okunur;
Hakikat kaktüs gibi zülf-i yâre dokunur.
Böyle gelmiş bu dünya, böyle gider mi sandın;
Açık gerçekten kaçtın, yalanlara inandın;
Aklını kullanmazsan, vallahi sen de yandın!
Karabudak dünyada, haksızlıktan çekinir;
Hakikat kaktüs gibi zülf-i yâre dokunur.