"Yıl 1432. Hacı Bayram, Ankara'da tanınmış bir şeyh. Çevresine çok sayıda mürit toplanmış.
Bu durum, Edirne'de bulunan Padişah 2. Murat Han'a şikayet edilmiş. Demiş ki şikayet edenler:
- Hünkarım, Ankara'da bir şeyh türedi. Herkesi yanına topladı. Yakında sizin sultanlığınızı da elinizden alacak!
Padişah, Edirne'den Ankara'ya müfettiş göndermiş. O dönemde bir şeyhe bağlanan askerlik çağındaki gençler askere alınmıyormuş. Müfettiş gelmiş. Durumu görmüş. Hacı Bayram'a demiş ki:
- Ordunun askere ihtiyacı var. Siz bunca adamı toplamışsınız. Bunları askere gitmesin diye mi topladınız?
Hacı Bayram, hemen cevap vermemiş. Ertesi gün bütün müritlerini çayıra toplamış. Bir çadır kurmuş. Açıklamasını yapmış:
- Bugün burada benim için kendini kurban edecek gönüllü müridimi belirleyeceğim. Gönüllü çıkanları şu çadırda kurban edeceğim. Benim için kurban olacaklar bir adım öne çıksın!
O büyük kalabalıktan yalnız iki kişi öne çıkmış. Hacı Bayram onları çadıra almış. Padişahın müfettişine de şunu demiş:
- İşte benim iki müridim çadırda. O ikisi kalsın diğerlerini ne yaparsanız yapın!"
Son haftalarda bir tartışma var. Bir yıldır yüz elli bin askerlik çağındaki genç, "Askerlik yapmaya elverişli değil!" Raporu almış!..
Onlar hangi şeyhin müridi, hangi siyasetçinin mahdumu, hangi zenginin biriciği acaba?!?
Onlar için de:
- Hepsi turp gibi, alın bunları da askere!.. diyecek bir babayiğit yok mu?
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!