“Hz. Ömer ölmeden önce oğlu Abdullah’a nasihatlerde bulunmuş. Abdullah babasının öleceğini düşünerek hüzünlenmiş. Hz. Ömer o zaman demiş ki:
- Sen merak etme, en kısa zamanda ben sana görünürüm!
Hz. Ömer vefat etmiş. Aradan tam on iki yıl geçmiş. Bir gece Abdullah, babası Hz. Ömer’i rüyasında görmüş. Heyecanla sarılmış ve sormuş:
- Babacığım, bunca yıl geçti. Hani en kısa zamanda görünecektin, şimdiye kadar nerede kaldın?
Hz. Ömer durumunu açıklamış:
- Evladım, askerlerimin Dicle nehri üzerine yaptığı köprüden geçerken ayağı kırılan keçinin ayağının kırılmasının hesabını sordular. Şimdiye kadar onun hesabını verdim. O hesap bitti, hemen sana geldim!”
Bu rüya, Selçuklu Sadrazamı Nizamülmülk’ün yazdığı SİYASETNAME adlı devlet yönetmenin inceliklerinin anlatıldığı kitabın (sanırım) 42. Sayfasında yer almaktadır.
Daha sonra devlet yöneticilerine şu soruyu soruyor Nizamülmülk:
- Köprüden geçerken ayağı kırılan bir keçinin hesabı on iki yıl sürerse, yıllarca süren iktidarınızda yaptığınız işlerin hesabı kaç yıl sürer? Bu iktidar sorumluluğunun hesabı nasıl verilir?..
Biz de diyoruz ki:
Devleti yönetme sorumluluğu taşıyanlardan kaçı, bu kitapta ne anlatıldığından haberdaar?
HZ. Ömer kul hakkı konusunda o kadar hassastı ki kendi işini yaparken, kendi mumunu yakıyordu!..
Oradaki hesap buradakinden daha zor veriliyor olmalı!..